DİSK’in 10-11 Şubat günlerinde gerçekleşen Genel Kurulu’nda kürsüden eleştiriler dile getirilmiş, faşist siyasetçiler ve sermaye örgütleri ile yan yana görünmekte beis görmeyen yöneticilerin DİSK üyesi sendikaların yürüttüğü direnişler dahil yeni işçi direnişleri söz konusu olduğunda ise mesafeli davrandığı söylenmişti. Bu eleştirilerin içeriğine atıfla ancak herhangi bir kişi ya da kurumu hedef almadan X hesabından paylaşım yapan DİSK Basın İş Genel Sekreteri gazeteci Tolga Balcı, DİSK Yönetimi tarafından “uyarıldı”. Uyarının altında imzası bulunanlardan birinin daha önce DİSK’in bir basın toplantısında gazetecilere hakaret eden DİSK Yönetim Kurulu üyesi Kazım Doğan olması dikkat çekti
DİSK Yönetim Kurulu’nun konfederasyona üye sendikalardan DİSK Basın İş’in Genel Sekreteri Tolga Balcı hakkında, X hesabından paylaştığı bir yorum nedeniyle uyarı yazısı gönderdiği sosyal medyaya yansıdı.
DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün ve Hukuk Dairesi Başkanı Kazım Doğan imzası ile iletilen yazıda Tolga Balcı’nın X hesabından DİSK’in kuruluş yıldönümü olan 13 Şubat günü paylaştığı ifadeler “iftira, karalama ve hakaret” olarak değerlendiriliyor.
Balcı’nın söz konusu paylaşımı şöyle: “Bugün DİSK’in 57. Kuruluş yıldönümü. DİSK’in değerlerine sahip çıkarak ne Akşenerlere ne de TÜSİAD’cılara yamanmadan yürüyen bir geleneğin ayak izini takip ederek sınıfının sesine ses katmak için buradayız. Safımız direnişçi işçilerin yanı olacak hep.”
Paylaşımda açıktan herhangi bir kişi ya da kurum hedef alınmıyor ancak DİSK yönetimi adına gönderilen uyarı yazısında “Açıktır ki bu ifadeleri örgüt içi organlarda değil de kamuoyu önünde kullanması bir ‘eleştiri’ olmadığını, iftira, karalama ve hakaret anlamına geldiğini, DİSK yönetimini asılsız ithamlarla karalayarak Konfederasyonun itibarını zedelemeyi hedeflediğini göstermektedir” deniliyor.
DİSK yönetiminin alınganlığı ancak DİSK Genel Kurulu’nda yapılan tartışmalarla birlikte anlam kazanıyor.
DİSK’in 10-11 Şubat günlerinde gerçekleşen 17. Olağan Genel Kurulu’nun ikinci gününde kürsüden eleştiriler dile getirilmiş, konfederasyonun anti-demokratik bir işleyişe büründüğü, faşist siyasetçiler ve sermaye örgütleri ile yan yana görünmekte beis görmeyen yöneticilerin DİSK üyesi sendikaların yürüttüğü direnişler dahil yeni işçi direnişleri söz konusu olduğunda ise mesafeli davrandığı söylenmişti.
Eleştirel konuşmaları yapanlardan biri de DİSK Enerji Sen Genel Başkanı Süleyman Keskin’di. Keskin, 8 yıl önce Süleyman Soylu Çalışma Bakanı olarak DİSK Genel Kurulu’na geldiğinde protesto ederek onu kovan DİSK’in bugün Meral Akşener’i ziyaret ettiğini ve TÜSİAD ile görüşme yaptığını hatırlatmış, aynı DİSK yönetiminin yüzünü işçi sınıfının direngen kesimlerine dönmekten imtina etmesini eleştirmişti. Keskin’in konuşmasının video kaydı sosyal medyada dolaşıma girmiş, konuşmanın ilgili bölümleri Sendika.Org dahil pek çok yayın organında haberleştirilmişti.
Soylu’yu kovan DİSK’ten Akşener’i, TÜSİAD’ı ziyaret eden DİSK’e
DİSK Genel Kurulu’nda oklar yönetime yöneldi
DİSK/Enerji-Sen Genel Başkanı Süleyman Keskin: “Biz yüzümüzü sınıfa dönemezsek daha ileriye gidemeyiz”https://t.co/oHu52GO4uI pic.twitter.com/JyO7IIgyGW
— sendika.org (@sendika_org) February 11, 2024
Ayrıca Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı, Nakliyat-İş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, Birleşik Metal-İş Gebze şubesinden delege Alperen Erkoç, Dev Turizm-İş’ten Turgay Özdemir, Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut da eleştirel konuşmalar yapmış, yönetime yakın bazı delegeler konuşması esnasında Kanber Saygılı’nın üzerine yürümüştü.
DİSK Basın İş Genel Sekreteri Tolga Balcı’nın iki gün sonra doğrudan DİSK’i ya da herhangi bir yöneticisini hedef almadan yaptığı paylaşıma yönelik disiplin soruşturması ve “uyarı” yazısı da bu tablo içinde anlam kazanıyor.
DİSK Yönetiminin, gerçekten konfederasyonun etki ve itibarını korumaya yönelik bir disiplin mekanizmasına sahip olup olmadığı konusunda ise bolca soru işareti mevcut.
Üye sendikaların örgütlenme faaliyetlerini desteklemesi gerekirken tam aksi tutum alan, DİSK’e üye olan işçileri sendikalarından istifa ettiren DİSK Bölge Temsilcilerine karşı herhangi bir disiplin süreci işletilmiş midir?
Eğer işletilmediyse ya da işletmek mümkün olmadıysa, kendi çıkarlarına ters düştüğünde konfederasyonu ve bağlı sendikaları zayıflatma hakkını kendinde gören bu kişilerin kudreti nereden gelmektedir?
Delege sayılarına ve maddi güçlerine güvenerek, kendilerine karşı herhangi bir disiplin süreci işletilmeyeceğinin özgüveniyle davranan “büyük” sendikaların marifetiyle DİSK’in ve DİSK yöneticilerinin itibarını yerle bir edecek olaylarda kimin nasıl bir tutum aldığı hangi rahatlıkla unutulmaktadır?
DİSK’in Haziran 2023’te düzenlediği bir basın toplantısında bir gazeteciyi “Yeter artık çektiğin!”, “Konuşma fazla, gelme lan bir daha!” diye azarlayan DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Kazım Doğan’ın, şimdi de DİSK Basın İş Genel Sekreteri bir gazeteciyi hedef alan bir disiplin soruşturmasında imzası olması nasıl bir aklın ürünüdür?
DİSK Basın İş’in “gazeteci azarlama” vakasında Kazım Doğan’ı eleştirmiş olması sonuçlarını bugün gördüğümüz bir hazımsızlığa neden olmuş mudur?
DİSK Yönetimi, Genel Kurul’daki eleştirilerin yanıtını doğrudan vermektense şimdi ima yoluyla eğreti bir disiplin soruşturmasıyla mı vermeye çalışmaktadır?
Genel Kuruldaki konuşması sırasında eleştiri hakkı elinden alınan Kamber Saygılı’ya saldırma girişiminde bulunanlara disiplin soruşturması uygulanmış mıdır?
DİSK Yönetimi kendi üyelerine karşı kinle mi hareket etmektedir?
Kin başkaları için tehlike arz edebilir ama kibirin yarattığı körlük asıl sahibine zarar vermeyecek midir?
Sosyal medyada da dolaşıma giren söz konusu uyarı yazısı:
Sendika.Org