Ekvador’da madencilik şirketi Curimining maden karşıtı mücadeleleri “organize suç ve yasadışı madencilik faaliyetlerinin stratejik müttefikleri” olarak nitelendirdi. Ulusal Madencilik Karşıtı Cephe (FNA) suçlamaları reddederken yeni çıkarılan yasaların bu suçlamalara da dayanak oluşturduğunu, kendi mücadelelerinin kriminalize edilmeye çalışıldığını ifade etti
Ekvador’da Ulusal Madencilik Karşıtı Cephe (FNA), anaakım medya ve çokuluslu şirketlerin büyük ölçekli madencilik projelerine karşı çıkan aktivistleri ve çevre savunucularını hedef alan karalama kampanyasını kınadı.
Madencilik şirketi Curimining’in avukatı Felipe Rodiguez, medya organlarını ve sosyal medyayı kullanarak endüstriyel ölçekli madenciliğe karşı çıkanları “organize suç ve yasadışı madencilik faaliyetlerinin stratejik müttefikleri” olarak nitelendirmişti. Açıklama yapan FNA, avukat Rodriguez tarafından yapılan suçlamaları reddetti.
Devlet Başkanı Daniel Noboa’nın baskıcı yetkilerini genişleten yeni yasaların onaylanmasını sağladığı bir dönemde, Rodiguez’in yaptığı bu açıklamanın yerli halkı risk altına soktuğu uyarısında bulunan FNA, büyük ölçekli madenciliği açıkça reddetmek için başvurulan demokratik süreçleri baltalama çabalarının bir parçası olduğunu kaydetti.
“Giron (2019), Cuenca (2021) ve Quito (2023) kantonlarının Azuay su toplama bölgelerinde ve Choco Andino Commonwealth’te metalik madenciliği yasaklamak için halk istişareleri yoluyla aldıkları kararlara doğrudan saldırmaktadır” diyen FNA, yapılan suçlamaların güvenliklerini ve hayatlarını tehlikeye atmanın yanı sıra bu iftiraların madenciliğin hassas ekosistemler üzerindeki etkisine de dikkat çekti:
Biz çiftçiler, sulamacılar ve kendi bölgelerini savunan kentsel ve kırsal aktivistler birliğiyiz. Hayatta kalmak ve ülkenin gıda egemenliğini sağlamak için çalışıyor ve üretiyoruz. Sulak alanlar, ağaçlar, nehirler ve mangrovları savunuyoruz.
Ekvador hükümetini, yerli toplulukların rızalarını almadan ve bilgilendirmeden; Afro-Ekvador, Montubio ve Campesino topraklarında büyük ölçekli madencilik projeleri için imar izni vermekle suçlayan FNA, “Aynı zamanda, madencilik şirketleri ve devlet kurumlarıyla bağlantılı yasadışı madencilik faaliyetlerinin istilasıyla karşı karşıyayız. Bu durum, medya kuruluşları ile ulusal ve uluslararası insan hakları örgütleri tarafından belgelenmiştir” dedi.
“Bu mülksüzleştirme yöntemine direnenler olarak, devletin acımasız baskısı altında hem madencilik sektörü hem de hükümet tarafından kriminalize ediliyoruz. Bu aktörler toplumsal direnişimizi ezmek için ‘terörizm’ ve ‘organize suç’ gibi suç isnatlarını kullanıyorlar. Bu amaçları doğrultusunda, Ulusal Meclis tarafından geçenlerde uygulanan ‘acil’ ekonomik yasalarla, madenciliğe karşı çıkan insanların özgürlüklerini ve yaşamlarını tehdit etmeye devam ediyorlar.”
Özellikle madencilik karşıtı aktivistler, yeni istihbarat ve kamu düzeni yasalarının, arama emri olmaksızın arama yapılmasına, adli duruşma olmaksızın tutuklama yapılmasına, silahlı kuvvetler ve ulusal polis mensuplarının geriye dönük olarak af çıkarılmasına ve ‘iç silahlı çatışma’ iddiasıyla gerekçelendirilen tutuklu yargılamalara izin vererek anayasal hakları ihlal ettiğini ifade etti.
Noboa yönetimi tarafından çıkarılan yasalar, devlet çıkarlarına neyin tehdit oluşturduğuna dair muğlak tanımlar içerdiği için bu gibi sonuçlar mümkün gözüküyor. FNA ise yaptığı açıklamada bu muğlaklığın, yetkililere hedef gösterme konusunda geniş bir takdir yetkisi verildiği hususunda da uyardı:
Bu durum ışığında, FNA’yı organize suçlarla ilişkilendirmeye yönelik her türlü kötü niyetli girişimi kategorik olarak reddediyor ve kınıyoruz. Bu tehlikeli söylem, halk örgütlerini cezai taciz yoluyla hareketsiz hale getirmeyi ve bir iç düşman fikrini yerleştirmeyi amaçlamaktadır.
FNA yaptığı çağrıda, Ombudsmanlık Ofisi’ni Ekvador’un ulusal insan hakları kurumu olarak rolünü yerine getirmeye, insan ve çevre hakları savunucularını korumaya, ayrıca sivil toplumu madencilikle ilgili mülksüzleştirmeye karşı direnen topluluklarla dayanışma içinde olmaya ve silahlı çatışma bahanesiyle yaratılan algılara karşı uyanık olmaya çağırdı.
Son olarak yaptığı açıklamada da “Tüm ulusal ve uluslararası insan hakları ve çevre örgütlerini, Ekvador devletinin çevresel konularda insan haklarını savunan bireyler, topluluklar ve halk örgütleri için güvenli veya elverişli bir ortamı garanti etmediği konusunda bilgilendiriyoruz.” diye ekledi.
Kaynak: teleSUR English