Yol açıldı; bundan sonra işgaller, grevler, direnişler devam edecek. Fransa’daki gelişmeler Avrupa’daki diğer ülke işçi ve emekçilerine tutulması gereken yolu gösteriyor 1 Haziran 2018 biten Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecinde yapılan görüşmelerden bir sonuç çıkmayınca uyarı grevleriyle işçi ve emekçiler yeni TİS taleplerinin kabulu için grevlere devam ediyor. 180 bin işçinin çalıştığı büyük metal sektöründe […]
Yol açıldı; bundan sonra işgaller, grevler, direnişler devam edecek. Fransa’daki gelişmeler Avrupa’daki diğer ülke işçi ve emekçilerine tutulması gereken yolu gösteriyor
1 Haziran 2018 biten Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecinde yapılan görüşmelerden bir sonuç çıkmayınca uyarı grevleriyle işçi ve emekçiler yeni TİS taleplerinin kabulu için grevlere devam ediyor. 180 bin işçinin çalıştığı büyük metal sektöründe 150 bin işçi TİS kapsamındadır.
İşçilerin üç temel talebi var:
Ayrıca genç işçilere yönelik koşulların düzeltilmesi ve olanakların sağlanması yönünde bir dizi talep var.
Ama işveren sendikası FME bu taleplerin büyük bir kısmını kabul etmiyor. 1200 işyerini temsil eden işveren sendikası FME, işçi sendikaları FNV, CNV, De Unie ve VHP2’nin taleplerinin kabul edilemez olduğunu savunuyor. 1 Haziran 2018 öncesinde protokol geregi yapılan 3+1 görüşmelerinden sonuç çıkmayınca ilki 15 Haziran 2018’de 24 saat grev kararı alındı bazı işyerlerinde. Ardından FME yeniden görüşme talebinde bulundu. Görüşmelerden bir sonuç çıkmayınca, ülke düzeyde her gün bir bölgede değişik sürelerde grevler başladı. Metal sektöründe DAF işçileri bu TİS sürecinde de öncü bir rol oynadılar.
2013 TİS sürecinden beri biz işçilerin gündeminde olan işyerleri arası koordinasyonu nihayetinde başardık. İlk etapta DAF, VDL, ASML, Ned Car, Scania işçileri arasında bir koordinasyon kuruldu ve ortaklaşa kararların alınıp uygulanması kararlaştırıldı. 2015 TİS sürecinde bunu kısmen başardık. Ama 2018 TİS sürecinde bunu daha ileri düzeyde hayata geçirmeye çalışıyoruz. Grevler, eylemler, anında gönderilen delegasyonlar, grev anında mesajlar, görüntülü destek ve dayanışmalar… En son 22-23 Kasım 2018’de yapılan iki günlük DAF kadro üyeleri işçilerin toplantısına katılan bir grup Scania işçisinin heyecanı işçiler arasında coşkuyla karşılandı. Toplantı boyunca diğer işyerleri ile kurulması gereken ilişkiler sağlandı. Alınan kararlardan hakkında bilgilendirildiler.
Ülkesel çapında değişik bölgelerde birbirini izleyen grevler zinciri Brabant bölgesinde de gerçekleşti. İşçi sendikalarının çağrısı üzerine sabah saat 6.00’dan itibaren kadro üyeleri grev yapılan işyerlerinin kapılarında 48 saatlik grev pankart ve sendika bayraklarını dalgalandırdılar. İşçiler 9.00-11.00 arası grev forumlarını dolduracakları Evoluon Eindhoven binasına bölükler halinde gelerek toplanmaya başladılar. Oldukça coşkulu ve kararlı görünen işçiler zaman zaman direniş ve dayanışma şarkıları ve sloganlarıyla birbiriyle selamlaştılar. 1150 DAF işçisi ve VDL, ASML ve diğer işletmelerden 2500 işçi greve katıldı.
Ardından bazı büyük işletmelerin baskısı üzerine işveren sendikası FME yeniden görüşmelere açık olduğunu açıkladı. FNV sendikası adına TİS görüşmelerine katılan Bayan Petra Bolster müzakereden kaçmadıklarını söylediler. Fakat FME’nin görüşmelerin ardından kamuoyuna söyledikleri yarı yarıya yalan, gerçekleri yansıtmıyor. Biz üretimden gelen gücümüzü her alanda kullanacağız. Daha radikal eylemlerle haklı taleplerimizi kamuoyuna duyuracağız.
DAF, Scania işçilerinin toplantısında alınan karar diğer önemli işyeri kadro işçileriyle de paylaşıldı. 26 Kasım’da 24 saatlik grev düzenlenecek ve FME’nin Zoetermeer şehrindeki merkez ofisi işgal edilecekti. 24 saatlik grev kararı SMS’lerle duyuruldu ama yapılacak işgal eylemi gizli tutuldu. Sadece “Başka bir eylem de yapılacak fakat gizlidir, sadece eyleme katılacak işçilere otobüslerde açıklanacak” denildi. Her işyerinden sınırlı sayıda tutulan katılımcı FNV, CNV ve De Unie sendikalarının otobüsleriyle Zoetermeer kentinde FME merkez binasına yakın bir parka gelerek buluştu. Eylemi organize eden kadrolar saat 11.00’de ne yapılacağını açıkladılar. İşgalin nasıl yapılacağı ve hangi disipline uyulacağı açıklandıktan sonra harekete geçildi. Önden giden birkaç kişilik keşif kolu, binanın giriş kapısına yakın bir yere giderek beklemeye konuldu. Ardından değişik işyerlerinden gelen yaklaşık 200 işçi iki koldan FME merkez binasını kuşatmaya alarak ana kapıya doğru yürüdü. Merkez binada çalışanlardan birinin elektronik kapıdan içeri girişi esnasında, keşif için yakında bekleyen işçiler de içeri girerek kapının kapanmasını engelledi. İki koldan kuşatmayı sürdüren 200 işçi de hızla içeri girdi.
