Mersin’de Halkevciler “Asgari ücret ve emekli maaşı ile yoksulluğa razı gelmemizi istiyorlar. Onlar lüks hayatlar, şatafat içinde yaşarken bize ekmek yememizi söylüyorlar, porsiyon küçültün diyorlar. Razı değiliz! Hep birlikte yoksullaştırma politikalarına karşı itirazımızı yükseltiyoruz” diyerek eylemdeydi
Mersin’de bugün (15 Şubat) saat 15.00’te Güneş İşhanı önünde bir araya gelen Halkevciler “İnsanca eşit bir yaşam, güvenceli gelecek istiyoruz” yazılı pankart açarak eylem yaptı.
Eylemde “Yaşasın halkın hakları mücadelemiz” sloganı atıldı. Basın açıklamasını Halkevleri GYK Üyesi Ali Deniz Karahan okudu. Karahan şunları söyledi:
Hepimizin bildiği gibi asgari ücret 22 bin 104 TL olarak belirlenmişti ve aradan yaklaşık iki ay geçti. TÜRKİŞ’in araştırmalarına göre Aralık 2024’te açlık sınırı 21 bin 083 TL idi. Fakat zamlı ücretler daha halkın eline geçmeden 2025 Ocak ayı için geçerli olan açlık sınırı 22 bin 131 TL olarak açıklandı. Asgari ücretliler, emekliler olarak maaşlar elimize geçmeden açlık sınırının altında bırakılıyoruz, bu ücretlerden yüksek alanlarımız da yoksulluk sınırı altında ezilmeye devam ediyor. Bu durumun iktidarın uzunca bir zamandır devreye soktuğu ekonomi politikası ile doğrudan ilişkili olduğunu biliyoruz. Her gün artan yaşam maliyetleri, gıda fiyatları, kiralar, faturalar karşısında milyonlarca insan kendi kaderine terk ediliyor. İtibarından tasarruf etmeyen saray iktidarı halkı sefalete mahkum ediyor. Sarayın bir saatteki harcaması 81 asgari ücrete denk geliyor. Halka açlık sınırının altında ücreti reva gören iktidar patronları vergi aflarıyla, teşviklerle ödüllendiriyor. Bu düzen değişmelidir. Kavgamız üç beş kuruşun kavgası değildir. Sermaye düzenine karşı direnişimiz ve direnenler olarak birliğimiz, insanca ve özgür bir yaşamın biricik güvencesidir. Ücretlileri sermaye karşısında ezdiren ve bunu ekonomik bir tercih olarak uygulayan siyasal iktidar yarattığı bu tercihin, halkın itiraz ve direniş bariyerlerine çarpacağını bir kez daha vurguluyoruz. Bu düzen böyle gitmez!
Artık yaşamın kendisinin sermaye tarafından ipotek altına alındığı, milyonlarca insanın borçlandırıldığı, daha fazla kar uğruna şirketlerin almadığı önlemler sonucunda otelde insanların yanarak hayatını kaybettiği, iktidarın, nerede bir hak mücadelesi varsa orada kamu gücünü her açıdan bir sopa olarak kullandığı koşullarda bu bariyerlerin artması gerektiğinin bilincindeyiz ve sorumluluğumuzun farkındayız.
Artık bu düzen bize tek bir şey sunuyor; O da “sermaye birikimi için çalış, en temel ihtiyaçları satın al, alamıyorsan kredi çek ve bu uğurda gerekiyorsa öl” diyor.
Bu düzenin hayatlarımıza kast etmesi karşısında “Yaşamak için örgütlenelim” diyoruz.
Bizler yaşamak için örgütlenme, halkın mücadele barikatlarını kurmanın yolunu açmayı seçiyoruz. Tıpkı 93 yıldır kendi yolumuzu açtığımız gibi.
Eşitlik ve özgürlük yolunda hep ön saflarda mücadele eden Halkevleri, 93. kuruluş yıldönümünde de halkın ayrılmaz bir parçası olarak, turuncu fularları ve şapkaları ile her zaman sokakta ve barikatta olacak!
Halkın haklarını savunuyoruz; halklarımızı çaresiz, savunmasız ve örgütsüz bırakmayacağız!
Sonrasında söz alan Halkevleri MYK Üyesi Çiğdem Serin, “Yoksullaştırmaya karşı hayatlarımız için haklarımız için bir kez daha sokaktayız. 22 bin 104 lira asgari ücret daha ocak ayında açlık sınırının altında kaldı. Geçinemiyoruz, barınamıyoruz, sağlığa erişemiyoruz. Sağlıklı beslenmek şöyle dursun, her gün soframızdaki yemek biraz daha azalıyor. Kadınlar geçinemiyor, gençler geçinemiyor, emekliler geçinemiyor. Bu ülkede emekliler asgari ücretin bile altında yaşam mücadelesi veriyor. Bugün evsiz insanlar hastanelerde acil servislerde parklarda banklarda yatıyor. İktidar tüm bu yoksulluğun yıkımın üstünü baskı politikalarıyla kayyum politikalarıyla aile politikalarıyla kapatmaya çalışıyor. Her gün muhalefete yönelik sosyalistlere yönelik gözaltılarla tutuklamalarla karşı karşıya kalıyoruz. Yaklaşık bir ay önce Akdeniz halkının iradesi gasp edilerek Akdeniz Belediyesi’ne kayyum atandı. Bir aydan fazla süredir Akdeniz Belediyesi halen gasp ediliyor. Bugün ise Van’a atanan kayyum sonrası iradesine haklarına sahip çıkanlar yoğun bir şiddetle bastırılmaya çalışılıyor. Bu ülkede kadınlar katledilirken kadın cinayetleri adeta bir kadın katliamına dönüşmüşken iktidar 2025 yılını Aile Yılı ilan etti. Aile politikalarıyla kadınların LGBTİ+’ların kazanımlarına kastediliyor. Dün eşitsiz aşkı da eşitsiz hayatı da istemiyoruz diyerek İstanbul’da sokağa çıkan LGBTİ+’lar ve kadınlar LGBTİ+ sloganları nedeniyle gözaltına alındı. Buradan bir kez daha söylüuyoruz. Renklerimizle, kimliklerimizle, sloganlarımızla sokakta var olmaya devam edeceğiz” dedi.
Sendika.Org