Rolls-Royce grevi* – James Walker

Rolls-Royce’daki grev Noel’e denk gelirken, işçiler işlerinden daha fazlası için endişe ediyor; yaşadıkları kasaba ve insanları için, yıkıcı sanayisizleştirmenin son bölümünün arkasında bırakacaklarından korkuyorlar

Rolls-Royce grevi* – James Walker

Mart ayının ilk haftalarında Korona virüs pandemisi çarptığı zaman, üç çocuk annesi Catherine Greaves yeni doğan oğluna bakmak için hamilelik izni aldı. Rolls-Royce’un Lancashire vilayetinin Barnoldswick tesisine 18 yıl önce çıraklık eğitimi için giren usta işçi o zamandan beri tesisin bir parçası haline gelmişti.

Meslekte ilerleme aile geleneğinin bir parçasıydı. Babası, amcası, bir büyük dedesi ve üç dedesi Rolls-Royce’ta çalışmışlardı. Greaves makinalara ilgi göstermeye başlayınca onu da aynı geleneği takip etmesi için cesaretlendirdiler. Onlar için, evlerinden beş dakika uzaktaki, Barnoldswick’teki Bankfield ve Ghyll Brow fabrikaları hayat boyu güvenli iş sunmuştu. Greaves de aynısını umuyordu.

Ailesindeki fabrikadan çıkarken saati kapatan son kişi olabileceğini hayal bile edemezdi. Fakat hamilelik izninin üçüncü haftasında durum değişti. Greaves, Haziran’da, işçi arkadaşlarından Rolls-Royce’un Barnoldswick’teki tesisinden 200 işçiyi çıkaracağını duydu. Firma kendisiyle doğrudan iletişim kurmamıştı ama daha sonra arayarak işinin güvende olduğunu söylediler. İşten çıkarılacağı haberini vereceklerini zanneden Greaves, telefonu açtığında gözleri yaşarmıştı.

İki ay sonra 34 yaşındaki Greaves tekrar endişelendi. Rolls-Royce kasabadaki tesisten 350 işçinin daha işine son verileceğini ve pervane kanadı [Rollce-Royce aynı zamanda bir havacılık ve uzay şirketi; -ç.n.] üretiminin Singapur’a taşınacağını açıkladı ve böylece grev başladı. Greaves’in bu son işçi çıkarmadan etkilenip etkilenmeyeceği belli değildi.

Evinin kapısında, gözleri dolu, Tribune’e konuşan Greaves, “İlk yaptığım şey babamı aramak oldu,” dedi. “Bu durumu anlayacak başka kimi arayabilirsin ki?”

Babası 1979’daki son büyük Rolls-Royce grevinde fabrikanın kapısında durup içeriye kimseyi sokmayan ‘grev hattı’ndaki işçilerden biriydi. Greaves o grevden sonraki birkaç yıl ailesinin çektiği para sıkıntısını hala hatırlıyordu. “İşte şimdi aynısı olacak, babam gerçekten üzüldü, çünkü vaktiyle kendisinin başına geldiğinde yaşadıklarının ne kadar korkunç olduğunu hatırlıyor.” “Şimdi de aynısı oluyor, tarih tekerrür ediyor gibi ve korkunç.”

Rolls-Royce, Barnoldswick’teki fabrikadan 500 işçiyi çıkarıp tesisteki işin büyük bir kısmını 2023’te Singapur ve İspanya’ya [muhtemelen Britanya’nın AB’den yani ortak pazardan çıkmasından dolayı; -ç.n.] nakletme planını açıkladıktan sonra, Unite sendikası grev oylaması yaptı. %94 çoğunlukla fabrika önünde grev hattı kurulması kararı alındı. Firmanın kötü zamanlardan geçtiğini biliyorlardı. Koronavirüs pandemisiyle gelen seyahat kısıtlamaları gelirlerde büyük bir düşüşe neden olmuş, 2020’nin ilk yarısında gelirler bir önceki yıla göre %26 düşmüştü. Ancak, Barnoldswick’teki tesisi aceleyle ortadan kaldırmanın, maliyetleri düşürmekte anlamlı ve uzun dönemli bir çözüm getireceğine inanmıyorlardı.

İsmini gizli tutmak kaydıyla Tribune’e konuşan bir teknisyen, “Bu şirket, uzun bir zamandır, bu bölge için çok yararlıydı. Ama yolunu şaşırdı ve yeniden hizalanması gerekiyor, burada bir gelecek olduğunu anlamaya ihtiyacı var. Rolls-Royce ismini maliyet değil, kalite üzerine inşa etti,” dedi.

