AKP iktidarının İsrail ile imzaladığı normalleşme anlaşmasının gizli maddeleri olduğu açığa çıktı. Mavi Marmara Katliamı’nın hesabının sorulmasını isteyenler Erdoğan’a soruyor: “Bu anlaşmayı imzalarken kime sordunuz?”
AKP iktidarının İsrail ile imzaladığı normalleşme anlaşmasının gizli maddeleri olduğu açığa çıktı. Bu gizli maddeler arasında 31 Mayıs 2010 Mavi Marmara Katliamı’na ilişkin İsrail aleyhindeki davaların derhal sonlandırılması taahhüdü de var. Erdoğan anlaşma imzalandığında tepki gösteren İHH yöneticilerine “Giderken bana mı sordunuz” diye çıkışmış, İHH da daha sonra Erdoğan’dan özür dilemişti. Şimdi de Mavi Marmara Katliamı’nın hesabının sorulmasını isteyenler Erdoğan’a soruyor: “Bu anlaşmayı imzalarken kime sordunuz?”
AKP iktidarının İsrail ile imzaladığı normalleşme anlaşmasının gizli maddeleri olduğu açığa çıktı. Bu gizli maddeler arasında 31 Mayıs 2010 Mavi Marmara Katliamı’na ilişkin İsrail aleyhindeki davaların derhal sonlandırılması taahhüdü de var. Erdoğan anlaşma imzalandığında tepki gösteren İHH yöneticilerine “Giderken bana mı sordunuz?” diye çıkışmış, İHH da daha sonra Erdoğan’dan özür dilemişti.
İsrail Hukuk Merkezi (Israel Law Center – ILC) adlı Tel Aviv merkezli bir sivil toplum örgütü, Mavi Marmara davasının görüldüğü Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne, 28 Haziran 2016’da İsrail ve Türkiye arasında imzalanan anlaşmanın tam metni olduğunu iddia ettiği bir belge gönderdi.
BBC Türkçe’den Ece Göksedef’in haberine göre metinde, daha önce ne İsrail ne de Türkiye tarafından kamuya açıklanan ek maddeler de yer alıyor. ILC’nin resmi anlaşma metni olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) sunduğu belgede, kamuoyuna açıklanan 6 maddenin yanı sıra 5 madde daha var.
ILC’nin gönderdiği anlaşma metninde, daha önce ne İsrail ne de Türkiye tarafından kamuya açıklanan ek maddeler yer alıyor. ILC’nin resmi anlaşma metni olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) sunduğu belgede, kamuoyuna açıklanan 6 maddenin yanı sıra, şu 5 madde var:
1-Türk hükümeti, anayasadaki güçler ayrılığı sınırları içinde, filo olayıyla alakalı olarak Türkiye’de süren tüm ulusal yasal işlemlerin hızlı şekilde sonlandırılması için çalışacak. Her şekilde, anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle birlikte, filo olayıyla ilgili Türkiye’de süren her yasal işlem, ulusal yetkili mahkemelerde sonlandırılacak.
2-İsrail ve Türkiye, anlaşmanın yürürlüğe girmesinin ardından her bir ülkenin, vatandaşları yaptığı olayla alakalı suç duyurularını incelemek ve uygun olduğunda dava açmak için özel yargı yetkilerine sahip olması konusunda anlaşmıştır.
3-Türkiye ve İsrail, kendilerine ait topraklardan birbirlerine karşı herhangi bir terörist ya da askeri faaliyete izin vermeyeceğini ya da yurt dışındaki bu tarz faaliyetleri desteklemeyeceğini beyan eder. Bu maksatla, Türkiye ve İsrail, kendi topraklarında herhangi bir örgüt ya da kuruluşun karşı tarafa karşı bu tarz faaliyetlere girişmemesi, planlamaması, yürütmemesi, yönetmemesi ya da finanse etmemesi için gereken tüm önlemleri alacağını garanti eder.
4-İsrail, Türkiye ile Gazze şeridindeki nüfusun yararlanacağı projelerde işbirliği yapmaktan memnuniyet duyacaktır. Bu maksatla, aşağıdakiler üzerinde anlaşmışlardır:
-Türkiye’den ithal edilen sivil malların Gazze şeridine İsrail’den açılan kara sınırları üzerinden geçmesi, Filistin yönetiminin yerel temsilcileriyle koordinasyon da dahil olmak üzere, yürürlükte olan prosedür ve protokollere ve güvenlik kaygılarına bağlıdır. Türkiye’den gelen inşaat malzemelerinin Gazze şeridine girişi, Gazze Yeniden İnşa Mekanizması koşullarına uygun şekilde yapılacaktır.
-Türkiye, Gazze şeridine, İsrail ve Filistin Yönetimi’nin Gazze’de çalışmasına onay verdiği bankalar üzerinden para gönderebilecektir, bu da İsrail’in güvenlik kaygılarına bağlıdır.
-İsrail, Türkiye’nin Gazze şeridinde bir deniz suyu arıtma tesisi açma niyetini memnuniyetle karşılar. Türkiye, bu tesisi, tek başına ya da ilgilenen diğer ülkelerle işbirliği halinde inşa etme niyetini beyan etmiştir, bu da İsrail’in önceden vereceği onaya, güvenlik kaygılarına bağlıdır.
