“Kayyım, seçme ve seçilme hakkının gaspıdır. Kayyım, Kürt düşmanlığıdır. Bunu birçok kez söyledik, bir kez daha ifade ediyoruz. Kürtlere bunları reva görüp ardından ‘benim Kürt kardeşlerim’ diyemezsiniz. Kimse buna inanmaz artık”
HDP Sözcüsü Ebru Günay, dün (26 Haziran) partisinin genel merkezinde haftalık basın toplantısı düzenleyerek gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
Diyarbakır’da Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) yönelik operasyona tepki göstererek sözlerine başlayan Günay, “Sabah 04.00 sularında DTK’nın kapısı kırıldı, şu saate kadar aramalar devam etti. Çok sayıda gözaltı var. Gözaltına alınanlar arasında kadın aktivistler, avukatlar, sendika üyeleri, belediye meclis üyelerimiz çok sayıda aktivist ve demokratik siyaset yürüten arkadaşlarımız var. Bir an önce gözaltına alınan arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi.
“HDP de içinde olduğu, Kürt illerinin renkliliğinin, mozaiğinin bir araya geldiği, birçok sivil toplum örgütünün, siyasi partinin oluşturduğu bir kongredir DTK” diyen Günay, DTK’nin çözüm sürecinde Meclis tarafından resmi olarak tanınan, görüşleri dinlenen ve irade olarak kabul edilen bir yapı olduğunu hatırlattı.
DTK’nin son birkaç yıldır “AKP’nin Kürt düşmanlığının sonucu olarak kriminalize edilen, sürekli baskıya, zora maruz kalan” bir alana dönüştürüldüğünü belirten Günay, devamında “Bu sabah yapılan operasyondaki suç unsurlarını söylüyorum: DTK tabelası, birçok yayınevinden basılmış bandrollü kitaplar. İktidarın Kürt düşmanlığında, suç unsuru yaratmada sınır tanımadığını tekrar görmüş olduk. Gözaltıları kınadığımızı, bu siyasi soykırım operasyonundan vazgeçilmesi çağrısını yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Darbeye karşı demokrasi yürüyüşü”nün toplumun tümünde bir heyecan dalgası yarattığını belirten HDP Sözcüsü Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Umudun ışığını yarattı. Gençlerin, kadınların, emekçilerin, yoksulların sesine ses olduk, nefes alamayanlara nefes olduk. Her geçen gün daha da despotlaşan AKP iktidarının zulüm siyasetine karşı sokaklara taştık, umudu alanlara taşıdık hep beraber. HDP kurulduğu günden bu yana yürüyüş halindedir. Türkiye’yi demokratikleştirmek için yola çıkmıştık. Kadınlar, gençler, emekçiler için yol almıştık. Yürüyüşümüz bu inançla devam ediyor ve başarana kadar da devam edecek. 15 Haziran’daki Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşümüz de bu uzun yürüyüşün bir parçasıdır.”
HDP’NİN DEMOKRASİ YÜRÜYÜŞÜ ANKARA’YA ULAŞTI: “HALKIMIZIN UMUDU DAHA DA BÜYÜDÜ”
HDP’nin yürüyüşünün başlangıç olduğunu belirten Günay, “Zulüm altında olan, sesini çıkaramayan herkes yürümeli ve herkes hakkını aramalı. Bu Anayasal, demokratik bir haktır. En temel, en doğal haklarımızın, Anayasaca garanti altına alınmış haklarımızın dahi AKP iktidarı tarafından maalesef ayaklar altına alındığı bir dönemden geçiyoruz. 82 milyonun savunma hakkı için yürüyüşe geçen baro başkanlarının Ankara girişinde durdurulmaları, yağmur altında polis ablukasında bekletilmeleri ve darp edilmeleri iktidarın utanç tablosu olarak hafızalara kazındı. Sırtını padişaha, Saray’a yaslayanların içine düştüğü hazin durumdan herkes ders çıkarmalı” dedi.
