10 Ekim Ankara Katliamı iddianamesinde, IŞİD’in “Antep Emiri” olduğu belirtilen Yunus Durmaz’ın, örgütün “Sınır Emiri” İlhami Balı ile gerçekleştirdiği yazışmalarda, IŞİD’in Hatay’daki örgütlenmesine ilişkin bölümler dikkat çekiyor
10 Ekim Ankara Katliamı iddianamesinde, IŞİD’in “Antep Emiri” olduğu belirtilen Yunus Durmaz’ın, örgütün “Sınır Emiri” İlhami Balı ile gerçekleştirdiği yazışmalarda, IŞİD’in Hatay’daki örgütlenmesine ilişkin bölümler dikkat çekiyor. Durmaz, Suruç Katliamı’nın ardından planladıkları yeni intihar saldırıları öncesi Balı’ya, “Biz göndereceğimiz kardeşleri Hatay’dan çıkarabiliriz” diyor. Bu yazışma akıllara, Hatay Reyhanlı’da geçtiğimiz günlerde kaldıkları evde bomba düzeneği hazırlarken yaşanan patlamada ölen iki cihatçıyı da getiriyor
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 10 Ekim Ankara Katliamı iddianamesinde, IŞİD’in Antep hücresinden olan ve “Antep Emiri” olduğu belirtilen Yunus Durmaz’ın, örgütün “Sınır Emiri” İlhami Balı ile gerçekleştirdiği yazışmalar da yer alıyor. Bu yazışmaların yer aldığı dijital belgeler, 19 Mayıs tarihinde Antep’te polis operasyonu sırasında Yunus Durmaz’ın, üzerindeki bomba düzeneğini patlatarak öldüğü evde bulunmuş ve iddianameye eklenmişti.
Bu yazışmalardan birinde, IŞİD’in Hatay’daki örgütlenmesine ilişkin bölümler dikkat çekiyor.
Durmaz, Suruç Katliamı’nın ardından planladıkları yeni saldırılar öncesi Balı’ya, “Kardeşim isteyeceğin istişhadcı kardeşi ne zaman nereye istersen bana yaz, ona göre ben tarihini belirle ben de buradan ayarlayım gönderim kardeşim. Biz göndereceğimiz kardeşleri Hatay’dan çıkarabiliriz” diyor.
Belgede yer alan söz konusu bölüm şöyle:
10. Kardeşim isteyeceğin istişhadcı kardeşi ne zaman nereye istersen bana yaz ona göre ben tarihini belirle bende buradan ayarlayım gönderim kardeşim biz göndereceğimiz kardeşleri hataydan çıkarabiliriz.11. ) Ve araçları sordu kaç tane hazır nerde bekliyor bölge olarak dedi hazır değilse niye dedi.12. ). Üzerine araç alacak bi kardeş var hataylı istersen gönderim.13. kardeşim istersen biz bu ara huduttan malzeme sokalım uygun görürsen haber ver biz bir tertib yapalım hatta ebu zeyneb silah geçişi yapılmasını daha çok istiyor ama sen nasıl istersen elimizde hazır malzeme var geçiş için.
Bu yazışma akıllara, Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde geçtiğimiz 6 Temmuz’da iki cihatçının kaldıkları evde bomba düzeneği hazırlarken yaşanan patlamayı getirdi. Suriye vatandaşı olan iki cihatçının hangi örgüte bağlı olduğu henüz belirlenemese de, hazırladıkları bomba düzeneğini bir elektrikli süpürgeye yerleştirerek yeni bir eylem hazırlığında olma ihtimali ve evde bulunan susturuculu tabanca bu kişilerin IŞİD’ci olduğunu düşündürüyor.
HATAY REYHANLI’DA PATLAMA: İKİ CİHATÇI BOMBA HAZIRLARKEN ÖLDÜ
HATAY REYHANLI’DA BOMBA HAZIRLARKEN ÖLEN CİHATÇILARIN HEDEFİ AVM MİYDİ?
Hatay’da sadece Suriye vatandaşları içinde değil, yerel nüfus içinde de IŞİD örgütlenmesi olduğu biliniyor. Ayrıca IŞİD’in sınır emiri olan ve örgütün Türkiye’deki saldırılarını organize ettiği belirtilen İlhami Balı da Reyhanlı nüfusuna kayıtlı.