-Gazze şeridiyle ilgili uzlaşmaya varılan yukarıdaki tüm maddelerin, bölgede sükûnet sağlandığı sürece uygulanması kabul edilmiştir.
5-İsrail ve Türkiye, 22 Mart 2013’de varılan uzlaşmanın, 28 Haziran 2016’da imzalanan anlaşmanın ve bu ekte belirtilen düzenlemelerin, filo olayı ve sonrasında ortaya çıkan gelişmeler ve sonuçlarıyla alakalı süren tüm sorunları kapsadığı ve hepsini sonlandırdığı kabul edilir.
BBC Türkçe’nin haberine göre; bu metnin ve ek maddelerin doğruluğunu teyit amaçlı Türkiye ve İsrail Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, sorulara yanıt vermemeyi ve yorum yapmamayı tercih etmiş.
BBC Türkçe’nin konuyla ilgili kaynak haberine göre BBC’nin ulaştığı, dönemin TBMM Dışişleri Komisyonu’ndaki AKP’li bir vekil, konuyla ilgili görüşme taleplerine haberin yazıldığı tarihe kadar dönüş yapmamış.
Mavi Marmara avukatlarından Gülden Sönmez, Twitter hesabından “Türkiye-İsrail arasında Mavi Marmara ile ilgili anlaşmanın Gizli Maddeleri konusuna dair çokça gelen sorulara ve yorumlara binaen bazı teknik bilgileri verme gereği hasıl olmuştur” diyerek anlaşmaya ve dava sürecine ilişkin notlar paylaştı.
Sönmez Türkiye ve İsrail hükümetlerinin resmi açıklamalarının birbiriyle çeliştiğine dikkat çektiği notlarında şunları yazdı:
TBMM’ye getirilen İsrail’le normalleşme anlaşmasının gerekçesi olarak, 22 Mart 2013’te yapılan telefon görüşmesinde Binyamin Netanyahu ile Tayyip Erdoğan’ın tazminat ve Gazze’ye insani yardım konularında vardığı mutabakat gösterildi. Buna göre gerekçe şöyleydi:
“Netanyahu, söz konusu görüşmede ayrıca sivil halkın kullanacağı malların Gazze’ye girişine ilişkin kısıtlamaların kaldırıldığını ve Filistin topraklarındaki insani koşulların iyileştirilmesi için birlikte çalışmaya hazır olduklarını beyan etmiştir.”
Ama İsrail tarafının resmi web sitesinde haberler bu şekilde yer almadı. 22 Mart 2013 tarihinde arka planda ne konuşulduğunu biz bilmesek de şehit yakınları bilmese de ortada bir gerçek var ki her iki tarafın resmi yayınları birbiriyle çelişiyordu.
Nihai hedefini “terörle mücadele ve dünyanın her yerindeki Yahudilerin haklarını koruma” olarak belirten sözde İsrail NGO’su, 31.1.2019’da, Türkiye ile İsrail arasında imzalanan anlaşmanın tam metni olduğunu iddia ettiği belgeyi UCM’ye ileterek dava açılmamasını talep etti.
Sadece BBC değil, herkes ve bizler de İsrail’in sunduğu bu metni ilk kez İsrail, UCM’ye sununca gördük. İçerik olarak ise gerçekten TBMM’den geçen anlaşmanın dışında Mavi Marmara için de Türkiye için de birçok açıdan çok çok daha ağır bir içerik taşıdığı aşikardır.
TBMM’den geçen anlaşma da hukuka ve Türkiye Anayasası’na aykırı bir anlaşma idi. Tarafımızca kabul edilmemiştir ve edilemez. Buna dair her türlü itirazımız ve yine bu anlaşmaya dayanarak düşürülen davalarımızla ilgili itiraz ve temyiz süreçlerimiz devam etmektedir.
İsrail tarafından sunulan, gerçek olup olmadığını bilmediğimiz, hala Türkiye hükümetince yalanlanmamış olan Gizli Maddeler eğer gerçekse, ne usul açısından ne de içerik açısından kabul edilebilir. Elbette bir uluslararası sözleşme ancak TBMM’den geçerek kabul edilip onaylanabilir.
Eğer bu bilgiler TBMM’den gizlenmişse, TBMM üyelerinin ve yetkili ilgili tüm mercilerin kamuoyuna bu durumu izah etmesi ve gereğini yapması gerekir. Hatırlatmak isterim ki bu sadece Mavi Marmara meselesi de sadece Filistin meselesi de değildir.
Her yönüyle halkın ve şehit ailelerinin açıkça bilgilendirilmesi en doğal haklarıdır. Gizli ya da açık İsrail’le yapılan anlaşmalar feshedilmeli, Türkiye’de suçluların yargılanması, Gazze ablukasının kaldırılması imkanlarının önündeki engeller kaldırılmalıdır.
TÜRKİYE-İSRAİL “NORMALLEŞME” ANTLAŞMASININ DETAYLARI
İMZALAR ATILDI, ERDOĞAN’IN İSRAİL OYUNU BİTTİ: ESKİ MÜTTEFİKLER YİNE KOL KOLA
Sendika.Org