Başkan Morales 2007 yılında Bolivya Madenciliğinde yeni bir devir başlayacağını açıkladı. 2006’da maden gelirleri1985 yılından beri en yüksek düzeye, 2005’te elde edilen 346 milyon dolardan 2006’da 1 milyardan fazlasına yükseldi. Özellikle Çin ve Hindistan kaynaklı olarak, madenlere artan talep Bolivya Madenciliğini canlandırdı. Bolivya’nın en kârlı madenlerinin (çinko, gümüş, kalay ve altın) dünya piyasasında fiyatlarının yükselmesi, […]
Başkan Morales 2007 yılında Bolivya Madenciliğinde yeni bir devir başlayacağını açıkladı. 2006’da maden gelirleri1985 yılından beri en yüksek düzeye, 2005’te elde edilen 346 milyon dolardan 2006’da 1 milyardan fazlasına yükseldi. Özellikle Çin ve Hindistan kaynaklı olarak, madenlere artan talep Bolivya Madenciliğini canlandırdı. Bolivya’nın en kârlı madenlerinin (çinko, gümüş, kalay ve altın) dünya piyasasında fiyatlarının yükselmesi, madenciliğin geçmişte olduğu gibi yeniden ana endüstrilerden biri olacağı umudunu arttırdı. Eğer endüstri yeniden etkinleştirilirse ve vergi reformu tam uygulanırsa, madencilikte yaşanan canlılık tarihte ilk defa olarak Bolivyalılara yarar sağlayabilir.
Morales hükümeti madenlerden ve hidrokarbonlardan gelen gelirin yurdun her köşesinde yaşayan vatandaşların sosyal ve sağlık programları için kullanılacağına söz verdi. Beklenen gelir artışı ve devlet kontrolünün artması değişik çıkar gruplarının hem beklentilerini hem de kaygılarını arttırdı. Özel maden şirketleri madenlere yükselen talebin kârlarını arttıracağını umuyor ama aynı zamanda devletin işletmelerini kamulaştıracağından korkuyor. Madencilikten en çok etkilenen, yani en yoksul ve çevre kirlenmesine en çok uğrayan bölgelerde yaşayanlar, yeniden canlılık kazanan sektörün ve devlet denetiminin kendi yararlarına olacağına inanıyorlar. Çevreciler çevre koruması olmazsa artan madencilik faaliyetlerinin ve açılan yeni ocakların çevreye zarar vermesinden, suları kirleteceğinden endişeleniyor.
Çeşitli madenci grupları da, kimler madenlerde hangi şartlar altında çalışacak diye, kendi aralarında ve hükümetle mücadele ediyor. And Bilişim Ağı Raporu’nun birinci bölümünde madencilik sektöründe kooperatif işçileri inceleniyor.
Morales hükümetinin maden politikası: canlandırma ve uyuşmazlık
Bölüm 1- Kamulaştırma Sürecinde Kooperatif Madencileri: Patlamaya Hazır Politika
And Bilişim Ağı
29 Mayıs 2007
1 Mayıs 2007’de, hidrokarbon endüstrisinin “kamulaştırılması”ndan bir yıl sonra Boliyya Başkanı Evo Morales bütün Bolivya toprağının kamu maden rezervi olduğunu ilan etti ve bütün mineral, maden, değerli ve yarı değerli taşların (karardan önce verilmiş imtiyazlar dışında) Bolivya Devlet Maden İşletmesi’nin (COMIBOL) yargı ve yetkisi altında olduğunu tekrarladı.
Maden endüstrisini tam kamulaştırmasa da karar ülke maden kaynaklarını devlet denetimine veriyor ve Morales’in 2005 seçim kampanyasında söz verdiği gibi “kontrolü geri alma” sürecini başlatıyor. Bununla beraber, karar bütün Bolivya’dan geniş destek gören hidrokarbonların “kamulaştırılması”ndan farklı olarak, sadece özel işletmeciler değil ama yirmi yıldan beri politikada sesini duyurabilen bir güç olan kooperatif madencileri arasında da fırtına kopardı.
