İktidar, halkın sokağa çıkan tepkisini şiddetle bastırmaya çalışırken profesyonel gazetecileri de özellikle hedef alıyor. Hem bu şiddet hem de ülke çapına yayılan eylemlerin çapı nedeniyle, halkın haber alma hakkını savunmak ancak sokaktaki direnişçilerin kendi haberlerini yapmasıyla mümkün
Ezilenlerin, emekçilerin, hak savunucularının, sendikal hareketin sesini yükselttiği ve hak talebinde bulunduğu her an, şiddetli bir karşı saldırı, gözaltı ya da tutuklama dalgası başlatan AKP iktidarı, bu gelişmeleri haberleştiren gazetecilere de aynı şiddetle karşılık veriyor ve susturmaya çalışıyor. Şafak baskınları ile evlerinden ya da sahada haber takibi yaptıkları sırada gözaltına alınan gazeteciler uzun tutukluluk süreleri ile karşı karşıya kalıyor ve içi boş iddianamelerle “terör, halkı kin ve düşmanlığa teşvik” gibi suçlarla ilişkilendirilerek yargılanıyor.
Özellikle Gezi Parkı Direnişi ile başlayan basına ve basın emekçilerine yönelik bu saldırılar, o dönemde 22 gazetecinin işten çıkarılması ve 37 gazetecinin de istifa etmeye zorlanmasıyla sonuçlandı. Bir süredir medya endüstrisini yeniden yapılandırma ve yandaş medya oluşturma hamleleri yapan AKP iktidarı, takip eden dönemde medyada tek seslilik ile sonuçlanacak her türlü “yasal ve ekonomik” düzenlemeye hız verdi. Sermaye medyasının sansürlü ve baskıcı ortamının dışında habercilik yapma olanağı sunan dijital platformlar da bu düzenlemelerden payını aldı; almaya da devam ediyor.
19 Mart’ta neredeyse tüm yurtta başlayan yeni bir halk direnişine şahitlik ediyoruz. Toplumun her kesiminden, özellikle de üniversitelerden, yükselen demokrasi, özgürlük, eşitlik, adalet, güvenceli çalışma ve gelecek talebi sokaklarda yankılanırken son derece sert polis müdahaleleriyle bu talep baskılanmaya çalışılıyor. Şafak baskınlarıyla da toplumsal muhalefetin farklı kesimlerinden insanlar, öğrenciler ve gazeteciler gözaltına alınıyor; tutuklanıyor. Medya kuruluşlarına yayın durdurma ve ekran kapatma cezaları veriliyor.
Yaptıkları iş anayasal güvence altında olan ve halkın haber alma hakkını kullanabilmesini sağlayan gazeteciler, AKP iktidarının artarak devam eden baskı, sansür ve yıldırma politikalarıyla bir kez daha karşı karşıya. Bu saldırılara, her zaman olduğu gibi yine “gazetecilik suç değildir” diyerek ve tüm meslektaşlarımızla dayanışarak yanıt veriyoruz. Her zaman olduğu gibi halkın haber alma hakkı için çalışıyor; halk haberciliğini destekliyoruz.
Direnişin ne kadar süreceğini ve nereye evrileceğini zamanla göreceğiz. Ama net olan bugün halk haberciliğine ve halkın kendi haber alma hakkını savunmasına, kendi haberini yapmasına her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğudur. Peki bunun için neler yapılabilir?
WhatsApp hattı: https://wa.me/message/ZEEZ77H5EUFFB1 (0532 320 68 71)
E-posta: [email protected]
Sendika.Org