Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası yaptığı açıklamada Büyük Öğretmen Yürüyüşü ve Ankara’daki eylemleri sonucu Meclis’te Milli Eğitim Komisyonu’nun toplanmasını sağladıklarını, patron temsilcileri dahil sorunların muhataplarının masaya oturmak zorunda kaldığını ifade etti. Öğretmenler Meclis’teki görüşmeleri takip ettiklerini, görüşmeler nihayete erene kadar Ankara’dan ayrılmayacaklarını belirtti
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası (Öğretmen Sendikası), TBMM Milli Eğitim Komisyon Başkanı Ayşen Gürcan’la yaptığı görüşmenin ardından bir açıklama yaptı. Öğretmenler yaptıkları açıklamada İstanbul’dan Ankara’ya yaptıkları yürüyüşle özel sektörde çalışan öğretmenlerin temel sorunlarını gündeme taşıdıklarını, mücadeleleri sonucu Meclis’te Milli Eğitim Komisyonu’nun toplanmasını sağladıklarını belirtti. Öğretmenler, patron temsilcileri dahil sorunların muhataplarının masaya oturmak zorunda kaldığını vurgularken Meclis’teki görüşmeleri takip ettiklerini, görüşmeler nihayete erene kadar Ankara’dan ayrılmayacaklarını ifade etti.
Üyelerimizin ve Kamuoyunun Dikkatine
25 Haziran’dan Bugüne25 Haziran Çarşamba günü Sendikamız Genel Merkezinden ‘Büyük Öğretmen Yürüyüşü’ adıyla bir yürüyüş başlattık. Yürüyüş kolumuz 7 gün boyunca her türlü engellemeyi aşarak, yola çıkışına sebep olan hak gasplarını ve kişileri işaret ederek, sömürünün delillerini görünür kılarak yoluna devam etmiştir. Öğretmenliği yaşatmak, mesleğimizi onurlu bir şekilde yapabilmek ve özlük haklarımıza kavuşmak için yüz binlerce öğretmenin yakıcı taleplerini sırtlanarak ilerleyen yürüyüşümüz İstanbul-Kartal-Gebze-İzmit-Bursa-Bozüyük-Eskişehir-Polatlı duraklarını aşarak 1 Temmuz’da Ankara’ya ulaşmıştır. Yürüyüşümüzü Ankara’da gözaltı ile durdurmak isteyenler ise amacına ulaşamamış, yürüyüş kolu her şeye rağmen toplanma noktasına coşkuyla ulaşmıştır. Yürüyüş boyunca karşılaşılan engeller, yaşanan zorluklar yüz binlerce öğretmenin her gün işyerlerinde mesleklerini yaparken karşılaştıkları zorlukların yanında katlanılabilir kalmaktadır. Bunun ispatı 48 saati toplanma alanında taşın üzerinde geçiren öğretmenlerin kararlılığıdır.
Bu yürüyüş sadece bir yol tüketme, bir noktaya ulaşma ve dikkat toplama hedefleriyle kendini sınırlandırmadı. Bu yürüyüş Sendikanın ilk gününden bugüne olduğu gibi somut, meşru taleplerin kazanıma varması için gerekli olanın yapılmasıydı. Yürüyüşü gerekli kılan öğretmenlerin büyük özverisi, sabrı ve kararlı tutumu ile bir noktaya kadar getirilen fakat tutulmayan sözlerin yarattığı öfkedir.
Yürüyüş ilk hedefini “Milli Eğitim Komisyonunun toplanması gerekir” şeklinde açıklamıştı. Bu hedefin amacı TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’na yarım kalan görevlerini hatırlatmak ve komisyonun alması gereken sorumluluğu tüm topluma göstermekti.
Komisyonun toplanması için yeterli imzaya ulaşılmasıyla ilk hedef bir istek olmanın ötesine geçmiştir. Bu yürüyüşün ilk kazanımıdır. Komisyonun toplanması için imza veren vekiller komisyonun toplanmasını siyasi bir çekişmenin parçası olarak değil öğretmenlere verilen ve tutulmayan sözlerin yerine getirilmesinin bir aracı olarak görmüşlerdir. Bu noktada imza veren TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu milletvekilleri Sayın Suat Özçağclaş’a, Sayın Hikmet Yalın Halıcı’ya, Sayın Elvan Işık Gezmiş’e, Sayın Fethi Açıkel’e, Sayın Mustafa Adıgüzel’e, Sayın Kezban Konukçu’ya, Sayın İsmet Güneşhan’a, Sayın Mehmet Karaman’a, Sayın Ali Fazıl Kasap’a, Sayın Yılmaz Hun’a, Sayın Perihan Koca’ya teşekkür ederiz. Ayrıca komisyonun toplanması için dilekçe sunan Sayın Şenol Sunat’a da teşekkür ediyoruz.