Bu bağlamda, Bolivya’nın sayıları 50,000’i aşan kooperatif madencilerinin kaygıları gazetelere manşet oluyor. 20 yıldan beri düşük işçi ücretiyle çalışan madenciler artık artan fiyatlardan yararlanmaya hakları olduğuna inanıyor. Gerçekten de, bazı maden işçileri iki yakayı bir araya getiremezken, yükselen maden fiyatından yararlanan başkaları asgari ücretin 200 katını kazanıyor. Artan gelirlerini devlet kontrolü ve endüstriyi iyileştirmek için gelen yabancı yatırım sonucu kaybedeceklerinden korkuyorlar.
Madenci grupları, hükümet, özel şirketler ve yerel topluluklar arasında önemli uyuşmazlıklar son altı ay içinde Mineral ve Madencilik Bakanlığı koltuğunun iki kez dolup boşalmasına, La Paz sokaklarında yoğun protesto gösterilerine ve Bolivya’nın en büyük kalay ocağındaki dahil, 16 kişinin ölümü ve 115 kişinin yaralanmasına neden olan şiddetli çatışmalara yol açtı.
“Sermayeleşme” endüstriyi zayıflatıyor ve madenci kooperatiflerini çoğaltıyor.
Bolivya madenciliği artık sadece devletle özel şirketler arasında pazarlık konusu değil. Bugün kooperatif madencilerinin yaygın talepleriyle beraber doğal kaynaklarda devlet denetimi isteyen yığınların istemleri konuyu çetrefilleştirdi ve Morales ve maden endüstrisi üzerindeki baskıları çoğalttı. 1985’te COMIBOL yüzlerce maden ocağını kapattı, 30,000 işçi ile beraber şirketlere bağlı okullarda, dükkanlarda ve sağlık ocaklarında çalışan binlerce emekçiyi işten çıkardı. Şirket sadece yönetsel bir varlık haline döndü. İşsiz kalan ve yeni iş bulma olanağı bulamayan işçiler kooperatifleşerek hala açık olan birkaç ocağı işletmeye başladı. 90’lı yılların ortasında endüstrinin özelleştirilmesiyle devlet madencilik sendikasının geleneksel gücü daha da zayıfladı ve COMIBOL’un yönetimi daha da güçsüzleşti.
1990’lı yıllarda maden endüstrisi yavaş yavaş toparlanmaya başlayınca, kooperatif madencileri madencilik sektörünün en önemli oyuncuları olmaya başladı. Bir sürü küçük kooperatif (“zanaatçı madenciler”) basit, ilkel teknik kullanıyor ve kazançları çok az. Bununla beraber, bazı kooperatifler kooperatife yatırım yapan yatırımcıların yardımıyla orta büyüklükte işletmeler haline geldi. Bugün kooperatifçilerin üye olduğu madencilik sendikası FENCOMIN (Ulusal Bolivya Madencilik Kooperatifleri Federasyonu) sektörün belkemiğini oluşturuyor. Daha küçük bir madenci grubu hala kamu işletmesi COMIBOL’da çalışıyor ve FSTMB’u (Bolivya Maden İşçileri Federasyonu) oluşturuyor.
Kooperatif madencileri sık sık köhneleşmiş kazı teknikleri kullanıp çevreyi kirletmekle suçlanıyor. Kooperatifler binlerce çocuk işçi çalıştırıyor (bazı kooperatiflerde çocuk işçi oranı %50). Bu kooperatifler kısa sürede çok kar yapmayı amaçlayarak maden ocağının ömrünü kısaltıyor ve tehlikeli kazı şartları yaratıyorlar.
1952 Devrimi’nden sonra madenciler COB’da (Bolivya İşçi Sendikası) etkin olmaya başladı ve Hugo Banzer gibi diktatörlere karşı koyan başlıca grup oldu. Kooperatif madencileri aynı geleneği izliyor ve kendi çıkarlarını korumak için sokağa çıkmaktan çekinmiyor ve bunda da çoğu zaman başarılı oluyorlar. Bu protesto gösterileri bazen şiddetli çatışmalar ve hatta Posokoni madeninde olduğu gibi ölümlerle sonuçlandı.
Huanuni: Bolivya Madenciliğinin “Deprem Merkez Üssü”
Bolivya’nın en büyük kalay ocağı Posokoni, Oruro Bölümü (eyaleti) Huanuni bölgesinde. Bu ocak kooperatif madencileri ve maden endüstrisini denetim altına almak isteyen Morales hükümeti arasında çıkan anlaşmazlığın odak noktası. 5 ve 6 Ekim 2006’da kooperatif madencileriyle COMIBOL maden işçileri arasıda ocaktaki en zengin damarları kullanma hakkı üzerine çıkan çatışmada 16 kişi öldü ve 115 kişi yaralandı.
