Güzel gezegenimizin biricik uydusu Ay hakkında ne kadar bilgiye sahibiz? Ay olmasaydı gökyüzündeki bu muhteşem güzellikten mahrum kalacağımız gibi bazı dramatik etkilere de maruz kalırdık; mesela gel-gitlerin bir anda kalkması deniz ve karada yaşayan birçok canlının yaşamını etkilerdi ve hatta bu canlıların sonunu getirebilirdi. Dünya ve Ay arasında kurulan dengeden kaynaklı oluşan gezegenimizin 23 derecelik […]
Güzel gezegenimizin biricik uydusu Ay hakkında ne kadar bilgiye sahibiz? Ay olmasaydı gökyüzündeki bu muhteşem güzellikten mahrum kalacağımız gibi bazı dramatik etkilere de maruz kalırdık; mesela gel-gitlerin bir anda kalkması deniz ve karada yaşayan birçok canlının yaşamını etkilerdi ve hatta bu canlıların sonunu getirebilirdi. Dünya ve Ay arasında kurulan dengeden kaynaklı oluşan gezegenimizin 23 derecelik eğimi ortadan kalkıp Dünya dengesini yitirebilirdi ve başımıza şu anda tahmin ettiğimiz ya da etmediğimiz bir sürü felaket gelebilirdi. Peki Ay bizim için bu kadar önemliyken, Ay hakkında ne kadar bilgiye sahibiz? Bir göz atalım…
1. Öncelikle Ay’ın fiziksel özelliklerinden bahsedelim: Çapı 3,475 km olup, kütlesi dünyanın yaklaşık 100’de biri kadardır. Ay’ın Dünya’ya uzaklığı 384,400 km’dir ve Dünya’nın yörüngesindeki dönüşünü 27.3 günde tamamlar ve her 29,5 günde tekrar eden Ay’ın evreleri oluşur. Ay’ın yüzey sıcaklığı -233°C ye düşebilmekte ya da 123°C ye çıkabilmektedir.
2. Peki Ay nasıl oluştu? Teoriye göre; yaklaşık 4.5 milyar yıl önce Güneş sistemi oluşurken, “Theia” adında Mars büyüklüğündeki bir ön gezegen Dünya’ya çarpınca uzaya devasa parçalar yayıldı ve bu parçalar kütle çekimi nedeni ile birleşerek Ay’ı oluşturdu.
3. Gelelim Ay’ın diğer yüzüne, yani görmediğimiz yüzüne… Öncelikle Ay’ın karanlık yüzü terimi tamamen yanlıştır çünkü Ay’ın her iki yüzü de aynı miktarda güneş ışığı görür dolayısıyla diğer yüzün hep karanlık olduğunu düşünmek yanlıştır. Peki Ay’ın neden sadece ve sürekli bir yüzünü görüyoruz? Bunun nedeni, Ay’ın Dünya’nın yörüngesinde dönüşünü, kendi ekseni etrafında dönmesi ile aynı zamanda gerçekleştirmesinden ileri gelir.
4. Dünya üzerindeki gel-gitlerin büyük çoğunluğu Ay’dan kaynaklıdır. (Güneş’in de küçük bir etkisi vardır.) Gel-gitlerin sebebi kütleçekim kuvvetleridir ve bunu ilk defa 1687’de Newton Principia eserinde açıklamıştır.
Ay Dünya’nın yörüngesinde dönerken Dünya’nın bir yüzü Ay’a daima daha yakındır. Dolayısıyla Ay’a yakın yerdeki sular ay tarafından kendine doğru çekilir. Çekilen sulardan kaynaklı oluşan boşlukları yan taraflardan gelen sular doldurur. Sonuç olarak Dünya’nın Ay’a bakan yüzeyindeki sular yükselir, diğer yüzeyindeki sular alçalır.
5. Biricik uydumuz Ay, gezegenimizden her yıl 3.8 cm kadar uzaklaşmaktadır. Bu uzaklaşmanın sebebi ise Dünya’nın dönmesinden kaynaklanan enerjinin bir kısmının kütleçekiminden kaynaklanan gelgitsel kabarmaya aktarılmasıdır. Gelgitsel kabarma, Ay’a bir miktar enerji göndererek Ay’ı daha üst bir yörüngenin içine iter. Bu durum, dönme dolapta hızlı bir şekilde dönen kişilerin kendilerini dışarıya doğru savruluyor gibi hissetmelerine benzetilebilir.
6. Peki Ay’ın atmosferi var mı? Ay, yoğunluğu çok az hatta yok sayabileceğimiz bir atmosfere sahiptir. Bu atmosfer Ay’ı Güneş’in radyasyonundan veya meteorların etkilerinden korumaz.
7. Güneş tutulması olduğu gibi Ay tutulması da vardır. Ay tutulması sırasında Dünya, Güneş ile Ay arasına girerek Ay’a giden ışınları keserek Ay üzerine gölgesini düşürür. Ay tutulması sırasında Dünya’dan Ay’ın karardığını ve genellikle kırmızıya dönüştüğünü görürüz. Bu, Dünya’nın atmosferi mavi ve yeşil ışıkları saçarken; sarı, turuncu ve kırmızı ışıkların dalgaboylarını Ay’a doğru bükmesi ile gerçekleşir.
*
Ana Görsel: Meltem Çetin Sever
Düzenleyen: Ayşegül Şenyiğit
Kaynaklar ve İleri Okuma:
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.