Sendika.Org’a değerlendirmelerde bulunan Halkevleri Hukuk Dairesi’nden Avukat Mert Ekinci, Halkevleri’ne yönelik operasyonda hukuki değil siyasi bir süreç işletildiğini belirtti
Ankara’da Halkevleri şubelerine yönelik operasyonda polisin suç delili olarak gösterdiği şey Halkevi şubelerinin duvarlarında asılı olan Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı ve Deniz Gezmiş posterleri. Halkevleri avukatları operasyonun bundan öncekiler gibi siyasi olduğunu ve polis inisiyatifinde yürütüldüğünü, polisin suçu baştan belirleyip buna delil uydurmaya çalıştığını söylüyor
Dün (16 Ekim) Ankara polisi, Halkevleri’nin dört şubesine ve beş şubenin başkanının evine baskın yaparak arama yapmıştı. Arama sonrasında dört şube başkanı “terör örgütü propagandası yapmak” suçlaması ile gözaltına alınmıştı. Halkevleri Hukuk Dairesi’nden Avukat Mert Ekinci, operasyona ilişkin detayları ve değerlendirmelerini Sendika.Org’la paylaştı.
Ekinci, suçlamanın “THKP-C/Devrimci Yol/Devrimci Gençlik örgütü propagandası yapmak” olduğunu, delil olarak da arama yapılan şubelerde bulunan Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı ve Deniz Gezmiş fotoğraflarından başka bir şey gösterilmediğini belirtti.
Ekinci, Çayan, Bardakçı ve Gezmiş’in Türkiye’nin sol değerlerinden olduğunu anımsatarak normal şartlarda kuvvetli deliller olmadan soruşturmanın yürütülemeyeceğini kaydetti. Ekinci, yalnızca fotoğraflar gerekçe gösterilerek yapılan aramanın, gözaltı işleminin ve uzun gözaltı süresinin de yasal olmadığına dikkat çekti:
Dosyada savcı talimatlarından siyasi polisin, Terörle Mücadele ekiplerinin yürüttüğü bir tahkikat olduğunu görüyoruz. Savcının önüne sadece evrak gidiyor, savcı evrakı imzalamakla yetiniyor. Hukuki nitelendirme yapma, detaylı bir araştırma sürecine girme, suçun yasal unsurları oluşmuş mu oluşmamış mı onun bir muhasebesini yapma gibi bir faaliyet yok. Polis “Suç unsuru olduğunu tespit ettik” diyor, soruşturma işlemi ise savcının yalnızca imza atmasıyla gerçekleşiyor. Etkili soruşturma usulleri işletilmiyor. Özetle kolluğun inisiyatifinde ilerliyor. Bir hukukunun inisiyatifinden ziyade siyasi kolluğun inisiyatifiyle ilerleyen bir süreç var. Dolayısıyla hukuki öngörü yapmak çok zor. Ancak bu delillerle hukuken bağlayıcı bir karar ortaya çıkması çok da mümkün değil. Siyaseten muhalif bir kesimin üzerine gidildiği yorumunu yapabiliriz.
Ekinci, soruşturma dosyasında delil olarak gösterilen Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı ve Deniz Gezmiş fotoğraflarının Halkevleri şubelerinin “izinsiz eğitim-öğretim faaliyeti” yürüttüğü iddiasıyla yapılan inceleme sırasında tespit edildiğini belirtti. Ekinci, polisin daha sonra “Mahir Çayan örgüt mensubu, o zaman Halkevciler de örgüt propagandası yapıyor” diyerek savcılıkta soruşturma açtığını, savcının da bunun üzerine “Halkevleri’nin şubelerinde araştırma yapın, ilgili kişileri getirin” talimatıyla operasyon başlattığını aktardı.
Ekinci, şube mühürlemelerinin ve daha önce Halkevleri Merkez Yönetim Kurulu üyelerinin gözaltına alındığı, tutuklandığı operasyonların bir bütün olarak Halkevleri’nin muhalif duruşuna saldırı mahiyeti taşıdığına dikkat çekerek şunları söyledi:
Bu soruşturma dosya kapsamında gözaltına alınanlardan ziyade Halkevleri’ne yönelik bir operasyonel sürecin olduğunu gösterir. Bu dosyadan bunu net olarak anlarız. Normal şartlar altında bu dosya bağımsız bir dosya olarak görünüyor olabilir ancak Halkevleri’nin muhalif duruşuna yönelik bir saldırı mahiyeti taşıdığını çok net bir biçimde söyleyebiliriz.
Soruşturma usullerine riayet edilmediği çok açık. Dosya hukuki değil. Savcı talimatıyla değil, emniyet birimlerinin talimatıyla yürütülüyor. Dosyadaki en kritik nokta da burası zaten.
İlgili haberler:
Sendika.Org/ Ankara