TİS süreci nedeniyle hayli öfkeli olan işçiler, kararlı bir şekilde binaya girdiler. Saat 11.15’te merdivenlerden yürüyerek yukarıya doğru çıktılar. Turnikeler “geçme” sinyali verince işçiler üstünden atlayarak büyük ana salona ulaştı. Çalışanlar ve FME yöneticileri panik içindeydiler. Eylem organize ve disiplinli bir şekilde yapılıyordu. İşçiler büyük salonu engellemelere rağmen işgal ederek “Eylem, eylem, eylem!” (Actie, actie, actie!) sloganlarıyla ele geçirdiler. Daha sonra sendika temsilcileri FME yöneticileriyle görüşmek istediklerini açıkladı. FME sözcüsü geldi. Korku, endişe ve tedirginlik her halinden belli oluyordu. FNV eylem sözcüsü işgalin amacını açıkladı. FME sözcüsü de “Biz makul bir TİS için öneride bulunduk. Fakat sendika temsilcileri orta yol bulmayı reddedip kabul edilemez taleplerinde diretiyorlar. Biz her zaman görüşmelere açığız” dedi. Tam o anda polis bütün binayı kuşatmaya aldı. Diğer kapılardan giriş yaparak işgalin olduğu salon ve giriş kapılarının yanına yaklaştı.
İçeride görüşmeler yapılıyordu. FME sözcüsü görüşmeleri yeniden başlatacaklarını ve 5 kişilik bir delegasyonla görüşmek istediklerini söyledi ve işgalin bitirilmesini istedi. Polis saldırıya hazırlanırken, FNV sendika temsilcisi “Bize yönelik bir saldırı gerçekleşirse işyerlerinden otobüslerle işçileri buraya yığarız” dedi. Ardından FME sözcüsü polise, müdahale edilmesini istemediklerini söyledi. Polis şefi işçilerin olduğu salona gelerek “Biz de TİS sürecini yeni imzaladık, süreci iyi biliyoruz” dedi. Bir FNV temsilcisi “Biz sizin de başarınız için mücadele ettik” dedi. Polis şefi “Evet, onun için eyleminiz amacına ulaşmıştır. Bilgi şu anda basına ve kamuoyuna duyuruluyor. Bütün haber merkezlerinden geçiyor. Yasal olarak 3 kez terk edin dedikten sonra etmezseniz müdahale edeceğiz” dedi. Müdahaleye gerek kalmadan işgal saat 12.45’te bitirildi. Ardından çeşitli haber merkezleri lehte ve aleyhte haberler geçti. FME işveren sendikası sözcüsü verdiği demeçlerde pek çok yalan ekleyerek eylemi karalamaya çalıştı. Müzakerelere katılan asıl FME sözcüsünü işgal anında görmek ve konuşmak isteyen işçiler adını bağıra bağıra çağırmasına rağmen yukarıda polisin yığınak yaptığı odasından korkudan gelme cesareti bulamamıştı. Fakat sonradan verdiği röportajlarda sınıf kinini yansıtır biçimde, yalan ve iftiralar eşliğinde yapılan eylemin kabul edilemez, orta çağa özgü bir mücadele biçimi olduğunu söyledi. Yol açıldı; bundan sonra işgaller, grevler, direnişler devam edecek! Bu şiar dalga dalga yayılacak. Fransa’daki gelişmeler Avrupa’daki diğer ülke işçi ve emekçilerine tutulması gereken yolu gösteriyor…
Bütün bunlar işçilerin giderek kendi sınıf kimliğine sahip çıkmasını ve politikleşmesini sağlıyor. Her TİS süreci bir akademi görevini görüyor. 2002’de tasarruf paketleri dönemindeki saldırılarla kıyaslandığında epeyce mesafe alındığını görebiliyoruz. Her eylem ve grevden sonra işçi sınıfı kendi kimliğini ortaya koyarak kendisi için mücadeleden başka bir seçeneğin olmadığını görüyor. Ve giderek daha ileri eylem ve mücadele biçimlerine hazırlanıyor. Acil sorun politik bir işçi sınıfı örgütleme ve bir sınıf kimliği bilinciyle hareket etme sorunudur. İşçi sınıfının geçmiş kazanılmış haklarını koruması ve yeni hakların elde edilmesi için, politik bir sınıf bilincine ihtiyacı vardır. Bunu başaramazsa hiçbir kazanımın korunması ve kalıcılaşmasının garantisi yoktur.
30 Kasım 2018, Eindhoven/ Hollanda
*Ali Solmaz: FNV-DAF İşyeri İşçi Temsilcisi
***
Eylemden fotoğraflar:
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.