Gabonlu üniversite öğrencisi Dina’nın ölümüne ilişkin davanın beşinci duruşmasında Karabük Adliyesi’ne kulaklık, şarj aleti, kamera ve bilgisayarlar alınmadı. Mahkeme kararını açıkladı. Sanığın tutukluluk halinin devamına, tanıklar için müzekkere yazılmasına, keşif taleplerimizin reddine karar verildi
Gabonlu üniversite öğrencisi Dina’nın ölümüne ilişkin açılan davanın beşinci duruşması Karabük Adliyesi’nde görülüyor.
Duruşma öncesinde adliyenin önü çok sayıda polis tarafından kapatıldı. Adliyeye girişte davayı takip etmek üzere Karabük’e gelmiş kadınlar ve feminist avukatlar detaylı üst araması ile alındı. Adliyeden içeriye girmek isteyenlerin kulaklık, şarj aleti, kamera ve bilgisayarlarına el konuldu.
Duruşmada tanıkların ifadeleri alınıyor.
Tanık sorguları sonrasında Dina’nın annesi ve babası söz alarak adalet istedi.
Feminist avukatlar, olay mahalline gidilmesi talebini yineledi. Heyetin değiştiğini, Filyos Çayı keşfinin bu sebeple de olsa yenilenmesinin elzem olduğunu vurgulayan avukatlar bilirkişi raporunun da eksik değerlendirmeye dayandığını belirtti.
Duruşmada savcı sanığın tutukluluğunun devamını talep etti
Sanık avukatları söz aldı: “Katılan vekilleri senaryo anlatıyor. Burada senaryo yazmayalım. Dina kendisi suya atlamış olabilir. Müvekkilimiz baskıyla suçlu ilan edildi. Masumiyet karinesi ihlal edildi.”
Sanık da tahliyesini istedi.
Mahkeme kararını açıkladı: Sanığın tutukluluk halinin devamına, tanıklar için müzekkere yazılmasına, keşif taleplerimizin reddine karar verildi.
Dava 29 Kasım saat 14.00’e ertelendi.
Duruşmadan sonra Karabük Adliyesi önünde Dina İçin Feministler bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada önce avukat duruşmadan bilgi verdi. Sonrasında basın metni okundu.
Açıklamada şunlar söylendi:
Dina için feministler olarak, Dina için gerçek adaletin tesisini talep etmeye 5. kez Karabük’e geldik.
Dina’nın maruz kaldığı erkek şiddeti sonucunda öldürülmesinin münferit bir konu olmadığını biliyoruz. Dina, patriyarka ve ırkçılıktan beslenen sistematik erkek şiddeti sonucunda öldürüldü. Mahkeme heyetine en başından bu yana söylemeye çalıştığımız Dina’nın öldürülmesine giden süreçte tek bir fail olmadığı, birden fazla erkeğin burada sanık sıfatıyla yargılanması gerektiği ve yargılanması gereken sanık erkeklerin birbirleriyle olan ilişkisinin ortaya konulmasının, gerçeğe ulaşılması açısından zorunlu olduğuydu. Gerek Dina özelinde gerek son günlerde ayyuka çıkan kadın cinayetlerinde bildiğimiz bir şey varsa o da herhangi bir erkeğin şiddet faili olabildiği ve etkin bir soruşturma süreci yürütülmediği sürece ortaya çıkan cezasızlık iklimiyle kadın cinayetlerinin devam ettiğidir. Kadın cinayetlerinin sadece birer adli vaka olarak ele alındığı yargı pratiğini kabul etmiyoruz.
Dina’nın ölümünün aydınlatılmasında en önemli delillerin olduğu Han Apartmanı bodrum katında olanların Mahkeme tarafından tartışılmaması politik bir tavırdır, aynı zamanda hukuki açıdan da hatalı ve eksiktir. Dina’nın çıplak ayakla erkek şiddetten kaçtığı gerçeğine gözlerini kapatan yargı, olayın tüm delillerine ve diğer faillerine ulaşmadan bir dava süreci yürütmüştür/ yürütmektedir.
Irkçılık ve patriyarka kıskacında işlenen erkek şiddetine karşı gerçek adaleti talep etmek için buradayız.
Bizler Dina’ya verdiğimiz sözü tutmaya ve göçmen kadınların yanında olmaya devam edeceğiz.
Yaşasın dayanışmamız.
Açıklama sonlanırken “Yaşasın feminist dayanışmamız”, “Erkek adalet değil gerçek adalet” sloganları atıldı.
Dina İçin Feministler, Karabük Adliyesi önünde açıklama yaptı:
“Irkçılık ve patriyarka kıskacında işlenen erkek şiddetine karşı gerçek adaleti talep etmek için buradayız. Dina’ya verdiğimiz sözü tutmaya ve göçmen kadınların yanında olmaya devam edeceğiz”https://t.co/OKfTWXFbdV pic.twitter.com/iLG04zgMVP
— sendika.org (@sendika_org) October 18, 2024
Sendika.Org