Sendikamız bir komisyonun toplanma gerçekliğinin hükümet partilerinin inisiyatifine takılabileceğini biliyordu. Fakat verilen mücadele ve yaratılan kamuoyu bir şekliyle çözüme ulaşma hedefimizi Meclis’in içine taşımıştır. Komisyonun ‘beklenen gün ve saatte’ toplanmaması kabul edilemeyecek gerekçelere sahip olsa da sendikamızın doğrudan Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Sayın Ayşen Gürcan ile görüşmesi yürüyüşün ikinci kazanımıdır.
Görüşmede Komisyon Başkanı Sayın Ayşen Gürcan Komisyonun toplanmaması gerekçesini açıklarken bununla birlikte özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin mağduriyetlerinin bir dizi toplantı ile konuşulacağını ve çözüme doğru bir işleyişin başlatılacağını da ifade etmiştir. Komisyon Başkanı Gürcan Çalışma Bakanlığı, işveren dernekleri temsilcileri ve bakanlık yetkilileri ile görüşmeler tertipleyeceği bir planın somut adımlarını kısa sürede devreye sokmuştur. Bu doğrultuda komisyon başkanının aldığı ilk karar işveren temsilcilerinin önümüzdeki hafta görüşmeye çağrılacak olmasıdır. Yapılacak olan bu görüşme çözüme gitme noktasında öğretmenleri sürece inandıracak ilk kritik eşiktir. Varılan bu nokta yürüyüşün üçüncü kazanımı olacaktır.
Yarın ve sonrası için
9 gündür ortaya konan ve 4 yılın birikimini taşıyan mücadelemiz taleplerimizin karşısında olan tüm aktörleri bulmuş ve onları çözüm sahasına doğru itmiştir. Bu noktada 48 saatlik aralıksız sokak nöbetimizi sonlandırırken bu sahayı takip edecek ve çeşitli yöntemlerle talebi canlı tutacak bir pozisyonda kalacağız. Bu noktada Ankara Temsilciliği’mizi ve Ankara kentini işveren temsilcileri ile yapılacak görüşmeye kadar terk etmiyoruz. Bununla birlikte sürecin bizim için ne kadar önemli ve kritik bir noktaya geldiğini göstermek için yaz aylarının koşullarına rağmen birçok ilde de taleplerimizi tüm yakıcılığı ile görünür kılacağız. Sendikamızın çözüm için ortaya koyduğu öneriler reddedilemez şekilde meşru ve makuldür. Artık verilecek karar çok basit sorunun cevabına bizi götürecektir. Öğretmenlik yaşatılacak mıdır? Tüm üyelerimizi ve dostlarımızı süreci yakından takip etmeye ve sürece katkı koymaya çağırıyoruz. Yaşayacağız, insanca çalışacağız!
Öğretmenlerin dört ana talebi var:
1) Taban maaş uygulaması
2014’te kaldırılan ve özel sektörde çalışan öğretmenlerin kamudaki meslektaşlarından daha düşük ücrete çalıştırılmasının önüne geçen kanunun yeniden çıkarılması.
2) Belirsiz süreli iş sözleşmesi
Öğretmenler özel öğretim kurumlarında her yıl ya istifaya zorlanmakta ya da sözleşmenin yenilenmemesi tehdidiyle karşı karşıya kalmakta ve iş güvencesinden yoksun bir şekilde çalıştırılmaktadır. Öğretmenler “Bu yıl sözleşmem yenilenecek mi?” kaygısı taşımadan, güvenle işine odaklanabilmek için belirsiz süreli sözleşmeyle çalışmak istiyor.
3) Eğitim ve güzel sanatlar işkolu kurulması
Özel sektörde çalışan öğretmenler, 10 No’lu Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar işkolunda yer almakta. Bu durum, öğretmenleri fiilen grev ve toplu iş sözleşmesi hakkından mahrum bırakmaktadır. Çünkü 10 No’lu işkolu torba işkolu olduğu için o kapsamda çalışan sayısı da fazla. Dolayısıyla sendikalar toplu iş sözleşmesi yetkisi için getirilen yüzde 1’lik işkolu barajını aşamamaktadır. Öğretmenler bu yüzden eğitim ve güzel sanatlar işkolunun kurulmasını ve torba işkolundan ayrılmayı istemektedirler.
4) Kamu ile özlük haklarında eşitlik
Bugün kamu öğretmenleri ile özel sektör öğretmenleri arasında ciddi bir hak uçurumu vardır:
Öğretmenler bu haklar açısından da eşitlik istiyor.
Sendika.Org