Birçok kişi çatışmanın hükümetin iki grup arasında olan gerilimi zamanında çözememesinden çıktığını düşünüyor. Kamu şirketi madenin kontrolünü 2002 yılında, ana yatırımcısı İngiliz RBG Resouces (daha önceki adı Allied Deals) iflas edince ele geçirdi. Kalay fiyatları 1985’ten beri en yüksek düzeye yükselince kooperatif madencileri COMIBOL’dan en zengin, en derin damarlara ulaşma hakkı istedi. Kamu şirketi ise, bu damarları işletebilmek için teknolojiyi iyileştirmek üzere yabancı yatırımın gerektiğini söyledi.(1) Bu yanıt kooperatif madencilerin göz diktikleri damarlara ulaşmasını engelledi. Madenciler eğer uzlaşma olmazsa madeni ele geçirmekle tehdit etti.
Madenciler arasında şiddetli çatışma
2006 yılında Kooperatif ve COMIBOL arasında diyalog kesilince gerginlik arttı. Madencilik sektörünü canlandırma ve madencilik yasasını düzeltme görüşmelerinde yardımcı olan Madencilik Bakanı Walter Villarroel, kooper
atif madencileriyle ilişkisinden dolayı yoğun biçimde eleştirildi.(2) Sonunda, Ekim ayında kooperatif madencileri Posokoni’yi ele geçirmeye ve COMIBOL madencileri de madende kendi çıkarlarını korumaya kalkınca kıyamet koptu. Huanuni’de iki gün devam eden çatışma sırasında aynı ailenin fertleri (bazıları COMIBOL emekçileri ve bazıları kooperatif madencileri) dinamitler ve el yapımı bombalarla birbirlerine saldırdılar. Kooperatif madencilerinin sayısı COMIBOL işçilerinden çok daha fazla olduğu halde (5,000’e karşı 1,000) ölenlerin ve yaralananların ezici çoğunluğu kooperatif madencilerindendi.(3)
Guillermo Dalence, çatışmalardan hemen sonra, COMIBOL madencilerinin çatışmalardan sorumlu tuttuğu Villarroel yerine Madencilik Bakanı oldu. Dalence, eski bir COMIBOL madencisi ve COMIBOL madenciler sendikasının (FSTMB) başkanı. Başkan Morales COMIBOL’un yan kuruluşu Huanuni Madencilik Şirketi’nin Posokoni ve yakınındaki bazı ocakların tam denetimini üstlenmesine karar verdi. Madende çalışmak isteyen kooperatif madencileri bundan sonra kamu maden şirketinin işçisi olarak çalışabilecek. Aynı zamanda Morales toplumun toparlanması için, yıkılan veya hasar gören evlerin yeniden inşası dahil, hükümetin yardım edeceğini söyledi.
Çatışmadan önce Posokoni’de çalışan dört kooperatiften ikisi kamu işçisi olmayı kabul etti. Diğer ikisi madene giriş için savaşmaya devam etti ve kararı izleyen haftalarda Oruro-Cochabamba arasındaki ana yolu kapattı. Polis ablukayı kaldırmaya çalışınca protestocu kooperatif madencileri bir polisi rehin aldı, vücuduna dinamit bağladı ve ateşledi. Polis memuru can verdi.
Huanuni kararına yasal meydan okuma
9 Mart 2007’de Ulusal Birlik (UN) partisinden bir senatör Posokoni’nin devlete devredilmesinin anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Maden Yasası, bir kooperatifle veya şirkette ortaklık veya kira kontratı olmadan doğrudan doğruya maden kazı çalışmalarını yasaklıyor. Mahkemenin Morales’ten önceki yeni liberal hükümetlerle aynı tutumda olduğuna inanan ve bundan kaygılanan 4,000 COMIBOL işçisi Nisan ayında Sucre’de Anayasa Mahkemesi binasının önünde protesto eylemine başladı. Gösteri sırasında bir grup madenci Mahkeme binasının kapılarını dinamit patlatarak açtı. Olayda iki polis yaralandı.