REYHANLI SAVAŞI BEKLİYOR: “BELKİ GENE BİR BOMBA PATLAR” – NECLA EL-HALDİ
Halk Meclisleri raporlarında Hatay’daki IŞİD varlığı
Halk Meclisleri/ Savaşa Karşı Yaşam Hakkı Meclisi’nin, 15 Mart 2016’da kamuoyuyla paylaştığı “Suriye Savaşının ve Türkiye’nin Suriye Politikasının Hatay Üzerindeki Etkileri” başlıklı bu ilk raporda, kentte sınır bölgelerinde yerel halk arasında IŞİD faaliyeti gözlemlendiği, kolluk güçlerince yakalanan yabancı IŞİD militanlarının ise gerekli hukuki kovuşturmalar yürütülmeden üçüncü ülkelere gönderildiği kaydediliyordu.
Meclis’in hazırladığı ikinci raporda ise İçişleri Bakanlığı bünyesinde görev yapan C.T., IŞİD militanlarının ve diğer cihatçı grupların ise genel olarak fiili bir dokunulmazlık ile korunduğunu söylemişti.
“Bir IŞİD üyesi yakalandığında, kolluk gücü bunu bilmesine ve şahsı YTS olarak adlandırmasına rağmen hukuki kovuşturma başlatılmıyor. Yani YTS olarak geliyor ama belgeleme yok, ana hedef bunlardan kurtulmak, başa bela olmayacak şekilde sınırdışı etmek.”
“Yakalanan IŞİD’li biliniyor, ülkesine ya da itiraz ederse üçüncü bir ülkeye geri gönderiliyor. YTS’lerin ülkelerine geri gönderilmesi riskli ise, mesela Rusya’dan geliyorsa bir başka ülkeye geri gönderiyor. Rusya Federasyonu vatandaşı cihatçılar, mesela Çeçenler çoğunlukla Ukrayna’ya gönderiliyor. Ukrayna dışında, kimileri de Malezya ve Ürdün’e gönderiliyor.”
“Anlık değişen politikalar var. Adamlara ne yapılacağı sabit değil. Ya kendi ülkesine, ya Suriye’ye, ya da üçüncü bir ülkeye gönderilmesi… Hatta kimisine imza karşılığı denetimli serbestlik verilmesi söz konusu olabiliyor.”
AKP-IŞİD YASAK AŞKININ MEYVELERİ – ALİ ERGİN DEMİRHAN
Diyarbakır’da geçtiğimiz yıl 26 Ekim’de, iki polisin hayatını kaybettiği, 7 militanın öldürüldüğü IŞİD operasyonu ile ilgili polisin hazırladığı ve savcılığa gönderdiği fezlekede de, cihatçıların Türkiye üzerinden yürüttüğü faaliyetler ve Hatay’ın dibindeki IŞİD kamplarının varlığı kabul edilmişti.
Yazışma Ağustos veya Eylül 2015’te yapılmış
Öte yandan iddianamede “aha gene geldi.docx” ismiyle yer alan belge içinde, Durmaz, Türkiye’nin örgüte savaş açtığı ve buna karşı onların da harekete geçmelerinin istendiğini belirtiyor.
