Öğrenci Kolektifleri’nden Şilan Delipalta, Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne atanmasının ardından gelişen süreçle ilgili Sendika.Org’da “Atananı biliriz atayandan ötürü” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Delipalta’ya göre üniversitelilerin “kayyum rektör” olarak gördüğü Bulu, her rektörlük binasına geldiğinde “kayyumluk” yazısı ile karşı karşıya kalacak
Sendika.Org Yazar Sohbetleri’nin bu programdaki konuğu Şilan Delipalta. Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen eylemlere katıldığı için gözaltına alınan Şilan ile 2 Ocak günü Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasını ve sonrasında yaşanan gelişmeleri konuştuk.
Türkiye’de üniversitelerin dönüşümünü 1981’de Yükseköğretim Kurulu (YÖK)’ün kurulmasından 2016 yılına kadar devam eden bir süreç olarak gören Delipalta, “Rektör atamaları 2016’dan sonra Cumhurbaşkanı tarafından doğrudan yetki ile belirleniyor. Üniversitenin hiç bir bileşeninin kâle alınmadığı şekilde atamalar yapılıyor. Bu hem üniversiteyi dışardan yönetmek hem de içerisine ajan yerleştirmek olmuş oluyor.” şeklinde konuştu.
Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasıyla gençlik hareketinin uzun zamandır elinden bırakmadığı protesto hakkını kullandığını ve sürecin dayanışma ile daha da büyüdüğünü ifade eden Şilan Delipalta, “Yaşasın öğrenci dayanışması diyerek diğer okullarda birleşiyor, tepkiler ortaklaşıyor. Üniversite mücadelesi parçalı bir şekilde de olsa aslında hiç durmadı. Şimdi de Boğaziçi’nin direnişi diğer okullara da bulaşıyor. Dayanışma giderek kendini aşıyor. Kadın hareketi ile beraber memlekete umut oluyor.” dedi.
Söyleşi: Duygu Şahlar