Ankara’da Yeni Batı Mahallesi’nde muhtarlığa aday olan Sedef Gürkök ile adaylığına ve çalışmalarına dair konuştuk. Gürkök, muhtarlığı halkın sorunlarını halkla birlikte çözecek bir merkez olarak gördüklerini ve öyle bir yönetim anlayışla yola çıktıklarının altını çiziyor
Daha öncesinde Ankara Batıkent’te kadın el emeği pazarı çalışmaları yapan ve 2018 yılında kurulan Günebakanlar Kooperatifi’nden Sedef Gürkök, Batıkent’te Yeni Batı Mahallesi muhtarlığına aday oldu. Gürkök ile adaylığı, çalışmaları ve hedeflerine dair konuştuk.
Gürkök, dayandıkları gücün Günebakanlar Kooperatifi’ndeki çalışmalar ve o çalışmalarda kurulan ilişkiler olduğuna dikkat çekiyor. Birlik ve dayanışmayı muhtarlıkla birlikte daha da kuvvetlendirebileceklerini söyleyen Gürkök, muhtarlığı halkın sorunlarını halkla birlikte çözecek bir merkez olarak gördüklerini ve öyle bir yönetim anlayışla yola çıktıklarının altını çiziyor.
Neden Yeni Batı Mahallesi’ne aday oldunuz?
Merhaba, ben Sedef Gürkök. Batıkent’in en büyük mahallerinden Yeni Batı Mahallesi’nde muhtarlığa aday oldum. Muhtarlık giderek işlevi azaltılan bir kurum. Oysa bir mahalleyi en iyi tanıyan oranın sorunlarını bilen şiddete uğrayan kadınların ilk başvurduğu yoksulların dertlerini anlattığı, hak taleplerini dile getirdikleri kişidir muhtar. Bizim asıl aday olduğumuz işte bu. Halkın sorunlarını tespit etmek ve çözümü için birlikte hareket etmelerini sağlamak, zayıflayan mahalle kültürünü güçlendirmek öncelikli hedefimiz. Bulunduğumuz semt Batıkent’te 9 mahalle var ve bu 9 mahallenin 8’inde kadın muhtarlar var. Yani Batıkent’in böyle bir güzel yönü de var. Muhtarlarımız hep kendi aralarında bir ilişki içerisindeler ve koordineli güzel çalışmalar yürütüyorlar ama Yeni Batı Mahallesi’nde bu ilişki aksak ilerliyordu. Bunun çözülmesi ve tam anlamı ile uyumlu etkin bir çalışma sağlamak için aday olduk.
Sürekli biz aday olduk diyorum. Peki siz kimsiniz diyenlere söyleyelim. Günebakanlar Kadın Kooperatifi diye 2018’de kurduğumuz kooperatifimiz var. Bu kooperatifimizde hep kadınlara yönelik çalışmalar yürüttük. Seminerler, paneller, koro, el işi atölyeleri, saz kursları, feminist yazarlarla kadınları buluşturma, hukuk, sağlık yönünden bilgilendirme çalışmaları gibi pek çok çalışma yaptık. Biz bu tür faaliyetler içerisinde bulunurken ve bunları yaparken de kadın muhtarlarımızdan çok destekler aldık. Biz hep kendimiz oradaki mahallelere ulaşarak oradan bu tarafa aktarım yaptık. Anladık ki muhtarlık kadınlarla ilişki kurma konusunda çok önemli bir araç. Bu çalışmalarımız Yeni Batı’da bir muhtarlık çalışması yapmamız gerektiğini doğurdu. Sonra kooperatifteki kadınların fikirlerini aldık. Yapabilir miyiz diye tartıştık. Kooperatifimizde bulunan tüm kadınlarla birlikte aday olduk. Ben de bu işin görünür yüzü oldum.
Mahallenizde ne gibi sorunlar görüyorsunuz?
