Feminist hareketin, Kürt kadın hareketinin, devrimci kadınların başta Haziran İsyanı’nda ve Kobanê direnişlerinde ve aylardır süren anti-faşist direniş odaklarında biriktirdikleri eylem deneyimleri bu 8 Mart’ı eylem ahlakı-estetiği-politikasıyla, militanlığıyla şahane kıldı Sona bırakmayayım; başta bu yıl 8 mart mitingini yasaklayan AKP hükümeti olmak üzere, mitingi yaptırmamak için ellerinden geleni ardına koymayan İstanbul Emniyetine teşekkürler. Aylardır süren […]
Feminist hareketin, Kürt kadın hareketinin, devrimci kadınların başta Haziran İsyanı’nda ve Kobanê direnişlerinde ve aylardır süren anti-faşist direniş odaklarında biriktirdikleri eylem deneyimleri bu 8 Mart’ı eylem ahlakı-estetiği-politikasıyla, militanlığıyla şahane kıldı
Sona bırakmayayım; başta bu yıl 8 mart mitingini yasaklayan AKP hükümeti olmak üzere, mitingi yaptırmamak için ellerinden geleni ardına koymayan İstanbul Emniyetine teşekkürler. Aylardır süren iç sıkıntılarımıza bir nebze de olsa ferahlık kattılar.
Abartmayayım mı, yok yok abartayım. Çünkü aylardır bombalanıyoruz, arkadaşlarımızı, akrabalarımızı ya zindanlara ya mezarlığa taşıyoruz… En iyi ihtimalle tanımasak da bizimle benzer düşünen insanların, hatta mesela barış dışında hiçbir fikri olmayan çocukların uğradığı zulme tanıklık ediyoruz, önemli bir bölümümüz katılabildiğimiz protestolara katılıyoruz hepsi bu. Gündelik hayat devam ediyor büyük bir mutsuzlukla, işe gidiyoruz geliyoruz bu arada ülkenin dört bir yanında adeta bir “cins kırımına” dönüşen kadın cinayetleri devam ediyor.
İşte böyle bir ülkede her güne kötü bir haberle başlamayı kanıksamış olan ben, 6 mart günü Kadıköy mitinginin yasaklandığı haberini duyunca “yok artık” dedim, ama “varmış”. Miting alanı için belirlenen alanın etrafını çeviren polis öylesine sert bir tavırdaydı ki civarda beklenmesine bile tahammülü yoktu. Tertip komitesini alandan çıkardığı dakikalarda deniz kenarından yükselen bir zılgıt ve peşi sıra gelen “jin jiyan azadi” sloganının etrafında onlarca kadın birikmeye başladığı anda polis müdahale etti. Ama sonra, bence 6 Mart’ı bütün insanlığın direniş tarihinde özel bir yer edinmesini sağlayacak şey oldu. Aylardır sokaklarda kol gezen korku iktidarı şebeleğe döndü. Otobüs duraklarında, ışıklarda, kaldırımlarda bir araya gelen her üç kadından biri halay başı olmak itibariyle ilk olarak halay kurdu ve iki adet alkışlayanı, bir adet slogan atanıyla onarlı, beşerli minik minik mitingler başladı Kadıköy’ün dört bir yanında. Polis bir oraya bir buraya koştu ama olmadı. Bir süre sonra Kadıköy PTT önünde biriken irade, hızla ciddi bir kalabalığa dönüştü ve Kadıköy’ü çevreleyen uzun yürüyüş başladı. Yürüdükçe kalabalıklaştı. Ayladır süren korku, terör hepsi pırıl pırıl gülümsemeli yüzlerle dolu selfie’lere dönüştü.
Feminist hareketin, Kürt kadın hareketinin, devrimci kadınların başta Haziran İsyanı’nda ve Kobanê direnişlerinde ve aylardır süren anti-faşist direniş odaklarında biriktirdikleri eylem deneyimleri bu 8 Mart’ı eylem ahlakı-estetiği-politikasıyla, militanlığıyla şahane kıldı.
Ve benim abartacağım yere geldik; 6 mart Kadıköy’ü, aylardır bu topraklarda süren zulmü yerle bir edecek en önemli şeylerden birinin, güzeller güzeli yüzlerce kadının şen kahkahaları olduğunu hatırlattı bize. O ne mutluluktu öyle. Polis önünde bu kadar mutlu olunabilir ancak ve mutluluk bir topluluğa ancak bu kadar yakışabilir.
Son olarak selam olsun 6 mart’ta içimize umut eken kadınlara, yasal tertip komitesinden fiili sokak önderlerine, benle korkup elimi tutandan, zorla halaya sokana…
Oh be dünya varmış, çok güzel oldu.
(Benzetmek gibi olsun; en son Kadıköy’de kadınların bu kadar bu kadar mutlu olduğu, kürtaj eyleminden kısa bir süre sonra Türkiye toplumu kafasını kaldırmaya başlamış ve hemen ardından Haziran İsyanı filiz vermişti.)
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.