“Baro başkanlarının talebi hepimizin talebidir. Bağımsız ve tarafsız bir yargı hepimizin, Türkiye’nin en temel ihtiyacı haline gelmiştir. Savunma yargının en temel ve önemli ayaklarından biridir” diyen Sözcü Günay, Erdoğan’ın yargının ardından savunmayı gözünü Saray’a bağlamaya çalıştığını kaydetti.
HDP Sözcüsü Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İstiyor ki yargının her aşaması kendi kontrolünde olsun, hiçbir yerden en ufak bir itiraz gelmesin. Baroların yürüyüşü işte tam da bu adıma karşı çıkış ve buna karşı başlatılan bir karşı koyuştu. Her yeri, her alanı adım adım ele geçirmeye çalışan, ahtapot misali her yere kollarını saran bir iktidar var karşımızda. Bunun karşısında suskun kalmak karanlığa davetiye çıkarmak, despotluğa davetiye çıkarmaktır. Baro başkanlarına yaşatılanları bir kez daha kınıyoruz ve ne olursa savunmanın yürüyüşünü durduramayacaklar, savunma susmadı, susmayacak.”
SAVUNMA YÜRÜYÜŞÜ TAMAMLANDI: “YOLUN AÇILMASININ TEK SEBEBİ KARARLILIĞIMIZDIR”
“Kürt sorunu çözülmediği müddetçe diğer sorunların hiçbiri çözülmeyecektir” diyen Günay, devamında “Kürtlerle sorununuz olduğunu görmemiz için daha ne yapmanız gerekiyor? Buradan şöyle bir bakalım Kürtlere iktidar neler yapmış neler uygulamış bu zaman zarfında” dedi ve ekledi:
“Kürtlerin seçtiği belediye eş başkanlarını görevden alıyor ve kayyım atıyor! Kürtlerin seçtiği milletvekillerinin vekilliklerini düşürüyor ve hapse atıyor! Kürtlerin ailelerini faili meçhul cinayetlere maruz bırakıyor! Faillerini bir bir beraat ettiriyor… Şengal’de, Efrîn’de, Serêkaniyê’de ve Girêspî’de Kürtleri yurdundan ediyor! Kürtlerin diline yönelik her türlü küçük düşürücü hakarette bulunuyor! Kürtçe tabelaları ve yol işaretlerini kameraların önünde siliyor! Kadınların her türlü kazanımına saldırıyor! Kürtlerin kültürlerine ve değerlerine saldırıyor! Kürtlerin cenazelerini kaldırımlara gömüyor! Kürtlerin kemiklerini annelerine kargo ile gönderiyor! Kürtlerin mezar taşlarına saldırılarda bulunuyor! Kürdün cenazesini defnetmesine izin vermiyor! Sonra da ‘Kürtlerle sorunumuz yok’ diyor. Daha ne kadar sorun olacak sorun dediğiniz şey nedir bilmek istiyoruz.”
“9 Ocak 2013’te Paris’te üç Kürt kadın siyasetçiyi katledenler ve Kürt sorununu çözümsüzlük girdabına sürükleyenler şimdi de Kobanê’nin Helincê köyünde üç Kürt kadın siyasetçiyi SİHA’larla katletti” diye devam eden HDP Sözcüsü Günay, 25 Haziran akşamı da Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin Süleymaniye kentine bağlı Şarbajêr’de halkın mesire alanının bombalandığını kaydetti.
HDP Sözcüsü Günay, sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı:
“Görüntüler basına yansıdı, bütün dünya o görüntüleri gördü. Görüntüleri izleyen herkes gördü ki babalarıyla eğlenen çocukların şen gülüşmeleri bir anda bombalarla nasıl yok edildi. Kürt halkına yönelik bu saldırgan tutumdan vazgeçin. En demokratik hakları için mücadele yürüten Kürt halkını hedef alanlar, bu halk için mücadele eden Kürt kadınlarını da daha fazla hedef alıyor ve tüm kadınlara, kadın mücadelesine mesaj veriyor. Ben buradan tüm dünyaya özelde de Kobanê’deki katliamda hayatını yitiren Kürt kadınların ailelerine, özelde de Kürt kadınlarına ve dünya kadınlarının başı sağ olsun diyorum. Şunu bir kez daha ifade etmek istiyorum; biz bir kişi daha eksilmeyeceğiz, bulunduğumuz her yerde her zeminde kadına yönelik şiddete karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.”
