17 Ağustos Marmara Depremi’nin 23. yıl dönümüne ilişkin açıklama yapan TMMOB’a bağlı İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) ve Makina Mühendisleri Odası (MMO), on binlerce yurttaşın hayatını kaybetmesine neden olan depremden hiçbir ders alınmadığını ifade ederek halkın yaşam hakkı için rantçı ve piyasacı yaklaşımdan vazgeçilmesi gerektiğini belirtti
TMMOB’a bağlı İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) ve Makina Mühendisleri Odası (MMO), 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 23. yıl dönümü nedeniyle basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasını okuyan İMO Yönetim Kurulu 2. Başkanı Nusret Suna, doğa olayı olan depremin her defasında ülkede afete dönüşmesine bir türlü engel olunamadığı belirterek, “Çıkarılan yasa ve yönetmelikler, yıllara dayanan çalışmalarla oluşturulan plan ve projeler uygulama aşamasına geçemeden kağıt üzerinde kalıyor. Ne yazık ki yapılan çalışmalar daha çok afet sonrası yara sarma düzeyinde kalıyor” dedi.
Ekonomik anlamda yaşanan kriz koşullarında olası bir büyük depremin sonuçlarının 2001 krizinde yaşananlardan çok daha ağır olacağını vurgulayan Suna açıklamasında şunları söyledi:
kentlerimiz öylesine kalabalıklaşmış, plansızlık, kaçak yapılaşma öylesine ilerlemiş, afet toplanma alanları ranta açılmıştır ki can ve mal kaybı açısından da büyük bir tehlike bizleri beklemektedir. Başta İstanbul ve Marmara Bölgesi olmak üzere olası büyük bir depremin Türkiye`ye neler yaşatacağını kestirmek zordur. TMMOB İMO olarak hem yetkili kurum ve kuruluşlara hem de tüm kamuoyuna seslenmek istiyoruz: Bu karamsar tabloyu el birliğiyle tersine çevirmemiz mümkündür. Biz tüm bilimsel ve teknik birikimimizle, sahada edindiğimiz tecrübe ve yetişmiş kadrolarımızla, başta deprem olmak üzere doğa olaylarının afetlere dönüşmesini önleme konusunda görev almaya hazırız.
Makina Mühendisleri Odası (MMO) Başkanı Yunus Yener de yaptığı açıklamada yaklaşık 340 bin yapının yıkıldığı ve on binlerce yurttaşın yaşamını kaybettiği 1999 Marmara Depreminden hiçbir ders alınmadığını ifade etti.
Kentsel dönüşüm programlarının ranta yönelik olmasının depremin yıkıcı etkisini artıracağına dikkat çeken Yener açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Marmara Depreminin üzerinden 23 yıl geçmesine karşın ülkemiz depremlere hazırlıklı değildir. Yapı tasarımı, yer seçimi, üretimi ve denetiminde bilimsel ve bütünlüklü bir düzen yoktur. Sorunlu dolgu alanları, dere yatakları ve kıyılar imara açılmakta, her yere AVM’ler, gökdelenler yapılmaktadır. Yanlış ulaşım politikaları, yanlış kentsel dönüşüm uygulamaları, rant eksenli büyük projeler, su yatakları ile yeşil alanlar arasındaki bağların koparılması, sel-su baskınlarının artışı, ısı adalarının oluşması gibi olgular depremlerin yıkıcı etkilerini artırmaktadır. Bu sorunlara, depremlere dayanıklı yapı stokunu artırma gerekliliğini gözetmeksizin yapılan imar affı ve depremlerde toplanma yerleri olan alanlardaki hızlı yapılaşma da eklenmiştir.
Halkın sağlıklı yaşam hakkı için piyasacı, rantçı, yaklaşımın reddedilmesi gerektiği belirten Yener, alınması gereken önlemleri şu şekilde aktardı:
- Yapı denetimi uygulamasını yönlendiren kararlar ilgili bütün kurum-kuruluşların katılımıyla oluşturulmalı; imar, yapı, dönüşüm, yapı denetim ve afet yasaları TMMOB ve ilgili Odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla düzenlenmeli; bu kuruluşlar mevzuat süreçlerinin asli unsurları olarak tanınmalı, üyelerinin eğitim ve belgelendirilmesi Odalarınca yapılmalıdır.
- Yapı Denetim Kanunu’nun ticari yapı denetim şirketi modeli yerine uzmanlık ve etik niteliklere sahip yapı denetçilerinin etkinliğini ve meslek odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir planlama, tasarım, üretim ve denetim süreci modelinin benimsenmesi gerekiyor.
- Marmara Depremi sonrası yapılan incelemeler oluşan kayıpların yüzde 80’e varan kısmının taşıyıcı sistemlerin gördüğü zarara bağlı olarak tesisatlarda oluşan hasarlar nedeniyle meydana geldiğini göstermiştir. Bu nedenle konut, sanayi, enerji, ulaşım vb. birçok alanla bağlantılı tesisat/mekanik tesisat sistemlerinin depremler ve diğer afetlerde taşıdığı önem itibarıyla bina ve doğal eki mekanik tesisatının tasarım, üretim ve bakımında üretenler ve denetleyenler Makina Mühendisleri Odası tarafından belgelendirilmiş konunun uzmanı mühendisler olmalı, bu husus bütün yasal düzenlemeler ve Yapı Denetimi Kanunu’nda yer almalıdır.
- Endüstriyel tesislerin güvenlik ve birbirlerine yakınlık-uzaklık mesafeleri konusunda gerekli çalışmalar yapılarak standartlar ve uyulması gereken koşullar imar mevzuatına yansıtılmalı; sorunlu alanlar “yapı yasaklı alan” ilan edilmelidir.
Okullar, hastaneler başta olmak üzere kamu yapılarının depreme karşı güvenli olup olmadıklarının konunun uzmanı mühendisler tarafından tespitine yönelik çalışmalarda- TMMOB’ye bağlı ilgili Odalar mutlaka yer almalıdır.
- Doğalgaz, elektrik, ısıtma kazanları, jeneratörler ve gaz tesisatları için erken uyarıcı ve gaz/akım kesici sistemler uygulanmalı, denetimleri meslek odalarınca yürütülmelidir^.
Sendika.Org