Bu yapay zekâ meseleleri işçi sınıfının ve ezilen toplulukların pek çok ferdi için muğlak görünebilir. Ancak Wall Street milyarderlerinin ve Pentagon generallerinin elindeki yapay zekanın sınıfımız için giderek daha fazla sömürüye yol açacağını ve gezegenimiz için küresel bir nükleer felaket olasılığını artıracağını unutmamak önemlidir
Sanayi devriminin ilk günlerinden bu yana işçiler, sömürünün hızını arttırmak için otomatik makineler kullanmaları nedeniyle şirket sahipleriyle mücadele etmişlerdir.
Tekstil fabrikalarındaki “programlanabilir” dokuma tezgâhları, patronların çocukları günde 12 ila 14 saat yarı ücretle çalıştırmalarına olanak sağladı.
Bilindiği üzere, işçiler “sabot“[1] adı verilen tahta ayakkabılarını makine dişlilerine fırlatarak onları durmaya zorlardı, “sabotaj” kelimesi de buradan gelmektedir.
1936’daki Flint oturma grevinde[2] işçiler, General Motors’un montaj hattı makinelerini söküp başka bir yere kurmasını engellemek için kapılara barikat kurdular. Bu taktik, işçilerin grevi kazanmasına ve sendikanın tanınmasının zorlanmasına yardımcı oldu.
Günümüzde otomasyonun odak noktası, özellikle YZ’nin (yapay zekâ) ortaya çıkmasıyla birlikte mekanik olmaktan çıkıp dijital hale gelmiştir. Webster sözlüğü yapay zekâ için birbiriyle ilişkili iki tanım sunmaktadır: “1) bilgisayarlarda akıllı davranışların simülasyonuyla ilgilenen bir bilgisayar bilimi dalı; 2) bir makinenin akıllı insan davranışlarını taklit etme yeteneği.”
Mevcut yapay zekâ uygulamaları, farklı bilgi alanlarından (örneğin sokak haritaları, resimler, diller, edebiyat vb.) oluşan geniş veri tabanlarına ve uygulamaların insan zekasını, konuşmasını, davranışını, görünümünü ve daha fazlasını simüle etmesini sağlamak için bu veri tabanlarıyla etkileşime girecek güçlü bilgisayar donanımı ve yazılımına bağlıdır.
Yapay zekanın artan kullanımının inanılmaz hızı bazı yapay zekâ geliştiricilerini bile alarma geçirdi, öyle ki 1 Mayıs tarihli New York Times makalesinde belirtildiği üzere, bu geliştiricilerden 1000 kişi yapay zekanın en güçlü teknolojileri için altı aylık bir duraklama çağrısında bulunan açık bir mektup yazdı.
Mart ayı sonunda, yapay zekâ alanında ve çevresinde çalışan 1000’den fazla teknoloji lideri, araştırmacı ve diğer uzmanlar, yapay zekâ teknolojilerinin “toplum ve insanlık için derin riskler” oluşturduğu uyarısında bulunan bir açık mektup imzaladı.
Mektupta, “Güçlü yapay zekâ sistemleri, ancak etkilerinin olumlu olacağından ve risklerinin yönetilebilir olacağından emin olduğumuzda geliştirilmelidir” denildi.
Montreal Üniversitesi’nde profesör ve yapay zekâ araştırmacısı olan Yoshua Bengio, “Çok güçlü yapay zekâ sistemlerinde neyin yanlış gidebileceğini anlama yeteneğimiz çok zayıf” dedi. “Bu yüzden çok dikkatli olmamız gerekiyor.”
“Bu sistemler gerçek dışı, taraflı ve başka türlü zehirli bilgiler üretebilir. GPT-4 gibi sistemler gerçekleri yanlış anlar ve “halüsinasyon” adı verilen bir fenomen olan bilgileri oluşturur.”
Yapay zekanın insanlık için en tehlikeli uygulaması, modern emperyalist savaşta kullanılmasıdır. 9 Temmuz’da PBS[3], bir savaş savaş sanayisi “düşünce kuruluşu” olan Center for a New American Security’nin (CNAS) Başkan Yardımcısı ve Çalışmalardan Sorumlu Müdürü Paul Scharre ile bir röportaj yaptı ve Pentagon’un Ukrayna’daki vekalet savaşı için şimdiden otonom silahlar hazırladığını söyledi:
Ukrayna’da, savaş alanına gidip kendi hedeflerini bulabilen ve daha sonra herhangi bir insan müdahalesi olmaksızın bu hedeflere kendi başlarına saldırabilen tamamen otonom silahlar üretmek için gereken tüm bileşenlere sahip insansız hava araçlarının kullanıldığını görüyoruz. Bu da savaş gücünün kullanımı üzerindeki insan kontrolüne ilişkin çok zorlu hukuki, ahlaki ve etik soruları gündeme getirmektedir.
