Tahliyeleri reddedilen, ölüm orucunda ve sağlık durumları kritik aşamada olan avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın durumuna ilişkin SES “Zorla değil, adil yargılamayla yaşatalım” başlığıyla bir açıklama yayımladı. Açıklamada Malta Bildirgesi, İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi’ne atıfta bulunan SES, karar verme yeterliği olan bir açlık grevcisinin kendi isteğine aykırı olarak enteral ya da parenteral beslenmesine yönelik her tür müdahalenin “zorla beslenme” sayılacağına dikkat çekti
Adil yargılanma talebiyle ölüm orucunda ve sağlık durumları kritik aşamada olan avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal, Adli Tıp Kurumu’nun “sağlık durumları cezaevinde kalmaya uygun değildir” raporuna rağmen tahliye edilmedi. Timtik ve Ünsal tahliye edilmek yerine dün Bakırköy Sadi Konuk ve Kanuni Sultan Süleyman Eğitim Araştırma Hastanelerine kaldırıldılar.
Hastaneye kaldırılan avukatların durumuna ilişkin Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) “Zorla değil, adil yargılamayla yaşatalım” başlığıyla bir açıklama yayımladı.
Zorla beslenmenin insan hakkı ihlali olduğuna dikkat çekilen yazılı açıklamada şu ifadeler yer aldı:
Adil yargılama talebi ile başlattıkları açlık grevini ölüm orucuna çeviren avukatların istemleri dışında zorla hastaneye götürülmelerini kaygıyla izliyor, “zorla beslenme”nin bir insan hakkı ihlali olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz. Açlık grevi yapan kişiye isteği dışında yapılan zorla müdahaleler ve ilk beslenme sırasında uygulanan yanlış bakım ölüm veya sakatlık riskini artırmaktadır. Bu nedenle açlık grevindeki kişilere zorla besleme uygulaması, bu yönde emir verilmesi ya da bu tür uygulamalara yardımcı olunması asla kabul edilemez.
Açıklamada Malta Bildirgesi, İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi’ne atıfta bulunan SES, karar verme yeterliği olan bir açlık grevcisinin kendi isteğine aykırı olarak enteral ya da parenteral beslenmesine yönelik her tür müdahalenin “zorla beslenme” sayılacağına dikkat çekti. Zorla beslemenin etik açıdan hiçbir zaman kabul edilemeyeceğini de ifade eden SES açıklaması, “Kişinin yararı gözetilse bile tehdit, zorlama, güç ya da fiziksel kısıtlamalar eşliğinde uygulanan besleme insanlık dışı ve aşağılayıcı muamelenin bir biçimidir. Bunun kadar kabul edilemez bir uygulama da diğer açlık grevcilerini sindirmek ya da açlık grevini sonlandırmaya zorlamak amacıyla başka tutukluların zorla beslenmesidir” ifadeleriyle devam etti.
Açlık grevcileriyle ilgilenen sağlıkçıların otoriteye karşı sorumlulukları ile hastalarına karşı sorumlulukları arasında da bir ikilem yaşayabileceklerine dikkat çeken açıklamada sağlıkçıların öncelikle hastalarına karşı sorumlu oldukları ifadesi yer aldı.
Yazılı açıklama şu ifadelerle sonlandırıldı:
Sağlıkçılar değerlendirmelerinde tarafsız olmalı, üçüncü kişilerin kararlarını etkilemesine, gereksiz girişimler gibi etik dışı uygulamalar için baskı yapmasına izin vermeyerek, Malta Bildirgesi’ne uygun davranmalıdırlar. Sağlıkçıları baskı, tehdit vb. yöntemlerle insan haklarına aykırı bir tutum almaya zorlamak da suçtur. Ölüm orucundaki avukatların sağlık durumunun ve olası hak ihlallerinin yakından takipçisi olmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.
Sendika.Org