Grevin kasım ayı içinde üç hafta sürmesi planlanmıştı. Ama yönetim 27 Kasım’da Noel’de tesisi kapatacağını ilan edip, çalışanların resmi olmayan bir biçimde, iki hafta için ücretlerin %20’si kesilerek izne çıkarılacaklarını duyurunca sendikalı işçiler grevi bayram sürecini de kapsayacak şekilde uzattılar.

Tribune’e konuşan bir Unite görevlisi, ‘ücretli izin’ planının, hükümetin Korona virüs yüzünden işçi çıkarmama planıyla bağlantılı olmadığı için [yani şirketin asıl planı işçi çıkarmak olduğu için], ücretlerinden yapılacak kesintinin yasa dışı olduğuna inandıklarını söyledi. Bir Rolls-Royce sözcüsü, “Yapılan tartışmalardan sonra, sendikalar şirketin %80 ücretle izin planının detaylarının ve Barnoldswick’te uygulanacağının tamamen farkındadırlar. Bunun yasaya aykırı bir teklif olduğu fikrine katılmıyoruz,” dedi.

Bir kasabanın geleceği

Aralık ayının ortasında, acı bir soğukta, Aldi [bir süper market] araba parkının yanında, fabrika kapılarında bayrak sallayıp pankart tutarak grev hattında durmak az sayıda kişinin isteyeceği bir şey. Ama daha da az kişi teslim olmak ve kasabadaki yüzlerce yaşamın geleceğinin deniz aşırı yerlere yollanmasını seyretmek niyetindeydi; böyle bir olasılık sadece kendilerini değil, bölgede yaşayan yüzlerce kişiyi de mahvedebilir.

Grev hattındaki bir teknisyen, işten çıkarılma tehdidi yüzünden Noel bayramının mahvolduğunu söyledi. Kısa bir zaman önce bir ev satın almıştı ama tatilini [Noel ve yeni yıl] evi satıp satamayacağını ve iş bulmak için başka bir yere yere taşınıp taşınamayacağını düşünerek geçirmek zorunda kalacağını söyledi.

“Koca bir yıl mahvoldu. Hayatım askıya alındı,” dedi. “Hükümet her zaman ‘yarın için tasarruf yapın’ diyor. Yaptım işte ama bana hiçbir yararı olmadı.”

İsmini vermekten kaçınan iki çocuk babası başka bir işçi, Tribune’e tesisin geleceği hakkında çocuklarıyla zor bir konuşma yaptığını söyledi. Çocukların ikisi de pankartlarda yazanları anlayacak yaştalar ve babalarına işsiz kalacağından endişe ediyorlar.

“Sinir bozucu. Daha önce de işimi kaybetmekle karşı karşıya kalmıştım ve hayatını kazanmak zorundasın, çocuklarını doyurmak, sofraya yemek koymak zorundasın,” diye devam etti. “Hele de senenin bu özel günlerinde, çocuklarını en iyi şekilde korumaya çalışıyorsun.”

Rolls-Royce’un işten çıkarması durumunda, kendisi ve ailesinin geleceği hakkında söyledikleri ise şöyle: “Karımla bu durumu konuştuk, başka bir yere mi taşınsak, bunu çocuklarımıza yapabilir miyiz? Onlar istemiyor, razı değiller. Yani, ya çocukları da alıp başka bir yere taşınacağız ya da iş bulana kadar bir süre için işsizlik parasına razı olacağız, ama bir kol emekçisi için burada pek bir şey yok.”

Hamilelik izninde olan üç çocuk annesi Catherine Greaves, çocuk bakımını ve günlük harcamaları karşılayabilmek için evini ipotek ederek bankadan kredi almış. Şimdi, içinde büyüdüğü evi elinde tutamayacağını düşünüyor. “Rolls-Royce’taki pek çoğumuz için gerçek bu,” dedi. “Ücretimi kaybedersem ne yapacağım, hesap ortada, bu durumda geçinmek mümkün değil.”

Aldi araba parkının dışında konuşlanmış olan grev hattındaki işçiler, Rolls-Royce’un İskoçya’daki İnchinan fabrikasındaki işçilerin üçte ikisinin kesintilerin açıklanmasından aylar sonra işlerini kaybetmelerine dair Unite sendikasının yaptığı bir araştırma üzerine kafa yoruyorlardı. “Başka opsiyonlar var, ama Barnoldswick’tekiler için değil,” dedi nöbettekilerden biri. “İnsanların uzun yol yapması gerekecek, Burnley’de de pek bir şey kalmadı. Bütün havacılık şirketleri işçileri işten çıkardılar.”

