İsrail ile karşılıklı imzalar atıldı. Suriye’de kendi yarattığı bataklıkta çırpınan, içeride ise savaş siyasetini sürdüren Erdoğan krizinden çıkmak için İsrail’e sarıldı
İsrail ile karşılıklı imzalar atıldı. Suriye’de kendi yarattığı bataklıkta çırpınan, içeride ise savaş siyasetini sürdüren Erdoğan krizinden çıkmak için İsrail’e sarıldı
SARAY VE İŞGALCİ İSRAİL REJİMİ ‘MURADINA ERDİ’
Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun özel temsilcisi Joseph Ciechanover 26 Haziran’da İtalya’nın başkenti Roma’da bir araya gelmiş, taraflar arasında mutabakata varıldığı belirtilmiş, 27 Haziran’da ise taraflardan eşzamanlı resmi açıklamalar gelmişti. Başbakan Binali Yıldırım, İsrail denetimiyle Gazze’ye yardım götürmeyi “ambargoyu kaldırdık” şeklinde sunarken, Netanyahu “Gazze’nin denizden ablukası devam edecek” ifadelerini kullanmıştı.
Anadolu Ajansı, Türkiye ile İsrail arasında yürütülen müzakerelerin ardından varılan mutabakata bugün (28 Haziran) Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun bakanlıkta basına kapalı olarak imza attığını duyurdu. Tarafların kendi merkezlerinde ayrı ayrı imzalayacakları mutabakat metnini, İsrail adına ise Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Dore Gold İsrail Dışişleri Bakanlığı’nda imzalayacak.
TÜRKİYE-İSRAİL “NORMALLEŞME” ANTLAŞMASININ DETAYLARI
Erdoğan’ın İsrail oyunu
Saray-AKP iktidarı, 2010’da yaşanan Mavi Marmara saldırısından bu yana İsrail’le diplomatik ilişkileri askıya almasını bir iç politika malzemesi olarak kullanırken, gerçekte işgalci İsrail rejimiyle ticari ve askeri ilişkilerini hiçbir zaman sekteye uğratmamıştı.
Suriye’de kendi yarattığı bataklıkta çırpınan, içeride ise savaş siyasetini sürdüren Erdoğan krizinden çıkmak için kendi sözlerini yutup bu iç politika kozundan da vazgeçerek İsrail’e sarıldı. Aylardan beri süren görüşmeler 26 Haziran’da anlaşmaya dönüştü.
Bu süreci kısaca şöyle özetleyebiliriz:
Mavi Marmara saldırısının ardından AKP, İsrail’le ilişkilerin “normalleşmesi” için üç şart öne sürmüştü: İsrail’in resmi özür dilemesi, saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınlarına tazminat ödenmesi ve Gazze’ye yönelik ablukanın kaldırılması.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Mart 2013’te “üzgünüz” ifadesiyle başlayan “normalleşme” görüşmelerinde Türkiye’yi Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, İsrail’i ise Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Dore Gold temsil etti. Haziran 2015’te Sinirlioğlu ve Gold’un Roma’daki görüşmesiyle süreç hızlandı, 17 Aralık’ta İsviçre’de tekrar bir araya gelen ikili taslak metinde uzlaşmaya vardı. Şubat 2016’da da Mavi Marmara saldırısında ölenler için verilecek tazminat konusunda anlaşma sağlandığı açıklandı.
AKP iktidarı, Gazze’ye yönelik ablukanın kaldırılması meselesinde ise işgalci İsrail’in belirlediği çerçeveyi kabul etti. Buna göre, Türkiye’nin Gazze’ye yönelik yardımlarının, kontrolündeki Aşdod Limanı üzerinden İsrail denetimi altında ulaştırılmasına izin verilecek. Böylece Saray-AKP iktidarı, kaldırmak bir yana, İsrail’in bölgedeki ablukasını resmen kabul etmiş oldu.
AKP-İSRAİL İLİŞKİLERİ ‘NORMALLEŞTİ’: “GAZZE’DEKİ AMBARGO KALKTI” YALANI
“Gazze’de ambargoyu kaldırdık” yalanı
Binali Yıldırım’ın İsrail denetimiyle Gazze’ye yardım götürmeyi “ambargoyu kaldırdık” şeklinde sunması, AKP iktidarının anlaşmadan iç politika malzemesi çıkarabilecekleri tek kanalın bu olduğunu gözler önüne seriyor. Ancak bu, “one minute” şovu kadar işlevsel değil. Öyle ki işgalci rejim, 2010’da ablukayı kırmak için İHH öncülüğünde Gazze’ye doğru yola çıkan Mavi Marmara gemisine, Aşdod Limanı üzerinden yardımları göndermesini önermişti. Ancak doğrudan Gazze’ye yönelen gemiye uluslararası sularda saldırılmıştı. İşgalci İsrail rejimi, bölgeye yönelik insanlık dışı ablukayı sürdürürken, bazı malzemelerin Aşdod üzerinden aktarılmasına ise izin veriyor. Bugün ise AKP bu liman üzerinden Gazze’ye malzeme aktarılmasını “başarı” olarak sunuyor. Dikkat çekici bir nokta ise içeride İsrail karşıtı söylemleri azalsa bile, Tayyip Erdoğan’ın bu süreçte aktif bir rol üstlenmemesi ve “İsrail dostu” görüntüsü vermemesi.
FİLİSTİN MÜCADELESİ ALEYHİNE BİR SÜREÇ: TÜRKİYE-İSRAİL “NORMALLEŞMESİ”
Bunun dışında anlaşmaya dair üç önemli noktaya dikkat çekmekte fayda var.
Birincisi; anlaşma ile iki taraf da uluslararası arenada kendi çıkarlarına zarar verecek hareketlerden kaçınacağını taahhüt etti.
İkincisi; Binali Yıldırım’ın Hamas ile alakalı herhangi bir söylemde bulunmamasına karşın İsrail basını tarafından sızdırılan anlaşma detaylarında AKP, “Gerekirse İsrail ve Hamas arasında arabulucu olmayı kabul ettiği” ve “Hamas’ın ülkeyi İsrail’e karşı çalışmak için bir üs olarak kullanmasını engelleyeceği” gibi iki kritik taahütte bulundu. Ayrıca taraflar arasında askeri işbirliği devam edecek ve istihbarat paylaşımı da yeniden başlayacak.
Üçüncüsü ise; işgalci İsrail’in Filistin’den çaldığı doğalgazın Türkiye tarafından satın alınması ve bir boru hattı projesi aracılığıyla Avrupa pazarına satılması planlanıyor.
Sendika.Org