Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 1042’nci haftasında 34 yıl önce gözaltında kaybedilen Yusuf Erişti’nin akıbetini sordu
Cumartesi Anneleri gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle bugün 1042’nci kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi.
Cumartesi Anneleri saat 12.00’de Galatasaray Meydanı’nda yaptıkları açıklamada Yusuf Erişti’nin akıbetini sordu. Yapılan açıklamada, Anayasa Mahkemesi kararlarıyla hak ihlali olduğu tescillenen, 700. hafta buluşmasına açılan ve 4,5 yıl süren davada beraat kararı çıktığını hatırlatarak “Galatasaray’daki varlığımızın suç değil, hak olduğu bir kez daha kabul edilmiş oldu” denildi.
Toplanma özgürlüğünün ihlaline neden olan Galatasaray Meydanı ablukasının kaldırılması için çağrıda bulunan Cumartesi Anneleri, “Bu hukuksuzluğa, keyfiliğe ve hak ihlaline son verin” dedi. Ayrıca 34 yıl önce bugün gözaltına alınarak kaybedilen Yusuf Erişti için adalet talebi yinelenirken, oğullarına ve adalete ulaşamadan aramızdan ayrılan Bekir ve Arife Erişti anıldı.
Açıklamada şunlar söylendi:
1042. haftamızda, 34 yıl önce bugün saklanan Yusuf Erişti için adalet talebimizi yineliyor, oğullarına ve adalete ulaşamadan aramızdan bilinen Bekir ve Arife Erişti’yi saygıyla anıyoruz.
Tokat-Reşadiye doğumlu, 30 yaşındaki Yusuf Erişti, 14 Mart 1991 Perşembe sabahı arkadaşıyla buluşmak üzere Belgradkapı civarına gitti. Burada Terörle Mücadele polisleri tarafından toplandı ve Gayrettepe Siyasi Şube’ye dağıtıldı.
Avukat Fethiye Pekşen, Yusuf Erişti ile Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne (DGM) başvurarak başvuruda bulunmasına izin verdi. Ancak Emniyet Müdürlüğü’ne gittiğinde, Yusuf’la görüştürülmedi. Bunun üzerine Pekşen, 29 Mart’ta polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunun ardından emniyet yetkilileri, “Yusuf Erişti’nin gözaltında tutulduğu herhangi bir kayda rastlanmamıştır” sinyali verdi.
Oysa aynı operasyon kapsamında alınıp İstanbul Bayrampaşa Cezaevi’ne bazı kişiler gönderilmiş, Yusuf Erişti’yi gözaltına alınırken ve emniyette sorgulanırken avukatları tarafından kamuoyunda beyanlarda bulunulmuştu. Tanık ifadelerine göre Yusuf’a imza atan polisler, “Seni yayılma alanını kayıtlara geçirmedik. Buradan ölü çıkar, kimsenin haberi olmaz” diyerek tehdit etti. Bir başka tanık ise, “Yusuf’a yoğun bir şekilde uygulandı. Onu en oğlu 17 Mart’ta komaya girmiş halde hücresine götürülürken gördüm” dedi.
13 Mayıs 1991 tarihinde bir üniversite öğrencisi olan C.Ç., 1 Mayıs eylemine katılmak için gözaltına alındığını, sorgu sırasında polislerin kendisine, “Seni Yusuf Erişti gibi öldürülürüz. Kimsenin haberi olmaz” diyerek tehditleri kamuoyuna açıkladı.
Milletvekili Mahmut Alınak, 25 Nisan 1991 tarihinde Başbakan Yıldırım Akbulut’un yanıtlarını istemiyle sunduğu soru önergesinde, tanıklığına aktararak Yusuf Erişti’nin akıbetini sordu. Önergeyi yanıtlayan dönemin İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu ise, “Yusuf Erişti alınmamıştır. Önergede iddia edilen hususların gerçek ilgisi yoktur” dedi.
Baba Bekir Erişti, başta Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Başbakan Yıldırım Akbulut olmak üzere tüm siyasi partilerin genel başkanlarına, İstanbul Valiliği’ne ve Cumhuriyet Savcılığı’na otuza yakın dilekçe verdi. Ancak yapılan başvurulara ve suç duyurularına rağmen Yusuf Erişti’nin akibetine ilişkin herhangi bir soruşturma başlatılmadı.
Yusuf Erişti’nin gözaltında görülmesinin 34. yılında bir kez daha yargı makamlarına sesleniyoruz! Zorla kaybetme vakalarında uygulanan cezasızlık politikasına son verin! Uluslararası sözleşmeler ve insan haklarına ilişkin bilgiler raporlanıyor, zorla kaybetme vakalarında zamanaşımı hükümlerini dikkate almayın. Yusuf Erişti dosyasında etkin bir yargılama yürütün!
Kaç yıl geçerse geçsin Yusuf Erişti için, tüm kayıplarımız için adalet standardından, temel evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.
Sendika.Org