Tricontinental, birçok ülkede süregiden mücadele ve direniş deneyimlerinin uluslararası alanda görünürlüğünü artırmak, paylaşımını sağlamak için sol hareketlerden ve sendikalardan kişilerle röportajlar yapıyor, raporlar yayımlıyor
Tricontinental Toplumsal Araştırmalar Enstitüsü’nü kuralı bir yılı geçti. Gücünü toplumsal hareketlerden alan bu kurumun temel amacı günümüzün yakıcı sorunları hakkında yaptığı araştırmalarla daha adil ve eşitlikçi bir dünya özleminin gerçekleşmesine katkıda bulunmak.
Vijay Prashad’ın yöneticiliğini yaptığı Tricontinental’ın dört ülkede (Hindistan, Güney Afrika, Brezilya ve Arjantin) büroları var. Bu bürolar arasında koordinasyon ve araştırma gündemi ise büyük ölçüde Northampton’daki (ABD) ekip tarafından sağlanıyor. Enstitünün araştırmaları değişik biçim ve uzunlukta yayınlar. Bu yayınlar internet üzerinden İngilizce, Portekizce, İspanyolca ve daha seyrek olarak da Türkçe, Fransızca ve Rusça olarak dağıtılıyor. Bugüne kadar sendika.org bazı bülten ve dosyaları zaman zaman çevirerek Türkiye’de de Tricontinental’ın izlenmesine katkıda bulundu.
Tricontinental, Güney ülkelerindeki sol hareketlerin ihtiyaçlarına cevap vermek amacıyla yürüttüğü araştırmaların sonuçlarını biçimi ve uzunluğu farklı değişik yayınlar (Bülten, Dosya, Bilgi Notu ve Tartışma Metinleri ) aracılığı ile tartışmaya açıyor. Küresel ekonominin emperyalist dinamikleri, kapitalizmin krizleri ve sosyalizme geçiş stratejileri de enstitünün araştırma yaptığı alanlar. Ayrıca, Tricontinental, birçok ülkede süregiden mücadele ve direniş deneyimlerinin uluslararası alanda görünürlüğünü artırmak, paylaşımını sağlamak için sol hareketlerden ve sendikalardan kişilerle röportajlar yapıyor, raporlar yayımlıyor.
Bu tür röportajlara verilebilecek son örnek Hindistan’daki önemli sendikal konfederasyonlardan biri olan Centre of Indian Trade Unions’ın (CITU) başkanı K. Hemalatha ile yapılan ve yakında yayımlanacak olan söyleşidir. CITU 6 milyondan fazla üyesi olan ve bu yıl 50. yılını kutlayan militan konfederasyonlardan biri. Röportaj Hindistan işçi sınıfının yapısı, militanlığı ve yakın dönemde karşılaşabileceği sorunlar hakkında somut bilgiler veriyor, ayağı yere basan değerlendirmeler yapıyor.
Hindistan işçi sınıfı yakın dönemde çok etkili muazzam genel grevler yaptı; katılım bakımından dünya rekorları kırıldı: 2016’daki genel greve 180 milyon, bu yıl yapılana ise 200 milyondan fazla işçi katıldı. Öte yandan, Hindistan ekonomisinin 1991’de geçirdiği liberal dönüşüm Türkiye’nin 1980’li yıllarda Özal’la yaşadıklarına fazlasıyla benziyor. Önceki dönemin kamu iktisadi kuruluşlarının özelleştirmeler ile özel sektöre devri, tarımdaki yardım ve sübvansiyonların kısılması, sendikal hareketin önünün kesilmesi Türkiye’de de denenen uygulamaların aynı. Güvencesizleşen, enformel istihdama mahkum, parçalanmış bir işçi sınıfı bu sürecin doğal sonucu. Dolayısıyla, sendikaların bu parçalanmış işçi kesimlerini örgütleyebilmesi, etkili hale gelebilmesi sendikal kaynakların çok daha etkin ve yaratıcı biçimde kullanılmasını gerektiriyor.
29 Nisan’da bir darbe denemesini daha savuşturdu Venezüella. “Daha” dememizin nedeni 2002’de de Hugo Chávez’e karşı bir darbe denemesi yapılmış ve halk ayaklanması ile 48 saat içinde bastırılmıştı. Tricontinental’ın 17. Dosya’sı Venezüella’nın karşı karşıya olduğu sorunları ele alıyor. ABD’nin başını çektiği ablukanın, darbe denemelerinin geri planını değerlendiriyor.
Dosyada hem Venezüella’ya karşı geliştirilen müdahaleleri hem de diğer ülkelerde uygulanan rejim değişikliği provakasyonların anlayabilmek için A. Korbyko’nun (2015) “hybrid” savaşlar kavramı kullanılıyor. Korbyko’ya göre bu yeni melez savaşlarda her şey mubah; kimlik temelli çelişkilerin pompalanmasından, etnik ve dini farklılıkları keskinleştirici provokasyonlara kadar. Konvansiyonel savaş taktiklerinin yanı sıra her türlü kontrol mekanizmasının da denendiği son derece kapsamlı bu yeni müdahale tarzını Korbyko “tam saha egemenlik” kurma çabası olarak niteliyor.
Tabii, Venezüella özelinde petrolün, diğer Latin Amerika ülkelerinde ise başka doğal kaynakların kontrolünün kapitalist ülkeler için ne denli hayati olduğu açık. Dosya, ayrıca ABD ablukası yüzünden Venezüella’nın günümüzde yaşadığı tahribatı ana akım medyanın “insani kriz” retoriğinin ötesinde ele alıyor ve Weisbrot-Sachs’tan (2019) aktarılan istatistiklerle (2017-18 arasında abluka yüzünden 40 bin ölüm) “insani kriz”in boyutunu somut olarak anlamamızı sağlıyor.
—————————
Korybko, Andrew. 2015. Hybrid Wars: The Indirect Adaptive Approach to Regime Change, Moscow: Peoples’ Friendship University of Russia.
Weisbrot, Mark and Sachs, Jeffrey. 2019. ‘Economic Sanctions as Collective Punishment: The Case of Venezuela’, Washington: Center for Economic and Policy Research, April. http:// cepr.net/publications/reports/economic-sanctions-as-collectivepunishment-the-case-of-venezuela
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.