Amed Şehir Tiyatrosu oyuncuları, bu süreçte farklı işlerde çalışarak ancak temel ihtiyaçlarını karşılayabildi. Amed Şehir Tiyatrosu’nda oyuncu olan Yavuz Akkuzu, salgın günlerinde tiyatroda yaşananları ve uygulanan politikaları yorumladı. Akkuzu, “Uçaklarda insanlar 2, 3 saat yan yana seyahat edebiliyor ama tiyatro salonunda mesafe koyma olanağı varken neden tiyatroya izin verilmiyor? Bu siyasal bir yaklaşımdır. Aklın izah edebileceği bir durumda değiliz. Tiyatro; sinemanın, dizinin laboratuvarıdır” dedi
Salgında en çok zarar gören sanat dallarından biri de tiyatro oldu. Bugünlerde bazı tiyatro sahnelerinin oluşan şartlar nedeniyle kapanmak zorunda kaldığı haberleri gelirken, tiyatro emekçilerinin var olan sıkıntıları pandemide gittikçe derinleşti. Salgından yoğun olarak etkilenen Amed Şehir Tiyatrosu oyuncuları, bu süreçte farklı işlerde çalışarak ancak temel ihtiyaçlarını karşılayabildi. Amed Şehir Tiyatrosu’nda oyuncu olan Yavuz Akkuzu, salgın günlerinde tiyatroda yaşananları ve uygulanan politikaları yorumladı.
1990 yılında kurulan Amed Şehir Tiyatrosu, dönem dönem yaşanan baskı ve zorluklara karşı mücadeleyle ve inatla kentte tiyatroyu yaşatmaya devam ediyor. 2016 yılında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanmasıyla, Şehir Tiyatrosu fiilen kapatılmıştı. 2017 yılında ise işten çıkarılan ve tiyatrodan vazgeçmeyen 15 tiyatrocunun özel girişimiyle 82 koltuk kapasiteli salonda Amed Şehir Tiyatrosu kuruldu. Seyircinin yoğun talebi nedeniyle daha büyük alana ihtiyaç duyan tiyatrocular, iki ay önce yeni salonu tamamladı, şimdilerde prova yapıyorlar.
Yavuz Akkuzu, Diyarbakır’da daha iyi koşullarda oyunlarına sergilemek için inşa ettikleri yeni salonlarının kentte kültür-sanat çalışmalarını geliştireceğini ifade etti. Akkuzu, açılan salonu ikinci bir şube olarak kullanacaklarını, devletin salon vermediği oyunların sahnelenmesi için alternatif yarattıklarını belirtti. Yavuz Akkuzu, “2016 yılında kayyum gelmesiyle kapatılan tiyatro, 2017 yılında özel girişimler ile yeniden kuruldu. O dönem kurulan sahneden şimdi çıktık, yeni bir salon yaptık. O aslında bizim ikinci şubemiz olacak. Devletin salon vermediği bazı oyunlar için çok fazla başvuru alıyoruz, bu nedenle bir alternatif yarattık. Bu biçimde biz ve dışarıdan turneye gelen insanlar rahatlamış olacak. Diyarbakır’da amatör tiyatroya destek olacağız” dedi.
Salgını yoğun olarak hisseden Amed Şehir Tiyatrosu oyuncularının bugünlerde temel ihtiyaçlarını giderebilmek için çeşitli işlerde çalışmak zorunda kaldığı söyleyen Yavuz Akkuzu, “Karantina sürecinde oyuncularımızı ve seyircilerimiz riske atmak istemediğimiz için yasaklar gelmeden kapattık. Ekonomik açıdan gelirimiz yoktu, temel ihtiyaçlarımızı giderebilmek için cüzi miktarda inşaat için topladığımız parayı dağıttık. Bunun dışında taksicilik yapan, gece kafede bekçilik yapan ya da ailesinin yardımıyla geçinen arkadaşlarımız var. Tiyatrocular için bu durum çok yabancı değil, zaten öncesinde de bu şekilde işler yapıyorlardı” ifadelerini kullandı.
Amed Şehir Tiyatrosu’nun da dâhil olduğu Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi’nin salgın sürecinde yaptığı çalışmaların kıymetli olduğunu ifade eden Yavuz Akkuzu sözlerini şöyle sürdürdü:
Türkiye’de bütün tiyatro topluluklarının katılmasına açık olan, bölgelerdeki tiyatroculara ulaşıp fikirlerini alan, izlenmesi gereken yolu birlikte belirleyen bir inisiyatif olması nedeniyle çok değerli. Şimdi hepimizin bir araya gelebileceği bir ortam yaratıyoruz. Bu meseleyi ancak böyle çözebileceğiz. Bu süreç, tiyatrocuların ortak bir şeyler yaratmasına zemin oluşturdu. Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi aslında geçmiş dönemlerde biriken sıkıntıların çözülmesine yönelik çalışmalar yapıyor, yedi maddeden oluşan talepler sıralandı. En önemlisi de Tiyatro Yasası. Bizler tacir olarak görülüyoruz. Biz kamusal bir hizmet veriyoruz, bu devletin bunu anlaması gerekiyor.
Pandemi sürecinde olağanüstü bir durum yaşandığını söyleyen Akkuzu, devlet eliyle kapanan tiyatroların kendi çabalarıyla geçinmelerinin beklenmesini tamamen politik bir yaklaşım olarak değerlendirdi. Yavuz Akkuzu, ��unları kaydetti:
Tiyatroların kapatılması tiyatrocuların tercih ettiği bir durum değil, devlet tarafından yasak konulan kurumların kirası, vergisi karşılanmalı. Çoğu tiyatro salonunun giderinin yüzde ellisi zaten oyuncu ve kiraya tekabül ediyor. O mekân yüzde elli ile ayakta kalabiliyor. Sosyal devlet deniyor ama yedi aydır sosyal devletliği ortaya çıkmadı. Mesele siyasal olunca başka sanat olunca başka işliyor.
Yavuz Akkuzu, son dönemde artan tiyatroların kapanma haberlerine ilişkin şu an ses çıkarılmazsa tiyatronun derin yaralar alacağının altını çizdi. Yavuz Akkuzu, “Uçaklarda insanlar 2, 3 saat yan yana seyahat edebiliyor ama tiyatro salonunda mesafe koyma olanağı varken neden tiyatroya izin verilmiyor? Bu siyasal bir yaklaşımdır. Aklın izah edebileceği bir durumda değiliz. Tiyatro; sinemanın, dizinin laboratuvarıdır. Birçok oyuncu oradan çıkar. Ama bu süreçte ünlü insanlardan ses çıkmıyor. Ne yazık ki ‘popüler’ isimlere bu dönemde ihtiyaç var. En çok onların destek olması gerek. Tiyatro bugünlerde derin yaralar alıyor, artık herkesin ses çıkarması gerekiyor” ifadeleriyle sözlerini sonlandırdı.
Türkiye’nin dört bir yanından 427 tiyatronun katılımıyla oluşan Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi mayıs ayında ‘bu defa alkışlarınızı değil, imzalarınızı istiyoruz’ şiarıyla yola çıkan yedi maddelik taleplerin sıralandığı bir imza kampanyası başlattı. İki binin üzerinde tiyatro emekçisinin imzaladığı kampanya, kamuoyu desteğine açılmasıyla birlikte otuz bini aştı. İmzaya açık olan kampanya destek bekliyor.
Amed Şehir Tiyatrosu Oyuncuları
Dizideki diğer içerikler:
Sendika.Org (Nur Kaplan)