Sendikanın tahminlerine göre, eğer planlanan kesintiler yüzünden COVID-19 öncesi 740 olan çalışan sayısı 200 civarına inerse, Barnoldswick’teki tesis kepenklerini tamamen indirebilir; kasabada yaşayanlar eğer tedarikçiler için iş kalmaz ve fabrika çalışanları dükkanlarda, kafelerde ve pub’larda para harcamazlarsa kasabanın ekonomisinin yok olacağından korkuyorlar. (Rolls-Royce, Bankfield’deki tesisi tamamen kapatacağını söylemedi ve tesisteki bazı işleri devam ettireceğini iddia ediyor. Ghyll Brow’daki tesis kapatılacak.)

Neredeyse 10 yıl önceki nüfus sayımı verilerine göre, Barnoldswick ve civarında 11 binden biraz az insan yaşıyordu ve kabaca nüfusun yarısı çalışıyordu. Çalışanların dörtte birinden biraz fazlası, 1500 kişiden fazlası, imalat sanayiinde çalışıyordu. Lancashire vilayetinin daha geniş olan Pendle bölgesinde (Barnoldswick ve Burnley’nin kuzeyindeki bir avuç diğer küçük kasabayı da kapsar) imalat sanayiindeki toplam istihdamın düşmesine rağmen, havacılık ve uzay sektörü anahtar sektör olmaya devam ediyor.

Barnoldswick’e gittiğinizde, orada yaşayanların kalifiye mavi yakalıları kasabada tutmak için ne kadar istekli oldukları hemen belli oluyor. Unite sendikasının dağıttığı “Fabrikamızı Koruyalım” afişini yol kenarından Ladbrokes [bir online bahis şirketi] şubesine kadar her yerde görmek mümkün. Bankfield’deki tesisin kendisini görmeden sesini duyabilirsiniz; fabrikanın önünden geçen sürücüler kornalarını çalıyor ve grev hattındaki işçilere el sallıyorlar.

Unite sendikasının bölge görevlisi Ross Quinn, “Fabrika önünde dururken gözleri yaşlı insanlar yanaştı, ağlayarak çok üzüldüklerini, Rolls-Royce’un bunu yaptığına inanamadıklarını söylediler,” dedi. “Fabrika işçilerinin bölge için hayati önemi olan bir şeyin yok olmasına razı olmayarak grev hattında beklemelerinden gurur duyan insanlar da geliyor.”

Bu yılın başında ölen kardeşi bu fabrikada çalışan Belediye Meclisi üyesi David Whipp, kasabada havacılık ve uzay şirketi ile ilintisi olmayan birini bulmanın zor olduğunu söyledi. Bir Liberal Demokrat olan Whipp, Rolls-Royce’un operasyonlarını yurt dışına taşıması halinde, “yerel ekonominin dibe vuracağı”ndan korkuyor.

“Gayrimenkul piyasası kötü etkilenecek. En kötü durumda, boş fabrikalar, iş yokluğu ve kasabadan kaçışla karşılaşabiliriz,” diyen Whipp şöyle devam etti: “İnsanlar neden buraya gelip yaşamak istesin. Yaşamak için hoş bir yer, ama eğer iş yoksa, insanlar işin peşinden gidecekler.”

İsmini vermek istemeyen nöbetteki işçilerden biri, “En büyük parçayı kesip alıyorsunuz, bir çiçeğin kafasını kesmek gibi: geride kalan kısmı mecalsiz kalacak, biz 350 iş için değil, bütün bir tedarik zinciri için de mücadele ediyoruz,” dedi.

Bir ihanet duygusu

İhanet, yereldeki insanlarla konuşurken sıklıkla kullanılan kelimelerden biriydi. Seksen yıl boyunca nesiller, sayılamayacak kadar iş saatini Rolls-Royce’un başarısı için harcamıştı. Britanya 1940’larda Nazilerle savaşırken, Kraliyet Hava Kuvvetleri subayı Frank Whittle, Barnoldswick tesisinde jet motorunu geliştirmişti. Kasabadaki pek çok kişi evlerini arayıp, bir parçanın tamamlanması için ya da çözülecek bir sorunla karşılaştıkları için eve geç geleceklerini ebeveynlerine bildirdiklerini hala hatırlıyor.

Ama şirket şimdi kasabadaki işinin çoğuna son verip, maliyeti daha düşük olacağı için Singapur’daki insanlara devretmek istiyor. Onları eğiten Barnoldswick çalışanları, fabrikanın kapatılmayacağı ve Singapur’a sadece ekstra işin devredileceği sözü verildiği için yardım etmeyi kabul ettiklerini söylüyor.

