İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının ardından Batı ülkeleri yaptıkları açıklamalarda saldırıyla ilgilerinin olmadığını, İsrail’in tek taraflı bir saldırı yaptığını ancak “gerilimi azaltmanın” da çok önemli olduğunu ifade etti. Açıklamalarda İran’ın nükleer programına karşı “endişeler” özellikle vurgulanırken İsrail’in “kendini savunma hakkı” olduğunun da altı çizildi
İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının ardından Batı ülkeleri yaptıkları açıklamalarda “derin endişe” duyduklarını yineledi. Batı, yaptığı açıklamalarda saldırıyla ilgilerinin olmadığını, İsrail’in tek taraflı bir saldırı yaptığını ancak “gerilimi azaltmanın” da çok önemli olduğunu ifade etti. Açıklamalarda İran’ın nükleer programına karşı “endişeler” özellikle vurgulanırken İsrail’in “kendini savunma hakkı” olduğunun da altı çizildi.
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte Stockholm’de düzenlediği basın toplantısında, ABD dahil İsrail’in müttefiklerinin gerilimi düşürmek için çabaladığını iddia ederek bunun hayati önem taşıdığını belirtti. Rutte, İsrail’in müttefiklerinin saldırıya müdahil olmadığını ifade ederek “hızlı gelişen bir durum” dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İsrail’in “İran’a karşı tek taraflı eylemde bulunduğunu” ve İsrail’in ABD’ye saldırıların kendini savunmak için gerekli olduğuna inandığını bildirdiğini söyledi. Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamada Rubio, şunları söyledi:
İran’a yönelik saldırılarda yer almıyoruz ve en büyük önceliğimiz bölgedeki Amerikan güçlerini korumaktır. Açık konuşayım: İran ABD çıkarlarını ya da personelini hedef almamalıdır.
AB Dış Politika Şefi Kaja Kallas tüm tarafları “itidalli olmaya” çağırdı. Kallas sosyal medyadaki paylaşımında “Ortadoğu’daki durum tehlikelidir. Tüm tarafları itidalli davranmaya ve gerilimin daha da tırmanmasını önlemeye çağırıyorum. Diplomasi ileriye dönük en iyi yol olmaya devam etmektedir ve gerilimi azaltmaya yönelik her türlü diplomatik çabayı desteklemeye hazırım” dedi.
Fransa tüm tarafları gerilimi daha da tırmandırmaktan kaçınmaya çağırırken, saldırıyı İsrail’in “kendini savunma hakkı” olarak tanımladığı hususu yineledi. Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot X’te yaptığı açıklamada Paris’in İran’ın nükleer emelleri konusunda “derin endişe” duymaya devam ettiğini ve İsrail’in saldırılara karşılık verme hakkını desteklediğini belirtti. Barrot, “Tüm tarafları itidalli davranmaya ve bölgesel istikrarı tehlikeye atabilecek herhangi bir tırmanıştan kaçınmaya çağırıyoruz” dedi.
Almanya Şansölyesi Friedrich Merz hem İsrail hem de İran’ı “gerilimi daha da tırmandırmaktan” kaçınmaya çağırdı.
Her iki tarafın da “tüm bölgeyi istikrarsızlaştıracak” adımlardan kaçınması gerektiğini söyleyen Merz, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’dan saldırılarla ilgili bilgi aldığını ve Almanya’nın güvenlik kabinesini topladığını sözlerine ekledi.
Merz, Berlin’in “İsrail’in varlığını ve vatandaşlarının güvenliğini savunma hakkını” desteklediğini vurguladı. Almanya’nın yıllardır İran’ın “gelişmiş nükleer silah programı” konusundaki “endişelerini” dile getirdiğini söyledi. “Almanya, çatışmanın taraflarını etkilemek için elimizdeki tüm diplomatik araçları kullanmaya hazırdır. Hedef, İran’ın nükleer silah geliştirmemesi olarak kalmalıdır” dedi.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının endişe verici olduğunu ve tüm tarafların geri adım atarak gerilimi azaltması gerektiğini söyledi. “Ortadoğu’da istikrar öncelikli olmalıdır ve gerilimi düşürmek için ortaklarımızla temas halindeyiz. Şimdi itidal, sükûnet ve diplomasiye dönüş zamanıdır” dedi.
Sendika.Org