Çalışma yaptığımız mahallenim farklı sorunları var; yani bir doku değişikliği var, nüfus fazlalığı var, hızla yükselen bir yapılaşma var. Yaptığımız çalışmalarda; özellikle site başkanları ile görüşmelerimizde altyapı, okul, sağlık ocağı gibi birçok sorunun da olduğunu gördük. Yani orada muhtarlık çalışması yaparken gördüğümüz bu sorunları bir köşeye yazdık. Ama öbür tarafta da sosyal faaliyetlerde de eksiklikler var.
Kadınların hiç komşuluk ilişkileri yok, birbirleri ile dayanışma azalmış. Batıkent’te olanlardan çoğu zaman haberleri olmuyor. Biz bunları Günebakanlar olarak tespit ettiğimizde “tamam” dedik. Biz burada bir muhtarlık çalışması yapalım, bir muhtar adayı çıkaralım. Muhtarlığı kazandıktan sonra da bu sorunlara eğilelim istiyoruz. Bu konuda da tek başıma olmayacağım, yanımda kadınlar var. Çünkü biz böyle bir çalışmaya hep birlikte karar verdik ve birlikte mücadele ediyoruz.
Orada da muhtarlığı kazandığımızda da biz yine mahalleyi mahalle sakinleri ile hareket ederek yönetmek istiyoruz. Bunun için mahalle meclisleri oluşturmak istiyoruz. Bunun sözünü oradaki halka da verdik. Bu mahalle meclisleri biraz zor bir konu fakat çok önemli bir olay. Yani bir sorun üzerinden örnek vermemiz gerekirse mesela 12 bin kişinin yaşadığı İstanbul yolu tarafındaki mahallede Milli Eğitim’in okulu yok. Bu okulun olması için proje yapılmışsa da ilerlememiş. Bunu gerçekleştirebilmek için orada bir sosyal baskı, kamuoyu oluşturmak lazım. Bu da nasıl olacak, oluşturacağımız İstanbul yolundaki mahalle meclislerimizin ortak çalışması ile toplumsal baskı oluşturmakla olacak. Halkın haklı taleplerini örgütleyerek elde edemeyeceğimiz bir şey yok.
Sağlık Ocağı mesela çok yetersiz. Ulaşım problemleri var, altyapı sorunları var, yani bunların hepsini yapılabilmesi için tek başına bir muhtarın ya da yanımızdaki arkadaşlarımız yeterli değil. Oradaki oturan mahalleli ile birlikte hareket ederek yapmamız lazım. Mahallede ilişkilere hakim olan deneyimli insanlarla tüm mahalleliyi bir araya getirmek muhtarın görevi ama birlikte hareket etmek çok daha önemli bir olay.
Birinci planda zaten verdiğimiz söz bu. Diğer yönden yani biz mahalleyi birkaç kesime böldük çünkü 30 bine yakın seçmen var, nüfus çok daha fazla. Hemen hemen 3 mahalleye bölmek gerekiyor ve bu 3 mahallenin de farklı farklı sorunları var. Eski oturmuş bir mahalle var oranın sorunları daha farklı. Daha çok sosyal kültürel faaliyetlere ihtiyaç var. Bizleri bir araya getirip farkındalıklar oluşturmak gibi yapılması gereken işler var. Diğer mahallede dediğim gibi altyapı, okul, sağlık ocağı gibi sorunlar var. Yani bunları biz hep tespit ettik, içinde varız, arkadaşlarımızla beraber mücadele ediyoruz, halkın içindeyiz, mahallemizdeyiz, başaracağımıza da inanıyoruz. Örnek bir muhtarlığı da göstermek istiyoruz.
Günebakanlar Kadın Kooperatifi’nin bu süreçteki yeri nasıl oldu?