Elbette bu “sorular” savaş endüstrisinin yapay zekâ teknolojisini uygulamaya koyma telaşını durdurmadı. Scharre röportajında Pentagon’un çok yavaş hareket ettiğinden yakındı:
Ayak uyduramıyorlar. Kısacası, ne yazık ki geride kaldılar çünkü kültür çok keskin bir şekilde farklı. Sonuç olarak, yapay zekayı bir uçak gemisini satın aldığınız gibi satın alamazsınız. Ordu çok yavaş hareket ediyor. Hantal bürokrasiye saplanmış durumda. Ve Pentagon’un lider kadrosu işleri değiştirmeye çalıştı. Geçen yıl Savunma Bakanlığı bünyesinde yapay zekâ, veri ve yazılım alanında çalışan kişiler için büyük bir yeniden yapılanmaya gidildi.
Ancak o zamandan bu yana çok fazla değişiklik görmedik. Dolayısıyla Pentagon’un bu çok önemli teknolojinin zirvesinde kalabilmek için bürokrasiyi aşmanın ve daha hızlı hareket etmenin yollarını bulması gerekecek.
Ünlü Terminatör filmlerinde, otonom robot silahları genel olarak insanlığa saldırmadan önce kendi yaratıcılarını yok eder. Nükleer Silahsızlanma için İngiliz Kampanyası‘nın[4] yakın tarihli bir blogunda, bu senaryo bir ABD askeri simülasyonunda anlatılıyordu:
Yine mayıs ayında Royal Aeronautical Society, askeri hava ve uzay yeteneklerinin geleceğini tartışmak üzere dünyanın dört bir yanından 200’den fazla delegeyi bir araya getiren ‘Geleceğin Savaş, Hava ve Uzay Yetenekleri Zirvesi’ konferansına ev sahipliği yaptı. Konferanstan bahseden bir blog, yapay zekanın ana temalardan biri olduğunu ve USAF Yapay Zekâ Test ve Operasyon Şefi Albay Tucker ‘Cinco’ Hamilton’ın yapay zekâ sistemlerine aşırı güvenilmesine karşı uyarıda bulunduğunu ve bu sistemlerin kandırılmasının ve aldatılmasının kolay olduğunu belirttiğini yazdı. Ayrıca hedeflerine ulaşmak için beklenmedik stratejiler de yaratabildiklerini belirten Hamilton, simüle edilen bir testte yapay zekâ destekli bir insansız hava aracına yer tabanlı füze sahalarını tespit edip imha etmesinin söylendiğini kaydetti.
Son ateşleme kararı bir insan tarafından verilecekti ancak sistem füze sahasının imha edilmesinin en önemli öncelik olduğu konusunda eğitilmişti. Bu nedenle yapay zekâ, insandan gelen ‘gitmeme’ kararlarının kendi yüksek görevine müdahale ettiğine karar verdi ve simülasyonda operatöre saldırdı. Hamilton, insan operatörün tehdidi öldürmemesini söylediğini bildirdi, “ama o tehdidi öldürerek puanlarını aldı. Peki ne yaptı? … Operatörü öldürdü çünkü o kişi amacına ulaşmasını engelliyordu.” Sistem operatörü öldürmemek üzere eğitilmiş olsa da drone ile bağlantı kurmak için kullanılan iletişim kulesini tahrip etmeye başladı.
Pentagon, Çin Halk Cumhuriyeti’nin de bu sistemleri geliştirdiğini söyleyerek bu tehlikeli silah yapay zeka uygulamalarını geliştirdiği için kendini mazur görüyor. Ancak, küstah ve kışkırtıcı “navigasyon özgürlüğü ” kampanyasında nükleer silahlı savaş gemilerini Çin kıyılarının hemen açıklarında gezdiren ve Çin’e bir saldırıya yanıt vermek için hiçbir uyarı süresi tanımayanın ABD filosu olduğunu belirtmek gerekir. ABD emperyalizminin böyle bir meşruiyeti yoktur.
