İstanbul’da üniversite öğrencileri Ankara’da üniversite öğrencilerinin eylemine polis saldırısına ve bir kadının işkenceyle gözaltına alınmasına karşı Şişhane Meydanı’ndaydı. Üniversiteliler işkencenin suç ve insanlık onuruna aykırı olduğunu ifade edip bu suçu işleyen polisler hakkında derhal soruşturma açılmasını talep etti
İstanbul’da üniversite öğrencileri, 25 Nisan’da Ankara’da Adalet Bakanlığı’na yürümek isteyenlere polisin saldırması ve işkenceyle gözaltına almasına karşı Şişhane Meydanı’nda bir araya geldi.
Ankara’daki eylemde polisler bir kadını yerlerde sürükleyerek gözaltına almıştı. Görüntüler tepki toplayınca Ankara Valiliği işkenceyi transfobik şekilde meşrulaştırmaya çalışıp açıklamasında “Gözaltına alınan kadın değil erkekti” ifadelerine yer vermişti. Ankara Valiliği’nin bu transfobik açıklaması da yine kamuoyunun tepkisini çekmişti.
“İşkence yapmak suçtur! Baskılar gençliği yıldıramayacak” pankartının açıldığı eylemde sık sık “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz”, “İsyan, devrim, özgürlük” sloganları atıldı.
Üniversiteliler Ankara’daki polis saldırısına karşı sokakta: “İşkence yapmak suçtur, derhal soruşturma açılsın”https://t.co/iXAzg771rz pic.twitter.com/9N4KL30bzt
— sendika.org (@sendika_org) April 26, 2025
Eylemde okunan basın açıklamasında 19 Mart’tan bu yana gençliğe yönelen gözaltılar, tutuklamalar ve işkence uygulamalarının bir rastlantı olmadığı vurgulanırken gençlik üzerindeki sistematik baskı ve yıldırma politikalarının bir parçası olduğu ifade edildi. Okunan açıklama şöyle:
19 Mart’tan bu yana gençliğe yönelen gözaltılar, tutuklamalar ve işkence uygulamaları bir rastlantı değildir. Bu saldırılar, siyasal ömrünün sonuna yaklaşan AKP iktidarının gençlik üzerindeki sistematik baskı ve yıldırma politikalarının açık bir parçasıdır. Dün Ankara’da arkadaşlarımızın işkence ve tacizle gözaltına alınmasının ardından Ankara Valiliği’nin, cinsiyet kimlikleri üzerinden ayrımcı bir dille hedef göstererek işkenceyi meşrulaştırmaya çalışması; polis şiddetinin, iktidar eliyle korunduğunun ve teşvik edildiğinin kanıtıdır.
İnsanlık onuruna aykırı bu uygulamalar asla kabul edilemez! İşkence ve taciz suçu işleyenler hakkında derhal soruşturma açılmalı, adalet önünde hesap vermeleri sağlanmalıdır.
Siyasi iktidar bizden korkuyor. Çünkü biliyorlar: Gençliğin eşitlik, özgürlük ve adalet talebi her geçen gün daha da büyüyor, sokaklarda karşılık buluyor. Gençliğin örgütlü mücadelesinin korku barikatlarını yerle bir ettiğini görüyorlar.
Ama bilsinler: Bizler yılmayacağız! Ne gözaltılarla ne ev baskınlarıyla ne de tutuklamalarla mücadelemizi durduramayacaklar!
Son süreçte, özellikle devrimci gençlik başta olmak üzere ilerici ve demokrat tüm güçlere yönelik saldırılar yoğunlaşmış; sokaklarda, okullarda, meydanlarda direnen gençliğe “kuyu tipi” işkenceler ve ağır tecrit politikaları dayatılmıştır. Ancak unutulmasın: Gençliğin özgürlük talebi, hiçbir baskı mekanizmasıyla bastırılamaz! Bugün, SGDF’li tutsakların kuyu tipi hapishanelerde başlattığı açlık grevleri, gençliğin zindanlarda dahi teslim olmayacağını bir kez daha ilan etmektedir.
Açlık grevindeki arkadaşlarımızın insani ve meşru talepleri derhal karşılanmalıdır! Bizler yalnızca zulme karşı direnmiyoruz; aynı zamanda birlikte kuracağımız yeni bir dünyanın temellerini atıyor, kavgasını büyütüyoruz.
İktidarın karanlık politikalarını yıkarak, eşitliğin, özgürlüğün ve dayanışmanın filizlendiği bir geleceği hep birlikte inşa edeceğiz. Çünkü gençlik, sadece geçmişin yüklerini değil, geleceğin umutlarını da omuzlarında taşıyor. Bir kez daha haykırıyoruz:
İçeride ve dışarıda, işkenceyle, tutuklamayla, baskıyla gençliği yıldıramayacaksınız!
Gençliğin örgütlü özgürlük yürüyüşü durmayacak!
Özgürlük, eşitlik ve adalet için mücadelemiz büyüyerek devam edecek!
Sendika.Org