Anayasa Mahkemesi de karşılık olarak, hükümetten kendilerini tehditler ve saldırılarla etkilemek isteyen gruplara karşı güvence istedi. Mahkeme başkanı dramatik bir şekilde güvence eksikliği nedeniyle mahkemenin “ölümcül bir yara aldığını” söyledi. Hükümet sözcüsü, Birleşmiş Milletler senatörünü kooperatif ve COMIBOL madencileri arasında ikilik yaratmakla suçladı ve “kooperatif ve COMIBOL madencileri arasında aynı hareketlerin ve çatışmanın tekrarlanmaması için yegane yol senatörün başvurusunu geri almasıdır” dedi.(5)
Huanuni’nin sonrası
Morales hükümetinin ilk dokuz ayında yeni bir madencilik politikası planlaması hidrokarbon ve kurucu meclis konularına göre arka planda kaldı. Görünüşe göre, Morales yönetimi ancak 16 kişi öldükten ve 115 kişi yaralandıktan sonra araya girmek zorunda kaldı. Eleştirmenler Morales hükümetinin Huanuni’deki krize karışmamasının nedenini madencilikte hükümet denetimini yerleştirmeyi haklı çıkaracak gerilimin daha da tırmanmasını istemesine bağlıyor. Bu şekilde, krizle baş edebilmek için kooperatif madencilerinin politik gücünü frenleyebilecek, maden vergilerini yükseltmeyi kolaylaştıracak ve kamulaştırmayı uygulayabilecekti, diyorlar.
Maden vergisi tartışması çelişkiyi derinleştiriyor
Huanuni çatışmasından sonra eski kooperatifçi madencilik bakanı görevden uzaklaştırılınca, kooperatif madencilerinin gücü zayıfladı ve Bolivya’nın en zengin doğal kaynaklarında devlet denetimi arttı. Bununla beraber kooperatifçiler hala devletin karşısında bir güç olarak duruyor. Morales hükümeti Ocak 2007’de maden vergilerini yükseltmek için bir kampanya başlattı. İstatistiklere göre Bolivya madenlerine artan dış talep ve fiyatların yükselmesi sonucu 1 milyar dolarlık dış satım yapıldı ve 600 milyon dolarlık net kar elde edildi. Aynı yıl şirketler Maden Yasasına göre sadece 67 milyon dolar vergi ödedi. Hükümet özel yatırımcıların ve kooperatiflerin 300 milyon dolar (net kazançlarının aşağı yukarı %50’si) vergi ödemesi gerektiğini savunuyor.
20,000 kooperatif madencisi 6 Şubat’ta “La Paz’ı sarsan” bir gövde gösterisi yaptı. Vergilerin yükseltilmesini protesto için yollarda yürüdü ve iki saat içinde 200’den fazla dinamit çubuğu patlattı. Kooperatif madencileri kendilerinin büyük maden şirketleri olmadığını ve ödedikleri verginin arttırılması gerekmediğini savundu. Hükümet ise kooperatifleri özel çıkarları savunmakla suçladı ve Bolivya’nın kalkınması ve yoksulluğun yok edilmesi için her kesimin katkıda bulunması gerektiğini söyledi. Başkan Morales, kooperatifçilere bir ödün gösterisi olarak karşılıklı pazarlıklara şahsen katıldı ve anlaşma yapıldı. Anlaşma üç önemli noktayı kapsıyor:
1) İki taraf da “kim daha fazla kazanırsa, daha fazla öder” prensibinde anlaşarak küçük kooperatiflerin vergisinin büyük kooperatifler oranında olmayacağını kabul etti.
2) Kooperatif madencileri dikkatsizlikle yapılan mali hataları önleyecek bir mekanizma yaratmayı kabul etti; kooperatiflerin laçka yapıları göz önünde tutulursa, bu verilen önemli bir ödün.
3) Hükümet, COMIBOL’un Yönetim Kurulu’nda altı sandalyeden ikisini kooperatif madencilerine verdi. Yönetim Kurulu’nda hükümet ve COMIBOL madenciler sendikasından da ikişer temsilci bulunacak.