TSK’DEN KOBANÊ’DE HAVA SALDIRISI: ÜÇ KADIN YAŞAMINI YİTİRDİ
Günay ayrıca, mahkeme kararı beklenmeden HDP’li Sarıcan Belediyesine kayyım atandığını belirterek “Kayyım, iktidarın Kürt düşmanı politikalarının tezahürüdür” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir kez daha yineliyoruz. Kayyım pratiklerine baktığımızda Kürt düşmanlığını görüyoruz. Kürdün değerine, diline ve kazanımlarına saldırmak kayyımların ilk icraatları. Son günlerde basına yansıyan Batman’daki ‘Pêşî Peya’ yazısının değiştirilip Türkçe yazılması da bunun son örneği oldu. Nüfusun yüzde 80-90’ının Kürtlerden oluştuğu bir şehirde yapılan bu uygulama çürümüş pespaye anlayışın dışavurumudur. Kayyım, seçme ve seçilme hakkının gaspıdır. Kayyım, Kürt düşmanlığıdır. Bunu birçok kez söyledik, bir kez daha ifade ediyoruz. Kürtlere bunları reva görüp ardından ‘benim Kürt kardeşlerim’ diyemezsiniz. Kimse buna inanmaz artık. Çok söyledik ve bir kez daha söylüyoruz. Çözüm, Kürtlerin haklarının tanındığı demokratik bir anayasadan geçmektedir. Eşitlik ve evrensel hukuk normları temelinde yeni bir yaşamı, özgür bir yaşamı Hep birlikte inşa etmeliyiz. Çözüm buradan geçer.
“Türkiye tarihinde yoksulluğun en geniş nüfusa yayıldığı dönem AKP dönemidir” diyen HDP Sözcüsü Günay, DİSK’in verilerine göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için aylık yapılması gereken harcama tutarının 2 bin 394 TL olduğunu, yoksulluk sınırının ise 8 bin 282 TL olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:
“AKP’nin ekonomi politikaları Türkiye’de bir avuç yandaşı milyoner yaptı ama karşısında ise 25 milyon açlık sınırında insan var etti. Bu tabloyu ifade etmek için Erdoğan’a 90’lardaki sözünü hatırlatmakta yarar var. Muhtemelen aynı yaklaşımla ülkeyi yönetmeye devam ediyordur: “Fakir çalmasını iyi beceremediği için fakirdir zengin de çalmasını iyi becerdiği için zengindir” sözleri bu ülkenin Cumhurbaşkanına ait sözler.”
Koronavirüs (COVID-19) gündeminin devam ettiğini belirten Günay, “Tedbirler gevşetildiği için artık Sağlık Bakanlığı talimatı ile, bölgede özellikle Kürt illerinde hastaneye korona şüphesi ile giden kişilere bulgu gösterdiği halde test yapmak yerine önce tomografi ve kan tahlili gibi tanı ve tedavi ile çok da ilgisi olmayan yöntemlerle test yapılmamaya çalışılıyor” dedi.
Vaka sayısını düşük tutmak için her türlü manevranın yapıldığını belirten HDP Sözcüsü Günay, Şırnak’ın Cizre ilçesinde ise çok daha özel bir durumla karşı karşıya olunduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Şu an birçok mahalle ve sokak, bina korona virüsü vakalarındaki artış sonrası karantina altına alınmış durumda. Hastaneler yetersiz. Vaka sayısının “normalleşme” sonrası her geçen gün artması üzerine esnaf kendi inisiyatifiyle kepenk kapatarak, “evde kal” çağrısında bulundu. Bizler de iktidarın bu duyarsızlığı karşısında Cizre halkına kendi tedbirlerini alması konusunda çağrımızı yineliyoruz. Partimiz tüm imkânlarıyla, tüm koşullarıyla beraber Cizre halkının yanındadır.”
Sendika.Org