Belgede yer alan Durmaz’a ait ifadeler şöyle:
1. Kardeşim geçen risalede ikinci bir emre kadar durun demiştik ben bile bu kadar hızlı olacağını anlamadım ikinci emir geldi kardeşim .2. Asıl meselemiz kardeşim ebu zeyneb ( Ahmet GÜNEŞ ) çağırdı ve dediki biz istedikki sınırdan geçen muhacirler için bekleyelim dedik lakin türkiye bize savaş ilanı yaptı kardeşlerimizi bacilarımızı yollarda yakalayıp ülkelerine gönderiyor ve açıktan savaş ilan ettiler bizde ilan ediyoruz dedi vurun diyor bende kimi dedim elinizdeki hazır programı olan pkk,turistik bölge, türk askeri hiç fark etmez diyor kardeşim kaç tane istişhadi istersen adam gönderecek gerekirse araç parası gönderecek kardeşim artık uçaklar bizi burada daha fazla vuruyor ve artık mesafa yakın olduğundan dolayı daha fazla üzerimizden uçuyor bunlar azdılar geçen tabkayı iki gün üst üste bombardıman uçakları vurdu ilk gün 22 adet attı 30 şehit yaralının bacakları kopanların kolları kopanların hesabı yok biliyoruz ikinci gün tekrar vurdu yine aynı keza yaralılar şehitler biliyoruz senin işin zor lakin mü,minlerin kalblerine su serp kardeşim gerek pkk gerek türkiye gerek turistik bölgeleri vurki bizde biraz sevinelim.3. Kardeşim geçen risaledede yazmıştım bu malzeme geçişi için kardeşim ben derimki gerekirse sana buradan adam gönderelim kardeşim ilerleyen günlerde dahada zorlaşacak gibi geliyor onun için istersen benim yanımda adamlar var bir ekip kuralım sadece malzeme geçişi için çalışsınlar tabi sen bilirsin .4. Kardeşim yanımda ebu cihad (SAVAŞ YILDIZ), -ebu sumeyra (HASAN HÜSEYİN UĞUR) ,esedurrahman,ammar( Ömer Deniz DÜNDAR) ,ebu ubeyde(YUNUS EMRE ALAGÖZ) (istişad için bekliyor), şamil (elinden yaralı takriben 5.6 ay yatacak) mervan , bettar ve ben lakin kardeşim alacağım kardeşler var eğer istersen istediğin kardeşleri sana gönderebilirim esedurrahman ebu sumeyra çeto ammar( ebu cihad bu kardeş amel yapmak istiyor)
Her ne kadar yazışmanın hangi tarihte yapıldığı belirtilmese de Durmaz’ın, Türkiye’nin IŞİD’e savaş açtığına, sınırdaki kontrolleri sıklaştırdığına ve savaş uçaklarının IŞİD kontrolündeki Rakka’ya bağlı Tabka Hava Üssü’nün bombaladığına ilişkin ifadeler yazışmanın Ağustos veya Eylül 2015’te yapılmış olabileceğini akla getiriyor.
ABD ve Türkiye arasından Temmuz 2015’te varılan mutabakat sonrası İncirlik Üssü Koalisyon güçlerinin kullanımına açılmış, ABD 5 Ağustos 2015’te ilk defa insansız hava aracı ile Rakka’daki IŞİD hedeflerini vurmuştu. Aynı gün Tabka Hava Üssü’ne hava saldırıları düzenlenmişti. Ayrıca Dışişleri Bakanlığı, IŞİD’e karşı yürütülen hava operasyonlarına katılmak için ABD ile 24 Ağustos 2015 tarihinde teknik nitelikteki belgenin imzalandığını duyurmuştu. Bu tarihten itibaren sınır hattında IŞİD geçişlerine yönelik de önlemler artırılmıştı. Ayrıca belgede intihar saldırısı için beklediği belirtilen Yunus Emre Alagöz, 10 Ekim Ankara Katliamı’nda üzerindeki patlayıcıları infilak ettiren iki saldırgandan biri.
Durmaz polis operasyonunda ölmüştü
Yunus Durmaz’ın, 5 Haziran Diyarbakır, 20 Temmuz Suruç, 10 Ekim Ankara, 19 Mart İstanbul İstiklal Caddesi katliamları ve 1 Mayıs’ta Antep Emniyet Müdürlüğü’ne yönelik bombalı araçla düzenlenen intihar saldırısının planlayıcısı olduğu belirtiliyor.
Antep’teki saldırı sonrası Durmaz için harekete geçen emniyet ve istihbarat birimleri, 19 Mayıs tarihinde Antep’in Çağlayan Mahallesi’ndeki hücre evine baskın düzenlemişti. Operasyon sırasında Yunus Durmaz üzerinde bulunan bomba düzeneğini patlatıp ölürken, evde bulunan kardeşi Hacı Ali Durmaz ile eşi Nasibe Durmaz ise gözaltına alınmıştı.
Sendika.Org