Gökyüzü, romantik bulduğumuz pek çok bilimsel olayın gerçekleştiği güzel kubbemiz. Gökyüzünün gecesi aylı yıldızlı başka güzel, gündüzü rengarenk bir başka güzeldir. Herkesin bir gökyüzü merakı ve sevdası vardır. Gün batımında veya gün doğumunda oluşan renklere hayran olmayan var mıdır acaba ya da gökkuşağı görünce sevinmeyen! Yaşam kaynağımız Güneş’in yaydığı ışınlar atmosfere girer ve bazı engellerle karşılaşır. […]
Gökyüzü, romantik bulduğumuz pek çok bilimsel olayın gerçekleştiği güzel kubbemiz. Gökyüzünün gecesi aylı yıldızlı başka güzel, gündüzü rengarenk bir başka güzeldir. Herkesin bir gökyüzü merakı ve sevdası vardır. Gün batımında veya gün doğumunda oluşan renklere hayran olmayan var mıdır acaba ya da gökkuşağı görünce sevinmeyen!
Yaşam kaynağımız Güneş’in yaydığı ışınlar atmosfere girer ve bazı engellerle karşılaşır. Bu ışınların bir kısmı bu engeller tarafından absorbe olur, bir kısmı saçılır, bir kısmı da yansır. Atmosfere girdiğinde beyaz renkli olan güneş ışınları gözümüze başka başka renklerde görünür. Peki nedir bu engeller? Atmosferde su buharı molekülleri (H2O), hava molekülleri (Havanın yaklaşık %78’i azot gazı, yaklaşık %20’si oksijen gazı, geri kalanı da argon başta olmak üzere diğer asal gazlar ve karbondioksittir.), ozon gazı ve havada her zaman bulunmayan ve oranları bölgeden bölgeye değişen kirletici gazlar bulunur.
Güneş ışığı atmosfere girdiğinde saçılan ışınların dalga boyları farklı farklıdır. Bu farklılık saçılma anında farklı renklerin oluşmasını sağlar. Kısa dalga boylu ışınlar mor, mavi ve yeşil renkler olarak; uzun dalga boylu ışınlar ise sarı, turuncu ve kırmızı renkler olarak saçılır. Fakat kısa dalga boylu ışınlar daha fazla saçılır. Güneşten gelen kısa dalga boylu ışınların büyük bir kısmı mavidir, bu yüzden gökyüzünü mavi görürüz.
Güneş ışınları gün doğumu ve gün batımına yakın, atmosfere daha dar bir açıyla girerler. Bu açıdan kaynaklı ışınlar atmosferde daha çok yol alır. Bu sırada kısa dalga boylu ışınların çoğu saçılır ve bize daha uzun dalga boylu ışınlar ulaşır. Bu ışınlar da kırmızı, turuncu ve sarı olanlardır. Eğer atmosferde hava moleküllerinden daha büyük olan parçacıklar varsa sarı renkli ışınlar da saçılır ve geriye kırmızı ve turuncu renkli ışınlar kalır, dolayısıyla gün batımını turuncu-kırmızı renkli görürüz.
Atmosfere giren güneş ışınları yağmur damlalarının içinden geçerken hızları yavaşlar. Bu ışınların bir kısmı damlanın içinde kırılarak yansır, bir kısmı da damlanın içinden geçer. Yansıyan ışınlar bir uçta kırmızı diğer uçta mor olmak üzere bir yelpazeye ayrılır ve gökkuşağı oluşur. Gökkuşağındaki renkler dıştan içe kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, lacivert, mor şeklinde sıralanır.
Yağmur yağmadığı zamanlarda da bazen gökkuşağını bulutların üzerinde görürüz. Bulutların sıvı ya da katı su moleküllerinden oluştuğunu biliyoruz. Güneş ışınları damlacıklara ya da kristallere çarparak kırılır ve saçılır. Bu da gökkuşağı bulutlarının oluşmasını sağlar.
Ana Görsel: Meltem Çetin Sever
Düzenleyenler: Damla Şahin ve Ayşegül Şenyiğit
Kaynaklar ve İleri Okuma:
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.