Eskişehir’de pazarcı esnafı da alışveriş yapmak isteyen halk da, pazarda satılan ürünlerin pahalı olduğunu dile getiriyor. Pazara alışveriş yapmak için gelen Sevgi hanım, “Pazara girdiğimiz zaman etiketlere bakıyoruz. Hangisi ucuz ise gidip o sebzeden tane tane alıyoruz” diyor
Eskişehir’de Vişnelik Mahallesi’ne her hafta Çarşamba günleri Çarşamba Pazarı kuruluyor. Çevre mahallelerden insanların da alışverişlerini yapmak için geldiği pazarda, son zamanlarda kalabalığın olmadığı belirtiliyor.
Çarşamba Pazarı’na alışverişe gelen topluluk, genellikle emekli ve işçilerin yoğunlukla geldiği bir semt pazarıdır. Çarşamba Pazarı’nda, pazarcı esnafı ile alışverişe gelen vatandaşa ekonomiyi ve satılan ürünlerin fiyatlarını sorduk.
10 yılı aşkın süredir pazarcılık yaptığını söyleyen Faruk, yaşanılan ekonomik krizin üreticiyi, esnafı ve vatandaşları çok zor durumda bıraktığını belirtiyor. Pazarcılık yaptığı süre zarfında böyle bir durumla ilk defa karşılaştığını belirten Faruk, “Yıllardır işin içindeyim. Eskiden işler o kadar iyiydi ki Eskişehir’in her mahallesinde kurulan pazarlara giderdik. Bizim tanıdığımız bazı kişiler hatta çevre illere ve ilçelere giderlerdi tezgah açmaya. Şimdi bırak oraya buraya gitmeyi 100 TL kar elde etmenin peşine düştük. Hale gidiyoruz satacağımız ürünleri alıyoruz, tezgaha koy satılmıyor. Çünkü fiyatlar aşırı pahalı. Belki de bazı arkadaşlar zararına açıyorlar tezgahlarını” diyerek durumunu özetliyor.
Bir başka pazarcı esnafı Ali amca ise kendini şu şekilde ifade ediyor:
Bu işlerin artık kokusu çıktı. Sırf kredi ödemelerim olduğu için bu işi yapmak zorundayım. İki çocuğum var. Onları okutmak için çalışıyorum. Bir yandan kredi ödemesi bir yandan çocukların okulu derken burada günlük artık ne kazandıysak idare ediyor. Ama karnımız nasıl doyuyor Allah kerim. Burada da kazanılan bir şey yok. Mazota para ver, halden mal al ona para ver, tezgahı açacağın yere para ver derken zaten gelen para da gitmiş oluyor.
Halkın kıt kanaat geçindiğini, evlerine doğru düzgün sebze ve meyve alamadıklarını belirten Ali amca, sözlerine şu şekilde devam ediyor:
Vatandaşın dolabında ne olup ne olmadığı önemli değil ki artık, vatandaş cebinde ne kadar parası varsa ona göre geliyor pazara. Bugün bir akşam yemeği yapmaya kalksan 100 TL. Bu insanlar artık kiloyla sebze ve meyve mi alıyor sanıyorlar? 2 biber, 3 domates, 2 havuç alıp evine dönüyor insanlar.
Pazardaki fiyat etiketlerinin aylardır yüksek olduğunu söyleyen ve alacakları meyve ve sebzeyi tane ile aldığını belirten Sevgi hanım ise, “Pazara girdiğimiz zaman önceden meyvenin ve sebzenin güzel olanına bakar ve öyle alırdık. Pazarcılara eskiden ‘çürük, çarıktan koyma yoksa bir daha gelmem’ derdik. Şimdi o devir kapandı. Pazara girdiğimiz zaman etiketlere bakıyoruz. Hangisi ucuz ise gidip o sebzeden tane tane alıyoruz” diyor.
Sevgi hanım, ülkenin günden güne daha fazla yoksulluğa sürüklendiğini şu sözleri ile ifade ediyor:
Ramazan Ayı dediğin şey nedir? Zengin olanın fakirle yardımlaşması değil mi? İyi de ülke öyle bir hale geldi ki yüzde 70’i, 80’i fakirleşti, belki de daha fazlası. Pidenin fiyatı olmuş 6 TL, inanın ağzımıza sürmedik daha bu sene. Umarım bizi bu duruma düşürenler beterini yaşarlar.
Sendika.Org/Eskişehir (Ahmet Dik)