Özel sektörde çalışan öğretmenler yönünü bir kez daha Ankara’ya çevirdi. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, yaptığı açıklamada geçen yazdan beri verilen sözlerin tutulmaması üzerine 25 Haziran’da İstanbul’dan Ankara’ya yürüyeceklerini açıkladı. Öğretmenlerin talepleri; taban maaş uygulamasının ve belirsiz süreli iş sözleşmesi zorunluluğunun getirilmesi, eğitim ve güzel sanatlar işkolunun kurulması ve kamu ile özlük haklarında eşitlik
Özel sektörde çalışan öğretmenler yönünü bir kez daha Ankara’ya çevirdi. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, yaptığı açıklamada geçen yazdan beri verilen sözlerin tutulmaması üzerine İstanbul’dan Ankara’ya yürüyeceklerini açıkladı. Öğretmenler özel okullarda, kurslarda, vakıf üniversitelerinde, etüt ve rehabilitasyon merkezlerinde kendilerine hâlâ asgari dayatmasının yapıldığını, baskı koşulları altında çalıştıklarını, sendikal haklarının açık şekilde ihlal edildiğini ve devletin de bunu mevzuatlarıyla desteklediğini belirtti.
Öğretmenler geçen yaz Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda özel sektörde çalışan öğretmenlerin de dahil edilmesi, taban maaş uygulamasının getirilmesi gibi taleplerle Meclis Parkı’nda yaptıkları 52 günlük nöbeti de hatırlattı. Bu süreçte Milli Eğitim Bakanlığı ve patron dernekleriyle yaptıkları görüşmelerde kendilerine verilen sözleri hatırlatan öğretmenler “Artık sabrımız tükendi” dedi.
Öğretmenlerin talepleri şöyle:
Öğretmenler Ankara yürüyüşlerine 25 Haziran’da Kadıköy’de bulunan sendika genel merkezleri önünden başlayacaklarını duyurdu ve herkesi kendilerine destek olmak için yürüyüşe davet etti.
📣 25 Haziran’da Ankara’ya yürüyoruz!
❗️Çünkü yıllardır verdiğimiz mücadele yok sayıldı.
❗️Çünkü taleplerimiz duyulmadı.
❗️Çünkü artık sabrımız tükendi.Bugüne dek her yolu denedik:
Bakanlığa başvurduk, meclis komisyonlarına dosyalar sunduk, basın açıklamaları yaptık,… pic.twitter.com/IEieXXN0Bm— Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası (@ogretmensendika) June 16, 2025
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’nın açıklamasının tamamı şöyle:
Öğretmenler Ankara’ya yürüyor. Bizler, özel sektörde çalışan öğretmenler olarak yıllardır güvencesizlik, düşük ücret ve ayrımcılıkla karşı karşıyayız. Ülkenin dört bir yanında on binlerce eğitim emekçisi bugün özel okullarda, kurslarda, vakıf üniversitelerinde, etüt ve rehabilitasyon merkezlerinde asgari ücretle, baskı koşulları altında çalışıyor.
Yıllardır eğitim hizmeti sunan öğretmenlerin emeği patronların kâr hırsına teslim edilmiş durumda. Devlet, eğitimdeki bu sömürüyü izlemekle kalmıyor, mevzuatla destekliyor. Anayasal hakkımız olan sendikal örgütlenme ise özel sektörde fiilen engelleniyor.
Biz öğretmeniz. Biz, mesleğimizi onurumuzla yapmak, geçinebilecek bir ücretle yaşamak, güvenceli çalışmak, nitelikli eğitim sunmak istiyoruz. Bu nedenle yola çıkıyoruz.
Çünkü yıllardır verdiğimiz mücadele yok sayıldı. Çünkü taleplerimiz duyulmadı. Çünkü artık sabrımız tükendi.
Bugüne dek her yolu denedik. Bakanlığa başvurduk, meclis komisyonlarına dosyalar sunduk, basın açıklamaları yaptık, dilekçeler yazdık, patron dernekleriyle bir araya geldik, TBMM önünde 52 gün boyunca nöbet tuttuk. Ama yetkililer susmayı tercih etti.
Şimdi biz konuşuyoruz. Sokakta, yolda, Ankara’da. Taleplerimiz nettir.
1) Taban maaş uygulaması
Öğretmen maaşları patron inisiyatifine bırakılmamalıdır. Kamudaki gibi tüm öğretmenler için asgari bir taban maaş yasal güvence altına alınmalı ve uygulanmalıdır. Öğretmenlik asgari ücretle yapılacak bir meslek değildir.2) Belirsiz süreli iş sözleşmesi
Özel sektör öğretmenleri her yıl sözleşme yenileme baskısıyla iş güvencesinden yoksun bırakılmaktadır. Süreli sözleşmeler patronların baskı aracı haline gelmiştir. Tüm öğretmenler belirsiz süreli sözleşme güvencesine sahip olmalıdır.3) Eğitim ve güzel sanatlar işkolu kurulması
Bugün eğitim emekçileri, ticaret, büro, eğitim iş kolunda gösterilerek eğitimle ilgisi olmayan işkollarıyla aynı kefeye konulmaktadır. Bu durum toplu sözleşme ve sendikal hakların engellenmesine yol açmaktadır. Eğitim özel bir hizmettir. Ayrı bir işkolu olarak tanımlanmalıdır.4) Kamu ile özlük haklarında eşitlik
Aynı diploma ile aynı müfredatı işleyen öğretmenler arasında kamuda ve özelde büyük uçurumlar vardır. Özlük hakları, çalışma saatleri, tatil, yeşil pasaport hakkı, eğitim-öğretim ödeneği gibi temel haklar açısından kamu ile eşitlik sağlanmalı, özel sektör öğretmenlerinin emeği değersizleştirilmemelidir.Öğretmenler Ankara’ya yürüyor. Bu yürüyüş yalnızca öğretmenlerin yürüyüşü değildir.
Bu emeğin yürüyüşüdür. Bu eşitlik, adalet ve insan onuru için bir yürüyüştür. Tüm kamuoyunu, velileri, öğrencileri, sendikaları, emek ve meslek örgütlerini haklı mücadelemizde yanımızda olmaya çağırıyoruz.
Gelin, hep birlikte eğitimin sesini Ankara’ya taşıyalım.
Sendika.Org