Antalya Finike’de taş ve mermer ocaklarına karşı yaşamı savunan Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu kayıplarının 7. yılında Antalya’da bir dizi etkinlik ile anılıyor. Program, mezar başında yapılan anma ile başladı
Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu 7 yıl önce katledilmişti. Antalya Finike’de taş ve mermer ocaklarına karşı yaşamı savunan Büyüknohutçu çiftinin dava süreci iyi işlemedi ve cinayetin azmettiricisi yargılanmadı. Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu cinayeti 7. yılında halen aydınlatılmadı. 7. yılı anısına etkinlik programı çağrısı yapan Büyüknohutçu dostları bugün (9 Mayıs) saat 13.00’te Muratpaşa Andızlı Mezarlığı’nda bir araya geldi.
Anmada ilk olarak davanın avukatı Tuncay Koç konuştu. Koç, davanın Anayasa Mahkemesi’nde beklediğini söyledi. Sonra Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu Dostları adına Erol Malçok açıklama yaptı. EGEÇEP adına Derya Lim söz aldı. Sonrasında çiftin kızı Emine Büyüknohutçu söz aldı. Ardından Erol Malçok bugünkü program hakkında bilgi verdi.
Büyüknohutçu dostlarının açıklaması şöyle:
Antalya’nın Finike İlçesi Kızılcık Yaylası’nda, tüm canlı yaşamı mahveden taş ve mermer ocaklarına karşı mücadele verip, bölge insanında ekolojik bir bilinç oluşturmaya çalışan Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu 9 Mayıs 2017’de katledildi. Ölümlerinin üzerinden geçen 7 yıla rağmen, organize bir cinayet olduğu apaçık belli olan bu olayın azmettiricileri yargılanmadı.
Cinayetin arkasından tutuklanan Ali Yamuç, yaşam savunucuları Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu’yu para için öldürdüğünü söyledi. Arkasından ise, eşi Fatma Yamuç’un üzerinde, bir mermer şirketi sahibine hitaben yazılan “10 gün içerisinde param gelmezse görüşürüz. İpleriniz cebinizde haberiniz olsun.” İfadeleri bulunan bir mektup yakalandı. Bu mektuba ve cinayet delillerini saklamasına dayanarak Fatma Yamuç cinayete iştirakten tutuklandı. Ancak tüm bu süreçler, derinleştirme ve etkili bir soruşturmadan yoksun işletildi. Deliller yeterince toplanmadı ve telefon kayıtlarına bakma ihtiyacı bile duyulmadı. Geçen yıl öğrendiğimiz ve daha önce basınla paylaştığımız, çok önemli olduğunu düşündüğümüz bir bilgiyi de buradan yine duyurmak istiyoruz. Cinayet sonrası Jandarma, cinayet sanığı Ali Yamuç’u olay yerine götürüp, ‘Cinayeti nasıl gerçekleştirdiğini anlat’ dediğinde Yamuç ‘Tel örgüden atlayıp içeri girdim ve sonrasında ateş ettim’ diyor. Oysa biz teyzesinden öğreniyoruz ki, Ali Yamuç’un bacağında protez varmış. Yani öyle bir yükseklikten atlaması mümkün değil. Üstelik Yamuç’un teyzesi ve annesi, yüksekliklere dikkat etmesi gerektiğine dair doktor uyarısı olduğunu da belirtiyor.Daha sonra, Ali Yamuç, can güvenliği gerekçesiyle Elmalı Cezaevi’nden, Alanya L Tipi Cezaevi’ne sevkedildi. 20 Eylül 2017’de ise Ali Yamuç cezaevinde ölü bulundu. Alanya Savcılığı’nın hazırladığı rapora göre, Ali Yamuç’un kaldığı koğuşun banyosunun penceresine eşofman lastiğiyle kendini astığı belirtildi. Oldukça şüpheli olan bu ölüm, intihar olarak kayıtlara geçti ve dosya kapatıldı. Ali Yamuç, öldüğü için hakkındaki dava düşerken, 17 Kasım 2017’den itibaren Fatma Yamuç cinayete yardım etme içerikli iddianameyle yargılanmaya başladı. Ancak Fatma Yamuç, yargılandığı Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi’nde cinayete yardım etmek suçundan beraat etti. Mahkeme, dosyanın durumuna göre, olası azmettiriciler hakkında ve Fatma Yamuç da delilleri kararttığı için suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
Bunun ardından Büyüknohutçu Ailesi, mahkeme kararına dayanarak soruşturmanın derinleştirilmesi için Finike Cumhuriyet Savcılığı’na ihbarda bulundu. Ancak Finike Cumhuriyet Savcılığı, eski görüşlerini tekrarlayarak, soruşturmayı derinleştirmeyip, yeni delil toplamayarak azmettiriciler yönünden “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verdi.
Ailenin itirazı üzerine dosya, Elmalı Sulh Ceza Mahkemesi’ne gitti. Mahkeme maalesef azmettiriciler hakkında hiçbir değerlendirme yapmadan bu kararı onadı ve itirazı reddetti. Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi’nin daha önceki suç duyurusu kararına rağmen azmettiriciler yönünden yeni soruşturma yapılmadı ve böylece dosya tamamen kapatılmış oldu. Şurası bizce çok açıktır ki Büyüknohutçu davasının üstü örtülmek istenmektedir. Baştan beri adeta “gizli bir el” delilleri karartmaya çalışmıştır. Bütün bu gelişmeler sonucunda aile davayı Anayasa Mahkemesi’ne taşımak zorunda kaldı ve AYM süreci halen devam etmektedir.
Bizler, Aysin ve Ali Ulvi’nin dostları olarak bu davanın peşini bırakmayacağız. Davada, en küçük bir sır perdesinin dahi ortadan kaldırılıp, gerçeklerin tüm yönleriyle açığa çıkması için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Adalet talebimizi tüm sağır kulaklara haykıracağız. Ve bunu yaparken yalnız olmadığımızı çok iyi biliyoruz. Yüreği, en büyük erdem olan adaletten yana atan her bir insanın bu davaya sahip çıktığından ve çıkacağından eminiz. Tek tek hepinizden çıkan her ses, yaşam savunucusu insanların ve değeri kendi içinde saklı olan her canlının, canına can katacak! Ve gezegeni adeta bir mezbahaya çevirmek isteyen sistemin çarkları öyle kolay işlemeyecek!
Aysin ve Ali Ulvi dostlarımızı, bize mücadele azmi veren duruşlarının ışığında sevgi ve saygıyla anıyor, boşuna ölmediklerini attığımız her adımda göstereceğimize söz veriyoruz!
Sendika.Org