Modası geçmiş maden yasası
2003 yılından beri yeni bir maden yasası ve geniş kapsamlı bir maden politikası istendiyse de, geçmiş son üç hükümet fazla bir şey yapmadı. Morales hükümeti ise madencilik endüstrisinde kısmi kamulaştırma öneriyor ve doğal maden kaynaklarının devlete geri verilmesinde ısrar ediyor. Yıllar boyu düşük fiyatların ve sürekli iş kaybının acısını çekmiş olan kooperatif madencileri bu önerileri şiddetli bir direnişle karşıladı. Son ekonomik canlılıktan artan gelirlerinin devlete gideceğinden korkuyorlar ve çıkarlarını korumaya hazırlar. Madencilik politikasının nasıl biçimlendirileceği belli değil ama madencilik sektöründe değişik oyuncuların arasında varolan farklılıklar düşünülürse, iş zor bela yürüyen hidrokarbonların kamulaştırılmasından çok daha çetin olacak gibi görünüyor. Yine de, Morales hükümeti kooperatif madencilerini memnun etmeye çalışıyor gibi görünüyor. Hükümet, kısa bir süre önce FENCOMIN liderlerini sokağa çıkma tehditleri yerine “diyalog kurmağa ve konuyu beraber gözden geçirmeye” davet etti.
Dipnotlar:
[1] Anderson, Steven T. “The Mineral Industry of Bolivia,” US Geological Survey Minerals Yearbook. 2004, s. 12.
[2]-Başkan Morales 2005 yılı kampanyasında kooperatif madencilerin desteğini sağlamasına karşılık
Villarroel’I bakanlığa atadı.
[3]-Kilise ve insan hakları liderleri ve diğer tanıklarla AIN konuşması
[4]- ANF. “El Gobierno le resta autoridad al Tribunal.” April 28, 2007.
[5]-1997 Maden yasası kamu şirketlerinin özel yatırımcılara satılmasını emreden neo-liberal politikaya göre düzenlendi. Amacı maden fiyatları bugünün yarısı kadarken ülkeye yabancı yatırımcıları getirmekti.
[6]- Bolpress. “Mas de 20 mil mineros hacen temblar a La Paz:.” February 6, 2007. CMT vergisi maden endüstrisinde hak sahiplerinin gelirlerinden ödediği başlıca vergi. 1997 yasasına göre madencilik şirketleri şirket gelir vergisi (CIT) olarak CMT hesabına ö
deme yapıyor. CMT gelir vergisinin “ön ödemesi” gibi bir şey. Örneğin, eğer bir şirket 100 dolar CMT öderse ve ödemeleri gereken CIT 120 dolar işe, sadece aradaki farkı (20 dolar) ödüyor. Eğer CMT, CIT’ten daha fazlaysa şirketler CMT’nin tamamını ödüyor. Bak: Ley 1777: El Código Minero, Titulo VIII, Capitulo III, Art. 100. and “BOLIVIA: Mining Industry Sector Analysis 2006 International, U.S. and Foreign Commercial Service and U.S. Department of State.”
[7]- Basın haberine göre yerine atanan bakanın göreve başlama törenine katılan ve onu kutlayan Dalence, yetki almadan gittiği Küba gezisinden döndükten sonra istifa etti. Küba’da ALBA’dan (Amerikalar İçin Bolivar Seçeneği) Venezüella, Küba ve Nikaragua ve bazı başka Madencilik bakanlarıyla görüştü. Ülke’de ve MAS partisinde yolsuzluğa karşı mücadele programı yürütmeye çalışan Morales Dalence’nin gezisini onay almadan yapmasından rahatsız olmuşa benziyor.
[8]-1993-1998 ve 2002-2003 yılları arasında cumhurbaşkanı olan Gonzalo Sanchez de Lozado şirketi Bolivya’nın en büyük maden şirketi COMSUR yoluyla beş adet imtiyazın çoğuna sahipti. 1997 madencilik yasası, çıkar çatışması olmasına rağmen, onun başkanlık devrinde yazıldı ve onaylandı. Sonraki cumhurbaşkanı Carlos Mesa’nın politik tabanı yoktu , başı zaten hidrokarbonlar yasasıyla dertteydi ve böyle oynak bir politik bir konuyla uğraşacak durumda değildi. 2005’te Mesa’nın istifasından sonra anayasa mahkemesi başkanı Alejandro Rodrigues aralık 2005 seçimlerine kadar geçici başkan oldu. Bak: La Patria. “La minería revivió el 2006 con las buenas cotizaciones de los minerales.” March 14, 2007.
3 Haziran 2007
[Boliviarising.blogspot.com adresinden Latinbilgi için Emine Kunter tarafından çevrilmiştir]