Yapay zeka, Sinema ve Televizyon Yapımcıları İttifakı (AMPTP) olarak adlandırılan eğlence endüstrisinin kurumsal sahipleri ile oyuncular da dahil olmak üzere yazarlar ve film yapım çalışanları tarafından devam eden grevde önemli bir konudur. Bu “ittifak” Amazon, Netflix, Paramount, Sony, HBO ve ABC News’in ana şirketi olan The Walt Disney Company gibi devleri içeriyor. Bu grev, 1960 yılından bu yana bu iki işçi grubu tarafından gerçekleştirilen ilk birleşik grevdir. Bu işçilerin enflasyondan sonraki gerçek ücretleri son on yılda büyük ölçüde düşerken, şirket sahipleri ve yöneticilerin ücretleri hızla artmıştır. Bu sendikalar daha yüksek ücret talep etmenin yanı sıra, yapay zekâ uygulamalarının ücretlerini düşürmek için kendilerine karşı kullanılmamasını da talep ediyorlar.
ChatGPT gibi yapay zekâ uygulamaları, yeni belgeler ya da bu durumda yeni hikâye senaryoları oluşturmak için yazarların izni olmadan internetten milyonlarca belgeyi “aşırabilir”. Yazarlar yapay zekayı “intihal makineleri” olarak adlandırıyor.
Yazarlar için, yazılarının yapay zekâ uygulamalarını “eğitmek” için kullanılmamasını ve daha az ücret alacakları yapay zekâ tarafından üretilen senaryoları düzeltmekle görevlendirilmemelerini talep ediyorlar.
Grevci bir işçinin de dediği gibi…
Senarist C. Robert Cargill de Twitter’da benzer kaygıları dile getirerek şunları yazdı: “Yapay zekâya ilişkin ilk korku, biz yazarların eserlerimizin yerini yapay olarak üretilen içeriğin alması değil. Asıl korkumuz, bu çöpü en başından daha iyi yapabileceğimiz bir şeye dönüştürmek için düşük ücret almamız. WGA’nın [Amerika Yazarlar Birliği] karşı çıktığı ve stüdyoların istediği de bu.”
Sinema Oyuncuları Birliği’nin yapay zekâ ile ilgili talepleri, Yazarlar Birliği’ndeki grevci arkadaşlarının talepleri ile paralel. ABC’nin 19 Temmuz’da aktardığı üzere:
SAG-AFTRA[5], ücret artışına ek olarak, bir “dijital replika” yapıldığında veya bir oyuncunun performansı yapay zekâ kullanılarak değiştirildiğinde bilgilendirilmiş rıza ve adil tazminat sağlamak için kapsamlı bir dizi düzenleme teklif ettiğini söyledi. Sendika ayrıca, mevcut iş modelinin oyuncular için artık geliri erozyona uğrattığını iddia ederek, oyuncuların yayın gelirlerine katılımları için kapsamlı bir plan önerdiğini söyledi.
Bu yapay zekâ meseleleri işçi sınıfının ve ezilen toplulukların pek çok ferdi için muğlak görünebilir. Ancak Wall Street milyarderlerinin ve Pentagon generallerinin elindeki yapay zekanın sınıfımız için giderek daha fazla sömürüye yol açacağını ve gezegenimiz için küresel bir nükleer felaket olasılığını artıracağını unutmamak önemlidir.
Yapay zekâ, tıbbi tedaviler ve ekonomik bilimsel planlama gibi muazzam sosyal faydalar sağlayabilir ancak yalnızca sosyalist bir sistem aracılığıyla işçiler ve ezilenler tarafından kontrol edilirse.
[1] Sabot: Takunya
[2] General Motors oturma grevi olarak da bilinen 1936-1937 tarihlerinde gerçekleştirilen Flint oturma grevi, Michigan eyaleti Flint şehrindeki General Motors fabrikasında yapılan bir oturma grevidir. Grev, Birleşik Otomobil İşçileri (UAW) sendikasını sektörün kenarında kalmış izole yerel sendikalar topluluğundan büyük bir işçi sendikasına dönüştürmüş ve yerli otomobil sanayisinin sendikalaşmasına yol açmıştır.
[3] ABD’de yayın yapan bağımsız televizyon kanalı
[4] Nükleer, kimyasal veya biyolojik silahların kullanılmasıyla sonuçlanabilecek askeri eylemlere ve Birleşik Krallık’ta nükleer enerji santrallerinin inşa edilmesine karşı çıkmaktadır.
[5] Sinema Oyuncuları Birliği ve Amerikan Televizyon ve Radyo Sanatçıları Federasyonu
[Fighting Words’teki İngilizce orijinalinden Erdoğan Can tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir.]
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.