Turancı politikasıyla bilinen bir parti döneminde “Kürdistan” sözcüğünün kullanılması (hala inkâr edilmektedir) ayrıca dikkate değer II. Abdülhamit‘in müstebit devlet politikasına son verdiği ve hürriyetin mimarı olduğu sıkça dillendirilen İttihat ve Terakki yönetiminin Ermeni kimliğine yönelik ruh hali, yıllardan beri tartışılmaktadır. 1913 yılına ait bir arşiv belgesi, Müslüman olmayan etnik gruplara yönelik tenkil politikasının belirginleştiği bu […]
Turancı politikasıyla bilinen bir parti döneminde “Kürdistan” sözcüğünün kullanılması (hala inkâr edilmektedir) ayrıca dikkate değer
II. Abdülhamit‘in müstebit devlet politikasına son verdiği ve hürriyetin mimarı olduğu sıkça dillendirilen İttihat ve Terakki yönetiminin Ermeni kimliğine yönelik ruh hali, yıllardan beri tartışılmaktadır. 1913 yılına ait bir arşiv belgesi, Müslüman olmayan etnik gruplara yönelik tenkil politikasının belirginleştiği bu dönemde Ermenilere karşı “Kürdistan ve Kürtler” söylemi üzerinden yürütülen ötekileştirme politikasını yansıtan küçük bir örnek olarak göze çarpmaktadır. Dönemin Erzurum Valisi Reşid Bey tarafından Dâhiliye Nezareti’ne (İçişleri Bakanlığı) gönderilen bir telgrafa (BOA, DH. EUM. EMN. 109\60) göre Erzurum’da görevli Baytar Yüzbaşı Haydar Efendi, “Hasan Ağa” namıyla Kürtler arasında faaliyet yürütmektedir. Erzurum’da çıkan “Haraç” adlı Ermeni gazetesinde yayımlanan makale üzerine yapılan incelemeye göre Haydar Efendi, bir keresinde Hasankale’de (Pasinler) bir otelde kalmak istemiş, ancak otelde görevli Ermeni kökenli Sirop’un boş yer kalmadığını söylemesi üzerine hakaretlerde bulunmuş ve şu sözleri sarf etmiş: “Ermenistan nerededir! Burası Kürdistan’dır. Ermenilerin fikri bozuk ve kendileri haindir. Kürtler sadıktırlar.” Osmanlı ordusunda görevli bir subayın dile getirdiği bu tümceler, Ermenilere yönelik devlet politikasının karakterini incelemek açısından az da olsa önem arz etmektedir. Bununla birlikte Turancı politikasıyla bilinen bir parti döneminde “Kürdistan” sözcüğünün kullanılması (hala inkâr edilmektedir) ayrıca dikkate değer. Telgrafın tarafımca latinize edilmiş hali aşağıdadır:
Bismillahirrahmanirahim Bâb-ı Âli
Dâhiliye Nezareti
Şifre Kalemi
11266/178
Erzurum Vilayeti’nden gelen şifre,
Fi 18 Mayıs 1329-Erzurum’da çıkan Haraç gazetesinin 28 Mart 1329 tarihli nüshasında böyle bir makale görülmesi üzerine vak’i olan tebligata bina’en gerek Pasinler Kaymakamlığı’nca gerek Dokuzuncu Kolordu Kumandanlığı’nca evvelce icra ettirilen tahkikata nazaran Hasan Ağa namı verilen zabitin baytar yüzbaşısı Haydar Efendi olduğu ve fakat mûmâileyhin (Haydar Efendi-İ.K.) Rusya sefaretinin beyanatı vechiyle nutuk irad eylediğinin aslı olmayıp ancak kendisi Karakilise’den gelirken Hasan Kalesi’nde[1] otele misafir olmak istediği halde otelci Sirop’un boş oda olmadığını söylemesiyle saika-i sekr (sarhoşluk hali-İ.K.) ile merkuma hitaben bazı tefevvühat-ı lisanede (münasebetsiz sözler, boşboğazlıklar, İ.K.) bulunmağla beraber ‘Ermenistan nerededir, burası Kürdistan’dır. Ermenilerin fikri bozuk ve kendileri ha’indir. Kürtler sadıktırlar, şu sırada kan ağlıyorlar’ yolunda sa’ir bazı sözler sarf ettiği ve tefevvühat-ı mezkûrenin mahzan saika-i sekr-i zuhurla vak’i bulduğu anlaşıldığı mûmâileyh Haydar Efendi’nin ahiren yirmi sekizinci fırka ile darü’l-harbe izam kılındığının avdetinde hakkında takibat-ı kanuniye ifa olunmak üzere ol-babdaki evrak-ı tahkikatın divan-ı harbe tevd’i edildiği dahi kolordu kumandanlığının cümle-i işarının bulunduğu maruzdur.
Fi 19 Mayıs 1329
25 vürudu
Vali Reşid
Dördüncü Şube’ye
Not: Haraç(ileri) gazetesi Taşnak organı olarak önce Erzurum’da sonra 1925’te Paris’te çıkan bir gazeteydi. Ermeni Yeğişe Topcıyan, gazetenin editörlüğünü yapmıştı. Kendisi öldürüldükten sonra gazetenin başına Şavarş Misakyan geçti. Misakyan, Ermeni kıyımı esnasında kaçarak kurtulabilmişti.
Not 2: Yukarıdaki telgraf, Miladi Takvime göre 31 Mayıs 1913 tarihlidir.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.