Ankara’da üniversite öğrencileri, “Gençlik ayakta, geleceği için yürüyor” diyerek toplanmış, polis saldırısı sonucunda 30 kişi gözaltına alınırken gözaltına alınan bir trans kadın Ankara Valiliği tarafından hedef gösterilmişti. Ankara Pride, Ankara Valiliği’nin transfobik ve nefret suçu işleyen paylaşımına karşı İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi’nde bir açıklama yaptı
Ankara’da Bilkent Üniversitesi, ODTÜ, Ankara Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, TED Üniversitesi’nin çağrısı ile Konur Sokak’ta toplanan öğrencilerin eylemine polis saldırmış, 20’den fazla kişi gözaltına alınmıştı.
ANKARA’DA ÜNİVERSİTELİLER EYLEMDE: “GENÇLİK AYAKTA GELECEĞİ İÇİN YÜRÜYOR!”
Birçok görüntü sosyal medyada ve gazetelerde paylaşılmış, polisin yoğun şiddetine binlerce kişi tepki göstermişti.
Görüntülerden birinde polisler gözaltına alınan bir kadını yerlerde sürükleyerek gözaltına aldığı görüldü. Ankara Valiliği, görüntüye gelen tepkilere karşı görüntüleri ‘Kişi kadın değil erkek’ diyerek savunmaya çalıştı.
Ankara Pride’ın çağrısı ile İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube’de toplananlar, Ankara Valili’ğinin eylemde işkence ile gözaltına alınan kişi hakkında işkenceyi meşrulaştırmak için yaptığı nefret söylemi içeren transfobik açıklamaya tepki gösterdi.
Valiliğin işkenceyi meşrulaştırmayı kendisine görev bilmiş olduğunu söyleyen Ankara Pride, bunun için trans kadın arkadaşlarının cinsiyet kimliği üzerinden hedef gösterildiğini ve kişisel bilgilerinin ifşa edildiğini, nefret suçu işlendiğini belirtti.
Ankara Valiliği’nin açıklamasının siyasal iktidarın yıllardır dozunu arttırdığı sistematik transfobik nefretinin son örneği olduğunu söyleyen Ankara Pride, devletin bu hamleleri ile kendilerini susturamayacaklarını söyledi.
Ankara Pride’ın açıklamasının tamamı ise şu şekilde:
Dün, 25 Nisan 2025’te, Ankara Konur Sokak’ta, son dönemde haksız yere tutuklanan arkadaşlarımız için yapılan eyleme polis saldırmış, arkadaşlarımız işkence ve tacizle gözaltına alınmıştır. Bedenlerimize, kimliklerimize ve direnişimize yönelen işkence ve tacize dair görüntüler kamuoyunda geniş şekilde yer bulmuştur.
Bunun üzerine yapılan işkenceyi soruşturma sorumluluğu altında olan Ankara Valiliği işini yapmadığı gibi işkenceyi meşrulaştırmayı kendine görev bilmiş, bunun için trans kadın arkadaşımızı tüm kamuoyuna cinsiyet kimliği üzerinden hedef göstermiş, kişisel bilgilerini ifşa etmiş ve açıkça nefret suçu işlemiştir.
Ankara Valiliği’nin açıklaması siyasal iktidarın yıllardır dozunu arttırdığı sistematik transfobik nefretin son örneğidir. Mutlak biçimde yasak olan işkenceyi transfobiyle gizlemeye çalışan ve devletin sopasıyla, teşhirleriyle, işkencesiyle bizleri susturabileceğini sanan iktidar bilsin ki:
-Bizlere cinsiyet atamanıza izin vermeyeceğiz.
-Bedenlerimizde, kimliklerimizden giydiklerimizden bahsetme hakkını size vermeyeceğiz.
-Varoluşumuz için sizden izin almadığımız gibi sokakta olmak için de sizden izin almayacağız.
-Yasadışı olan bizim eylemlerimiz değil sizin işlediğiniz insanlık suçlarıdır.
-Sözde olan cinsiyet kimliklerimiz değil sizin koltuklarınızın meşruiyetidir.
Tüm demokratik kamuoyu bilsin ki:
-Ne varoluşumuzdan ne öfkemizden vazgeçmeyeceğiz.
-Direnişimiz bedenlerimizde, sokaklarda, dayanışmamızda büyüyor!
-Arkadaşımız yalnız değildir, translar yalnız değildir!
-Transfobik devlet yıkacağız elbet!
Sendika.Org