Rolls-Royce bu yıl hükümetin iş bekletme planı gereğince Britanyalı vergi mükelleflerinin ödediği ücretli izin parasını da aldı. Havacılık ve uzay şirketi zorunlu işten çıkarmaya maruz kalan birisi için, işten çıkarmaya karşı bir önlem olarak hükümetten aldığı ücretli izin parasını geri ödeyeceğine söz verdi, ama, milyarlarca Sterlinlik şirketin gönüllü olarak emekliliğini isteyenler için de aldığı izne çıkarma parasını geri verip vermeyeceği belli değil. (Tribune firmadan açıklık getirmelerini istedi.)

Greaves, “Büyük bir ihanet hissi var, çünkü biz çok çalıştık. Rolls-Royce’un kötü zamanlarında ordaydık ve yardım etmek için fazladan verebileceğimiz her saati verdik,” dedi. “İki, üç, dört saat fazla çalıştığım zamanlar oldu. Fabrikaya gideyim de iş bitsin diye, çocuklarıma bakması için birilerini aradım.”

Fabrika önündeki grev hattında olan, yukarıda da söylediklerini yazdığımız, iki çocuk babası işçi, “Çok çalışacaksın, emek vereceksin, çabalayacaksın, ama şimdi sanki bunu sana karşı kullanıyorlar, sen maliyetleri düşürmüyorsun diyorlar,” dedi. “Sadece benim param değil, sadece benim ödediğim vergi değil, bizim kim olduğumuzu bile bilmeyenler de buraya para ödediler, şimdi parası ödenmiş bütün işler Singapur’a bahşedilecek.”

Rolls-Royce’a canı sıkılan yerel halk da Wesminster’dakilere kızgın. Muhalefetten gelen bir soru önergesi ve hükümete sorulan birkaç sorunun dışında Parlamento’dan pek bir şey çıkmadı.

Boris Johnson, kasım ayında Parlamento’ya, “Rolls-Royce’ta olduğu gibi, parasının çoğunu havacılıkta kullanılan motorları yaparak kazanan bir şirket için çok zor bir zaman,” dedi. “Çok önemli bir Britanyalı şirket olan Rolls-Royce’un uzun bir gelecek sahibi olmasını sağlamak için şirketle birlikte çalışmayı istiyoruz.”

Aynı gün, İşçi Partisi Milletvekili Navendu Mishra, Maliyeti Bakanı Rishi Sunak’tan Rolls-Royce’un “mobbingci” davranışlarına karşı çıkmasını istedi. Sunak, “İçinden geçmekte olduğumuz bu zor zamanda, bütün şirketleri çalışanlarıyla yapıcı bir şekilde çalışmaya ve, ümit ederiz ki, bir çözüm bulmaya davet ediyorum. Kolektif olarak, hepimiz işi korumaya gayret ediyoruz, ama tabii koşullar çok zor,” diye cevap verdi.

Rolls-Royce’taki işten çıkarmalara politikacıların tutumunu nasıl değerlendirdiklerini sorulduğunda, Barnoldswick işçileri hükümetin kendilerini tamamen önemsizleştirdiğini belirtti ve “Koronavirüs yardım paketi verilirken işlerinin güvende olması için daha çok şey yapılmalıydı” dediler.

Başbakan hakkında konuşan Greaves, “Bir şey yaparsa, çok az ve çok geç olmuş oluyor. (…) Daha başında hava ve uzay endüstrisinin yanında olmalıydı” dedi.

Unite sendikasından Ross Quinn, “İşçiler bir şeylerin yapılacağına dair daha az hoş laf ve daha çok pratik örnek istiyor, çünkü kimse bu fabrikadaki beceri ve işi kaybetmemiz gerektiğine inanmıyor,” diye ekledi.

“Daha önceki işçi kuşağından gelen bütün kolektif deneyim ve bilgiyi hangi gelişmiş ülke çöp yığınına atar? Delilik, mutlak bir delilik.”

Grev hattındaki bir diğer Rolls-Royce çalışanı sözünü sakınmadan, “Britanya vergi mükelleflerinin parası, buradaki işi tutmak için bizim fabrikalarımıza gitmeli,” dedi. “Bizim hükümetimiz onlara para veriyor, onlar da işi bizim paramızla başka ülkelere götürüyorlar. Rezalet.”

*Yazının orijinal başlığı “Barnoldswick’in Arkasındaki Muharebe”dir.

James Walker, Newsweek ve The Press Gazette de yazıları çıkmış olan bir gazeteci.

[Tribune’deki İngilizce orijinalinden Sevil Kurdoğlu tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]

Sendika.Org'u destekle

Okurlarından başka destekçisi yoktur