Günebakanlar Kadın Kooperatifi bize çok şey kattı, yani bakış açımızı bir hayli genişletti. Özellikle kadınlar konusunda. Örneğin; kadın el emeği pazarımız var, kadınlar bu pazarda kendileri üretiyorlar, kendileri fiyatlandırıp satış yapıyorlar. Kadınlar çok önem veriyor bu projeye, katkı sağlıyorlar. Orada amaç sadece satış yapıp para kazanmak değil, aynı zamanda birbirleriyle dayanışmayı alışverişi, ortak yaşamı da görüyorlar. Orada biz psikolojik açıdan desteğe ihtiyacı olan kadınları belediyelerin bununla ilgili bölümüne yönlendiriyoruz. Hukuk açısından eğer ihtiyaçları varsa gönüllü hukukçu arkadaşlarımız var onları yönlendiriyoruz. Yani burada sadece tezgah açıp satış yapan kadınlar gibi görünse de özünde dayanışma, dostluk, arkadaşlık, birliktelik gibi çok güzel şeyleri de yeşerttik. Mahallemizde de daha farklı projelerle benzer şeyleri yapmak istiyoruz.
Kadın el emeği pazarının şimdi yürüttüğünüz çalışmaya etkileri nasıl oldu?
Kadın el emeği pazarında hemen hemen 500’e yakın kadınla ilişki kurmuşuz. Şimdi öyle bir şey ki bunu geri dönüşümlerini de görüyoruz. Bu muhtarlık çalışmasında artık birebir insanların kapılarını çalıp gidiyoruz, yeni yerleşim yeri olan İstanbul yolu tarafında hiç Batıkent’ten oraya gidilmemiş, biz gitmeye başladık ve çok ilginç ki oradaki kadınlar bizi tanıdığını söylüyor. “Siz çok güvenilir insanlarsınız, gönüllü çalışan kişilersiniz ve size nasıl yardımcı olabilirim” diyor. Bu tür şeylerle karşılaşmak bizi çok mutlu ediyor. Yani çok zor durumda olan bir kadın gelmiş, biz ona destek olmuşuz. Bizim için çok normal bir olay ama o kadın orada satış yapmış, bir borcunu ödemiş, kızının okul parasını ödemiş. O kadın diyor ki “Siz bana neler yaptınız farkında mısınız?”. Yani bu dönüşleri almak insana ayrı bir mutluluk veriyor ve doğru yolda ilerlediğimizi bize gösteriyor. İnanın muhtarlığı alınca da çok farklı şeyler yapacağız.
Mahallenin genel sorunları dışında değindiğiniz başka bir konu var mı?
Bunun dışında en önemli konularımızdan biri ise mahalle afet ekipleri oluşturmak. Çünkü Batıkent’te 6 şubat depremi döneminde çok büyük bir dayanışma örneği yaşandı. Kooperatifimiz bir merkez oldu bu konuda. Kadınlar ördükleri battaniyeleri, atkıları bereleri evindeki erzakları getirdi. Mahalleli bizleri güvenilir görüp deprem bölgesi için desteklerde bulundular. Özellikle Hatay bölgesine 2 kamyon talep edilen ürünleri topladık götürdük. Sonrasında yaptığımız tartışmalarda herkesin düşündüğü gibi biz de bu kadar büyük bir depreme hazırlıklı olmadığımızı fark ettik. Kendimize “Yardım göndermek dışında bizler ne yapabiliriz?” sorusunu sorduk. Arama kurtarma faaliyetini ve ilk 72 saati ne kadar önemli olduğu konusunu tartıştık ve sonucunda “her mahallenin mutlaka bir arama kurtarma ekibi, bir deposu olmalı” diye düşündük. Burada da yine mahalleyi bu konuda seferber edebilecek yapının muhtarın öncülüğünde gerçekleşmesi önemli. Batıkent’te Ankara’daki tek eğitim sahası AFAD’ın arama kurtarma eğitim bölgesi. Bizler mahallemizdeki insanları bu konuda hem bilinçlendirme hem de daha fazlasını sağlama konusunda yönlendirmek istiyoruz. Muhtar olunca da bu konuda inisiyatif alacağız.
İnanıyoruz ki Yeni Batı’da ortaya koyacağımız muhtarlık anlayışı halkın taleplerini hep birlikte çözmeyi deneyimleyeceği, kadınların çocukların huzur içinde yaşaması için bir kültürün oluşacağı güzel bir örnek oluşturabilir. Bu elbette kolay olmayacak. Ama “ben değil biz” demenin zamanı geldi.
Sendika.Org (Nisan Çıra)