Angel Halı ve Stefany Halı fabrikasında çalışan 60 kadar işçi, cep telefonlarının fabrika girişinde teslim etmeyi reddettiği için patron tarafından Kod-46 ile yani “hırsızlık ve meslek sırlarını paylaşmak” suçlamasıyla tazminatsız şekilde işten çıkarıldı
Gaziantep’te Angel Halı ve Stefany Halı fabrikası işçileri, iş yerinde cep telefonlarını kullanmamaya zorlandılar. Hapishane koşullarını andıran bu yasağa karşı gelen işçiler, iletişim haklarının gasp edilemeyeceğini belirterek cep telefonlarını vermeyi reddetti. Cep telefonlarını fabrika girişinde vermeyi reddeden işçiler, fabrikaya alınmadı. Aynı şekilde servis duraklarında işçi servislerine de alınmadı. Üçüncü günün sonunda da 60’a yakın işçinin telefonuna Kod-46 ile işlerine son verildiği mesajı iletildi.
İşyerine zarar vermekten mazeretsiz devamsızlığa, hırsızlıktan taciz ve tecavüze kadar geniş bir suç listesinin tamamının Kod-29 kapsamında değerlendirilmesinin yarattığı geniş tepkiler nedeniyle SGK’daki yönetmelikte bir düzenlemeye gidilerek her suça ayrı bir kod atandı. Kod-46 da hırsızlık ve meslek sırlarını paylaşmak suçlaması için verilen bir çıkış kodu. Kod-46 ile işten çıkarılanlar yine kıdem ve ihbar tazminatlarını alamamasının yanı sıra işsizlik sigortasından da yararlanamamaktadır.
Konuyla alakalı DİSK Tekstil Gaziantep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen’e ulaştık. Sendika.org’a konuşan Türkmen, pandemi sürecinde 200 bine yakın işçin Kod-29’la işten çıkarıldığını ve bunun da yaklaşık olarak 8 bininin Gaziantep’teki sanayi bölgesinden olduğunu belirtti. Türkmen, tepkiler sonrasında Kod-29 üzerinde düzenlemeler yapılarak her suça ayrı bir kod atandığını ancak asıl sorunun suç kodlarının eksikliği olmadığı söylüyor. “Asıl sorun patronların işçiyi, dayanaksız bir iftirayla kolayca işten atmasının önünde engeller olmaması, bu konuda düzenlemeler yapılmamasıdır.” diyen Türkmen, Angel Halı’daki usulsüzlüklerin bununla sınırla olmadığını da belirtiyor.
Sonrasında işçilere noter aracılığıyla “yasadışı grev” suçlamasıyla da ihtarname çekildiğini belirten Türkmen, bu durumun suçlamadaki tutarsızlığın ve dayanaksızlığın çok açık bir göstergesi olduğunu söylüyor.
İşten atılan işçilerin işyerindeki dolaplarının da kırılarak eşyalarının dışarı çıkartıldığını ve işçilere de eşyalarını almaları gerektiğinin söylendiğini belirten Türkmen, usulsüzlüklerin ardı arkasının gelmediğini vurguluyor.
Konuşmasında bu pervasızlığın giderek yaygınlaştığını söyleyen Türkmen, asıl sıkıntının patronların bu hamlelerinin yargılanmaması ve cezalandırılmaması olduğunu vurguluyor. “Öyle olunca patronlar her türlü yasağı çiğneyebilecek, her türlü usulsüzlüğü yapabilecek özgüveni kendilerinde bulabiliyor.” diyen Türkmen, devletin de sessiz kalarak ve hatta işçileri cezalandırarak bu düzenin sürmesini sağladığını vurguluyor.
Sendikal faaliyetlerin askıya alınmasından kaynaklı 17 Mayıs’a kadar bir gelişmenin yaşanmayacağı bildirilirken kapanma sonrasında fabrika önünde işçiler direnişe geçecek. Ayrıca Türkmen, her işçi için işe iade davalarının açılacağını ve diğer usulsüzlüklere karşı suç duyurusunda bulunacaklarını bildirdi.
Sendika.Org