İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi Tarım işkolu iş cinayetlerini raporu yayımladı. Rapora göre 10 yılda 1803 tarım işçisi hayatını kaybetti
Tarım-Sen üyesi Agrobay işçilerinin direnişiyle dayanışmamızı güçlendirmek ve işkolundaki mücadeleye katkı sağlamak için hazırladığımız son on yılı kapsayan “Tarım İşkolu İş Cinayetleri Raporu”nu paylaşıyoruz
Meslek grubuna göre hayatını kaybeden 1803 işçiden 847’si mevsimlik tarım/tarla işçisi, 451’i çoban/hayvan çiftliği işçisi, 416 orman işçisi ve 89’u balıkçı.
Hayatını kaybeden işçilerden 235 kişi (yüzde 13) çocuk işçiyken 254’ü göçmen işçi.
1803 işçinin üçte biri servis kazasında hayatını kaybetti. Servis kazalarının iş cinayetlerindeki bu oranı akla Agrobay işçisi bir kadının şu sözlerini akla getirdi:
Servisler eski ve bozuktu, her gün kazayla burun buruna geliyorduk, haftada 1-2 gün iş çıkışı yarım saat mazot sırasında bekliyorduk
Serada yaklaşık 500 işçi çalışıyor. İşçilerin yüzde 90’ı her yaştan kadınlar. Agrobay serasında kadın işçilere ağır işler yaptırılıyor. Sera jeotermal enerjiyle ısıtılıyor. Bazı zamanlar serada sıcaklık 60 dereceye kadar çıkabiliyor. İşçiler yoğun tarım kimyasallarına maruz kalıyor. Koruyucu ekipmanlar yetersiz. Serada yüksek tonlu hasatlar yapılıyor ve işçiler domatesleri asansörlerle topluyor. Bu araçlar eski ve doğru düzgün güvenlik önlemi yok. Ağır ve aynı işi sürekli yapmaktan kaynaklı fiziksel hastalıklar örneğin (fıtık) çok yaygın. Kimyasal maddelere maruz kalmalarından ötürü solunum rahatsızlıkları mevcut. Servisler eski, klimaları yok, kışın buz gibi, yazın cehennem gibi sıcaklıklarda işçilerin günde üç saatleri yolda geçiyor.
İşte bu noktada Şubat ayında Agrobay serasında başlayan sendikal örgütlenme faaliyeti ivme alınca patron 22 Ağustos’ta sendika üyesi bir işçiyi işten çıkardı ve bazı işçileri de ücretsiz izne yollamaya çalıştı. Ertesi gün sendika üyesi olan ve olmayan 10 işçi daha işten çıkarıldı. Bunun sonucunda işçiler arasında bir tepki oluştu, yürüyüş gerçekleştirildi ve bir direniş başladı. 2 Eylül’de günü birlik kurulan direniş çadırı üç gün sonra kesintisiz hale getirildi. Ancak 16 Eylül itibariyla çadırda bir-iki saat beklenen bir nöbet eylemine dönüldü.
İlk süreçte belirlenen talepler şunlardı: İşten atılan işçilerin işe geri alınması, maaşların düzenli yatırılması, bir gün izin-iki gün çalışma sisteminin kaldırılması, kaliteli koruyucu ekipmanların verilmesi, sıcaklarda soğuk su verilmesi, tuvalet izni verilmesi, mobbingin ortadan kaldırılması, servislerin düzeltilmesi ve promosyon hakkının verilmesi.
Ancak görüşmenin yapılacağı gün temsilci olarak seçilen üç işçiden ikisi işten çıkarıldı. Devamında 20 kadar işçi daha çıkarıldı. Şu an için işten atılan işçi sayısı 39’a ulaştı. Eyleme katılan işçilerin büyük çoğunluğu Kod-46 ile, bir kısmı da Kod-4 ve Kod-3 ile çıkarıldı. Özellikle Kod-46 önemli. Zira Kod-46 işçinin işyerinin gizliliğini ihlal etmesi veya hırsızlık gibi “yüz kızartıcı” suçlar işlemesi durumunda uygulanan bir kod. İşçiyi damgalayan, işçinin işsizlik maaşı almasını engelleyen, başka işletmelerde çalışmasını zorlaştıran bir kod.
Bu süreçte Agrobay önünde yapılan eylemlerin bir kısmına jandarma müdahale etti. Kadın işçiler sürüklenerek gözaltına alındı. Sendika Başkanına işyerinin 500 metre yakınına yaklaşmama cezası verildi. İşçiler sorunun çözümü için 16 Eylül’de CHP İzmir İl Kongresi’ne gittiler. (Zira CHP milletvekili Tuncay Özkan’ın Agrobay patronu Arzu Şentürk’ün nikah şahidi olduğu biliniyor). Firma ürünleri için boykot kampanyası başlatan işçiler, 20 Eylül’de İstanbul’a gelip Almanya Başkonsolosluğu önünde basın açıklaması yaptı, Rusya Başkonsolosluğu önündeki basın açıklaması ise polis tarafından engellendi.
Gelinen noktada (işe iade talebi olmakla birlikte) işten atılan işçilerin çok az bir kısmı işe geri dönmeyi istiyor. Kıdem ve ihbar tazminatlarının, fazla mesai ücretlerinin alınması ve yine işçilerin haksız bir yere damgalandıkları Kod-46’nın değiştirilmesi talep ediliyor.
Sendika.Org