Kavala açıklamasının ardından büyükelçiler de Viyana Sözleşmesi’nin 41. maddesine riayet edildiği yönündeki açıklama yapmıştı. Önceki açıklamaları geri çekmeyen büyükelçilerin son açıklamasının ardından kabine toplantısi bitiminde konuşan Erdoğan, “İstenmeyen adam ilan edeceğiz” çıkışından geri adım atarak “Niyetimiz asla kriz çıkarmak değil” dedi
ABD, Almanya ve Fransa’nın da aralarında olduğu 10 ülkenin Ankara büyükelçilerinin Osman Kavala’nın serbest bırakılması yönündeki 18 Ekim tarihi açıklamalarının ardından Tayyip Erdoğan’ın büyükelçileri “İstenmeyen adam ilan edeceğiz” şeklindeki açıklaması uluslararası bir krizi tetiklemişti.
Büyükelçilikler yaptıkları açıklamaları kaldırmadan “ABD, 18 Ekim tarihli açıklamaya ilişkin bazı sorunların yöneltilmesi vesilesiyle, Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesi’nin 41. maddesine riayet etmeyi teyit eder” şeklinde açıklama yapmıştı.
BÜYÜKELÇİ KRİZİNDE ORTA YOL BULUNDU: ABD, VİYANA SÖZLEŞMESİ’NE ATIF YAPTI, AA “GERİ ADIM” DEDİ
Erdoğan, kabine toplantısı sonrasında büyükelçilerin açıklamasını kaldırmadan yaptıkları açıklamayı baz alarak bir açıklama yaptı. “Niyetimiz kriz çıkarmak değil” diyen Erdoğan, büyükelçilerin artık daha dikkatli olacaklarına inandığını ifade etti. Erdoğan’ın konuşmasında öne çıkan kısımlar şöyle:
Son dönemde bazı ülkelerin büyükelçileri tarafından yapılan hadsiz ve talihsiz açıklamayı da aynı çerçevede değerlendiriyoruz. Bu açıklama herhangi bir kişiyi ve konuyu değil doğrudan ülkemizin yargısını ve egemenlik haklarını hedef almıştır.
Anayasamızın 138’inci maddesinde belirtildiği şekilde, Türk yargısı kimseden talimat almaz, kimsenin emrine girmez. Kendi yasama ve yürütme organlarımızın bile Anayasa gereği işine karışamadığı yargımızı, bir grup büyükelçinin sigaya çekmesine tahammül edemeyiz.
Bizim niyetimiz asla kriz çıkarmak değil, ülkemizin hakkını, hukukunu, onurunu, çıkarlarını ve egemenlik haklarını korumaktır.
Viyana Sözleşmesi’nin 41’inci maddesine, yani ülkelerin kanunlarına ve nizamlarına uyulacağı, içişlerine karşılamayacağı taahhüdüne bağlılıklarını ifade eden bu büyükelçilerin artık Türkiye’nin egemenlik hakları konusundaki beyanlarında daha dikkatli olacaklarına inanıyoruz.
Sendika.Org