Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu: “Tüm meşruiyetini yitirmiş siyasi iktidarın bu önerisinin toplumda karşılık bulmadığı açık”

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri Genel Sekreteri Fidan Ataselim, "Eşitsizliğe uğrayan kesimlerin, öznelerin sürece katılmadığı, tartışmalarda taraf olmadığı bir Anayasa yapım süreci eşitlikçi, özgürlükçü, laik, demokratik bir anayasa yapım süreci olamaz" diyor

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu: “Tüm meşruiyetini yitirmiş siyasi iktidarın bu önerisinin toplumda karşılık bulmadığı açık”

Kamuda başörtüsü serbestliğini güvenceye alan ve aile kurumunu yeniden tanımlayan Anayasa değişikliğine ilişkin tartışmalar yoğunlaşıyor.

AKP, “din ve vicdan hürriyeti”ni ve “aile ve çocuğun korunması”nı içeren Anayasa maddelerini değiştirmekle neyi hedefliyor? Bu değişiklik kadın özgürlük mücadelesi açısından ne ifade ediyor? Kadınların meclisteki muhalefet partilerinden beklentisi ne? Kadın hareketi ne yapacak? Kadın örgütleri Sendika.Org’un sorularını yanıtladı.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri Genel Sekreteri Fidan Ataselim “Eşitsizliğe uğrayan kesimlerin, öznelerin sürece katılmadığı, tartışmalarda taraf olmadığı bir Anayasa yapım süreci eşitlikçi, özgürlükçü, laik, demokratik bir anayasa yapım süreci olamaz” diyor.

Sendika.Org: Önümüzdeki günlerde Meclis’e Anayasa değişikliği geliyor. Bu Anayasa paketiyle AKP sizce neyi hedefliyor?

Fidan Ataselim: AKP bir yandan seçim öncesi toplumda kutuplaştırma yaratacağı bir zemin oluşturmak istiyor. Diğer yandan da sadece seçimle sınırlı kalmayan bir bakış açısını ve yaşam biçimini yasal düzenleme olarak topluma dayatma çabası içerisinde. Meşruiyetini yitirmiş siyasi iktidar kendini ancak bir kutuplaştırma üzerinden bunu da hatta inançlı inançsız ayrımı üzerinden yapmak istiyor.

“Bir dayatma teklifi toplumun kazanımlarını ortadan o kadar kolay kaldıramaz”

Bu paket geçerse artık bir dini buyruğun gereği olarak başörtüsü Anayasal güvence altına alınmış olacak. Buna kadınların özgürlük mücadelesi açısından nasıl yaklaşmak gerekir?

Öncelikle kadınların kıyafetleri ile ilgili konular Anayasa’nın gündemi olamaz, olmamalı. Eğer bir özgürlük ve güvence iddiası varsa bunu yapacak olan Tüm özgürlüklerimizi ellerimizden almaya çalışan bu siyasi iktidar olamaz. Özgürlük adı altında getirdikleri önerinin içeriğine bakacak olursak da aslında sadece belirli bir kesim inancın yorumun kıyafete ilişkin ifadeleri yer aldığı açıktır. Bu başörtüsü takmayı tercih eden kadınlara özgürlük getirmeyeceği gibi son zamanlarda sıklıkla karşılaştığımız gibi kadınların şortu, “açık” giyimi bahanesiyle yasaklamalar ve çeşitli etkinlik iptallerine yasal düzlem yaratma anlamı taşır.

Başörtülerin bile nasıl takılması gerekliliğiyle ilgili daha detay düzenlemelerin buna dayanarak gündeme getirilmesi riski taşır. İnançlı inançsız diyerek kadınlar üzerinden toplumsal kutuplaştırma yaratır. Kadınların özgürlük mücadelesi bakımından değerlendirecek olursak da çok net söyleyebilirim ki kadınlar yıllar önce Anayasaya aykırı olan başörtüsü yasağına karşı nasıl birlikte mücadele ettiyse şimdi de onla birlikte dilediği kıyafeti giymek için de mücadeleyi omuz omuza veriyor. Bir dayatma teklifi toplumun kazanımlarını ortadan o kadar kolay kaldıramaz. Kıyafetlerimize karıştırmayacağız.

