Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) Aylin Karakaş "Özgürlükleri kısıtlayan iktidarla bu temelde bir anayasa düzenlemesini tartışmak iktidara meşruluk kazandırmaktan başka bir şey ifade etmeyecektir" diyor
Kamuda başörtüsü serbestliğini güvenceye alan ve aile kurumunu yeniden tanımlayan Anayasa değişikliğine ilişkin tartışmalar yoğunlaşıyor.
AKP, “din ve vicdan hürriyeti”ni ve “aile ve çocuğun korunması”nı içeren Anayasa maddelerini değiştirmekle neyi hedefliyor? Bu değişiklik kadın özgürlük mücadelesi açısından ne ifade ediyor? Kadınların meclisteki muhalefet partilerinden beklentisi ne? Kadın hareketi ne yapacak? Kadın örgütleri Sendika.Org’un sorularını yanıtladı.
Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) Aylin Karakaş “Özgürlükleri kısıtlayan iktidarla bu temelde bir anayasa düzenlemesini tartışmak iktidara meşruluk kazandırmaktan başka bir şey ifade etmeyecektir” diyor.
Önümüzdeki günlerde Meclis’e Anayasa değişikliği geliyor. Bu Anayasa paketiyle AKP sizce neyi hedefliyor?
Mevcut iktidar kendisini kadın düşmanlığı üzerinden örgütlüyor ve kadın kazanımlarını gasp ederek ayakta durmaya çalışıyor. Bunlar bilinirken getirdiği anayasa paketinin kendi iktidarı dışında hak ve özgürlüklerin lehine olduğuna inanmak tam anlamıyla politik körlük anlamına gelir. Diğer yandan muhalefete karşı kendi oy tabanını garantiye almak için yapılan karşı bir hamledir. Ülkede kadınlar her gün katledilirken, Kürt sorunu giderek derinleşirken, yoksulluk katmerleşirken, düşünce özgürlüğü kısıtlanırken bu ülkede ihtiyaç olan tek şey iktidar sonrası demokratik bir anayasadır.
“Kadınların hak ve özgürlükleri kadınları ilgilendirirken seçimde iktidar yarışına giren siyasetçilerin malzemesi olamayacak kadar hayati konulardır”
Bu paket geçerse artık bir dini buyruğun gereği olarak başörtüsü Anayasal güvence altına alınmış olacak. Buna kadınların özgürlük mücadelesi açısından nasıl yaklaşmak gerekir?
İktidar kadınların hakları yaşamları özgürlükler karşısında yeni bir rejim inşa etmek istemektedir. Bu rejim değişikliği siyasi İslamın ömrünü uzatmak için yaptığı stratejik hamlelerdir. Eş başkanlık sistemini yok sayan, İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden, nafaka hakkımızı tartışan bir iktidar bugün başörtüsünü siyasi bir malzeme haline getirmektedir. Kadınların nasıl giyineceğine karar vermeye çalışan geçmiş iktidarlar gibi bugün başörtüsünü siyasi malzeme haline getiren iktidar geçmiş hataların tekrarını yapmaktadır. Kadınların hak ve özgürlükleri kadınları ilgilendirirken seçimde iktidar yarışına giren siyasetçilerin malzemesi olamayacak kadar hayati konulardır.
Aşılmayan bir erkek egemen zihniyeti var ve bugün en büyük temsili kadın düşmanı politikaları yürüten iktidardır.
Bir başka konu ise evlilik ile ilgili olan maddeyle birlikte evlilik birliği kadınla erkek arasında tanımlanmış olacak. Bu maddenin kadınlar ve LGBTİ+’lar açısından ne ifade ettiğini ve sizin görüşünü belirtir misiniz?
Mevcut anayasa tartışmaları iktidarın muhalefet ile oy kavgasının bir zemini olagelmiştir. Son süreçlerde aile birliği makbul aile tanımlaması ile toplumu dizayn etmeyi hedefleyen iktidar bizlere makbul ailede katledilen kadınların hesabını henüz verememiştir. Aile adı altında çocuk yaşta evliliklerin istismarların şiddetin yaşandığı bu toplumda esas düzenlemenin kadınları koruyacak mekanizmalara ilişkin olması gerekiyor. Fakat buna dair adım atmayan iktidarın başörtüsü ya da LGBTİ+’lar üzerinden yarattığı nefret ortamı siyasi bir süreçtir. Evlilikler ve onun mekanizması olan aileler kadınları katlederken iktidar kadınları korumaktan sorumludur. Bugün görülüyor ki mevcut adımlarla bu sorumluluktan kaçmaktadır.
Bu anayasa düzenlemesi karşısında nasıl tutum alınmalıdır?
Demokrasi ve özgürlüklerin neredeyse kalmadığı ülkenin açık bir cezaevine dönüştürüldüğü bir atmosferdeyiz. Siyasetçilerin, Gezi savunucularının, kadın aktivistlerin, insan hakları savunucularının, gazetecilerin tutuklandığı bu ortamda mevcut iktidar ile hiçbir anayasa düzenlemesi tartışmak meşru değildir. Bu kadar özgürlükleri kısıtlayan iktidarla bu temelde bir anayasa düzenlemesini tartışmak iktidara meşruluk kazandırmaktan başka bir şey ifade etmeyecektir.
Meclis içerisinde bulunan partilerin büyük bir çoğunluğu henüz anayasa paketine dair nasıl tutum alacağını ifade etmedi. Muhalefet partilerinin nasıl tutum alması gerekir?
Muhalefetin ülkenin geldiği noktadan kendisini sorumlu tutma duygusu ile hareket etmesi önemlidir. Etkili muhalefet bloğu kurmak iktidara zemin kapatmak etkin mücadele etmek bu toplumun muhalefetten beklentisidir. Fakat ne yazık ki kabartılan millilik duygusu ile defalarca muhalefeti kendi yanına çekmiş bir iktidar karşımızda durmaktadır. En temelde devrimci demokratik muhalefetin doğru tutum ve kapsayıcılık ile iktidarın oyunlarına gelen muhalefeti de engellemeye çalışma çabasında olması önemlidir. İktidarını uzatmak isteyen bu iktidara meşruluk zemini sağlamayacak bir politika olmalıdır. Çünkü halklar ve kadınlar bu iktidarı gönderecek ve göndermeye kararlı. Kazanacak olan kadınlar olacak.
Sendika.Org