Peki nerdeydi “bizim” üniversitelerimiz? Merak edenlere söyleyelim 7 Mayıs’ı 8 Mayıs’a bağlayan gece “bizim” üniversitelerimiz İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsündeydi ve özgürlük “bizim” üniversitelilerin bilincinde fiili bir işgal kırıcıydı. Bir de kalkmış bize işgalci diyorlar. Hangi sözlükte yazıyorsa düzeltelim “bizim” olan üniversiteleri işgal eden YÖK ve AKP karşısında “bizim” yaptığımız sadece herhangi bir direnişçinin herhangi bir […]
Peki nerdeydi “bizim” üniversitelerimiz? Merak edenlere söyleyelim 7 Mayıs’ı 8 Mayıs’a bağlayan gece “bizim” üniversitelerimiz İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsündeydi ve özgürlük “bizim” üniversitelilerin bilincinde fiili bir işgal kırıcıydı. Bir de kalkmış bize işgalci diyorlar. Hangi sözlükte yazıyorsa düzeltelim “bizim” olan üniversiteleri işgal eden YÖK ve AKP karşısında “bizim” yaptığımız sadece herhangi bir direnişçinin herhangi bir gününü yaşamaktı. Ve yaşadığımız an tarihin eninde sonunda varacağı duraktı.
Kim görmüş ki korkuya teröre ve işgale dayanan bir imparatorluğun sonsuza dek sürdüğünü. Her tarih kitabının bir yerinde bir düş gezgini çıkıverir ortaya ve korkunun karşısına isyanla, iktidarın karşısına devrimle, baskının karşısına özgürlükle dikiliverir. Düş gezginlerini üniversitelerde bulmak için fazla kitap kurdu olmaya gerek yok. YÖK’e AKP’ye ve sermayeye karşı “Üniversiteler Bizimdir” diyen her üniversiteli olası bir düşün potansiyel gezginidir artık.
Ve sabah saat üç suları. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi dekanı Nur Serter imzalı bir dilekçe emniyet müdürlüğüne ulaşalı çok olmuştu. Şöyle diyor olsa gerek dilekçede “Evet biz de yeni YÖK yasasına karşıyız ama üniversitelileri bahçede halay çekip türkü söylerken görmektense YÖK yasasının meclisten geçmesini tercih ederiz bu nedenle acilen…”. Ve üniversiteye giren birkaç otobüs çevik amfilere gaz bombalarıyla saldırarak; AKP’ninde, YÖK’ünde, rektörlerinde yüreğine su serpti. Öyle ya üniversitelilerin sabaha kadar halay çekip türkü söylemesi dayanılır şey değildi.
Elbette dayanamadıkları şey sadece halay ya da türkü değil. Onlar da biliyor ki yeni YÖK yasasına ve üniversitelerdeki sermaye egemenliğine karşı girişilmiş her eylem. Üniversitelerimizi paralı eğitime, Türkiye ve dünya halklarını yoksulluğa işkenceye ve ölüme mahkum eden sistemlerine indirilmiş bir darbe olacak.
6 ay önce kurultay çalışmalarına başlarken, Türkiye Buluşması’nı bir şenlikle noktalamayı kararlaştırmış ve bunun için gerekli tüm hazırlıkları tamamlamıştık. Ancak YÖK yasası üzerine süren tartışmaların dayandığı noktada üniversitelilerin sesini ülke gündemine taşımak öyle yakıcı bir hale geldi ki AKP’yi ve YÖK’ü uyarmak için böylesi bir eyleme giriştik, polisin müdahelesi sonucu 168 arkadaşımız 8 Mayıs gününü göz altında geçirdiği için şenliğimizi kurguladığımız biçimde gerçekleştiremedik. Şimdi onlardan bir şenlik alacağımız kaldı onuda YÖK yasasını meclise gömünce alırız. Ve o zaman “bizim” üniversitelerimizde şenliğimizi tüm ülkeyle birlikte kutlarız.
http://www.koordinasyon.org
[email protected]
Öğrenci Koordinasyonu