“LGBTİQ+ düşmanı bir grup marjinalin dikkatini çekmeye çalışıyor”

Bir başka konu ise evlilik ile ilgili olan maddeyle birlikte evlilik birliği kadınla erkek arasında tanımlanmış olacak. Bu maddenin kadınlar ve LGBTİ+’lar açısından ne ifade ettiğini ve sizin görüşünü belirtir misiniz?

Siyasi iktidarın aile ile ilgili ya da insanların birbirleriyle nasıl ilişkiler kuracağını belirleyebilecek bir merci değildir. “Aile” ya da insanların birbirleriyle kurdukları ilişkilerin kavramsal tanımları da o ilişkilerin nasıl olacağı da tarihsel ve toplumsal olarak evrimleşmiştir. Siyasi iktidarın dolayısıyla bir aile kurulması gerekir yaklaşımı ikincisi bunu tanımlama çabası toplum mühendisliği yapmak istediği anlamına gelir. İnsanlar aile kurmak zorunda değildir. İlişkilerin nasıl olacağı da herkesin kendi bileceği iştir. Bu düzenleme gerekçesi ve içeriğinden anladığımız üzere de uzunca bir süredir LGBTİQ+’ları hedefe oturtmuş olan siyasi iktidarın bu ayrımcılığını Anayasal düzeyde ele alırım diyerek LGBTİQ+ düşmanı bir grup marjinalin dikkatini çekmeye çalışıyor.

“Gitmekte olan siyasi iktidarın kaldıracı olunmamalı”

Bu anayasa düzenlemesi karşısında nasıl tutum alınmalıdır?

Özgürlükleri her fırsatta engellemiş, kadın cinayetlerini ve çocuk istismarını önlememiş üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmemiş, bize kapatma davası açmış, İstanbul Sözleşmesi’nden imzayı geri çekmiş, özellikle tüm meşruiyetini yitirmiş siyasi iktidarın bu önerisinin toplumda karşılık bulmadığı açık. Muhalefet de bu öneriyi yapılabilir hale getirmemelidir. Gitmekte olan siyasi iktidarın kaldıracı olunmamalıdır.

“Yeterli imza bulamazsa bu öneri çok kolay layık olduğu yere tarihin çöplüğüne gönderilebilir”

Meclis içerisinde bulunan partilerin büyük bir çoğunluğu henüz anayasa paketine dair nasıl tutum alacağını ifade etmedi. Muhalefet partilerinin nasıl tutum alması gerekir?

Daha eşitlikçi ve özgürlükçü bir Anayasaya ihtiyacımız olduğu açık fakat bunu yapacak olan siyasi iktidar değil. Dolayısıyla Meclis içerisinde yer alan siyasi partiler toplumun bu önemli ihtiyacını demokratik ve eşitlik koşullarının sağlandığı durumlarda ele alabilir. Eşitsizliğe uğrayan kesimlerin, öznelerin sürece katılmadığı, tartışmalarda taraf olmadığı bir Anayasa yapım süreci eşitlikçi, özgürlükçü, laik, demokratik bir anayasa yapım süreci olamaz. Referanduma götürülmesi tehdidine karşı muhalefet tüm toplumun iyiliği için net tutum almalıdır. Çünkü yeterli imza bulamazsa bu öneri çok kolay layık olduğu yere tarihin çöplüğüne gönderilebilir. Referanduma götürülmesi riski o zaman çok daha net ortadan kalkabilir.

Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?

Bu ve benzeri dönemler alınan kararlar ve tutumlar önemlidir. Yıllar sonra helalleşeceğiniz ya da hesaplaşacağınız yeni bir gündemi bugünden yaratmayın. Bizler kıyafetimize, aşklarımıza, kararlarımıza karıştırmayacağız.

Sendika.Org

Sendika.Org'u destekle

Okurlarından başka destekçisi yoktur