DEM Parti Eş Genel Başkanı, DEM Parti Grup toplantısında yaptığı konuşmada gündemdeki son gelişmelere değindi. Öcalan’ın çağrısının 15 Şubat’a yetişemesede muhtemelen bu ay içinde olacağını söyleyen Hatimoğulları, Kürt meselesinin şiddet ve çatışma düzeninden hukuki bir temele indirmek için iktidarı üzerine düşen görevi yerine getirmeye çağırdı
DEM Parti Eş Genel Başkanı, DEM Parti Grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
Hatimoğulları, Grup Toplantısı’nda ve Grup Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamalarda Öcalan’ın çağrısına yönelik bilgilendirmede bulundu. Kamuoyunda 15 Şubat’ta çağrının yapılacağına dair haberler bulunmasına rağmen bu tarihe yetişemeyebileceğini ancak bu ay içerisinde olmasını tahmin ettiklerini söyledi.
Kamuoyunda yer alan silah bırakma çağrılarına da değinen Hatimoğulları, iktidarın “barış süreci”ne dair yol haritasını açıklaması yönünde çağrı yaptı. Hatimoğulları, “Sayın Öcalan üzerinde devam eden tecrit kalkmalıdır. Bugün sabahleyin İstanbul belediyelerine dönük gerçekleşen operasyon, Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanımıza verilen cezalar bu diyalog sürecini dinamitlemektedir” dedi.
6 Şubat depremlerinin ikinci yıldönümüne dair konuşan Hatimoğulları, bu yıl da deprem bölgelerinde olduklarını söyleyerek depremzedelerin sorunlarını yeniden dile getirdi. Bu sorunlar bitene, deprem bölgelerindeki yaralar sarılana kadar mücadeleye devam edeceklerini söyleyen Hatimoğulları, depremde yitirilen canları yeniden andı.
Depremin yarattığı yıkımlara dair iktidarı işaret eden Hatimoğulları, yeni deprem tehlikelerine karşı acil önlem alınmasına yönelik çağrılarını da yineledi.
Asgari ücrete dair konuşan Hatimoğulları, asgari ücretin daha hesaplara dahi giremeden eridiğini belirtirken iktidarın asgari ücretlileri ve emeklileri açlık sınırının altında yaşamaya mahkum ettiğini söyledi.
İktidarın sosyal yardımlar adı altında dağıttıklarına bakılmaması gerektiğini söylerken AKP’nin emekçi düşmanı olduğunu, AKP iktidarı döneminde sendikalaşma oranının düşürüldüğünü, grevlerin yasaklandığını, emekçilerin milli gelirden aldığı payın yüzde 26’ya kadar düştüğünü söyledi. Her gün Türkiye’de irili ufaklı işçi direnişlerinin olduğunu söyleyen Hatimoğulları, Çayırhan işçilerinin talepleri yerine getirilmediği için Ankara’ya başlattığı yürüyüşe, Antep’te düşük zam dayatmasına karşı direnen işçilere, işsiz kaldığı için direnen KFC, Pizza Hut işçilerine selam gönderdi ve emekçilerle dayanışmaya devam edeceklerini vurguladı.
Özgecan’ın katledilmesinin yıldönümünde katledilen kadınları anan Hatimoğulları, Pınar Gültekin davasında verilen karara da değinerek Yargıtay’ın kararını eleştirdi.
Ortadoğu’da halkların yok sayıldığı yönetimlere şahitlik ettiklerini söyleyen Hatimoğulları Suriye’de yaşanan gelişmelere değindi. Hatimoğulları, Suriye’nin istikrar ve huzurunun herkesin kendisini ait hissedebileceği yeni yapılanma modeli ile inşa edilen bir demokratik Suriye ile mümkün olduğunu vurguladı.
Suriye’nin Kuzey ve Doğu yönetim bölgesine yönelik sürekli “Vuracağız, yok edeceğiz!” diyenlere sesleniyoruz. Bilgisayarda savaş oyunu oynadığınızı mı zannediyorsunuz?
DEM Parti Eş Başkanı Tülay Hatimoğulları grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Hatimoğulları, Öcalan’ın yapacağı çağrının tarihine ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
Çağrının tarihine ilişkin 15 Şubat’ta yapılacağına dair medyada haberler vardı. Ancak 15 Şubat’a yetişmeyebilir bu çağrı. Çünkü heyetimiz Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne de çeşitli ziyaretler yapacak. Aynı zamanda hem heyetimiz hem parti merkezimiz çeşitli istişareleri devam ettiriyor. Bu istişarelerden çıkacak sonuçlarla birlikte elbette bunlar da Sayın Öcalan’a ulaştırılacak. Tahminimizce bu ay içinde böylesi bir tarihi çağrı gerçekleşebilir.
Hatimoğulları, çağrının içeriğine ilişkin soruların soruları yanıtladı:
Çağrı Kürt sorununun bugüne kadar devam eden çatışma ve şiddet yöntemiyle çözülmeyeceğine, bu sürecin hukuk ve siyaset zeminine taşınmasıyla ilgili bir çağrı olacağını düşünüyoruz.
İktidarın silah bırakmaya yönelik yaptığı açıklamalara ilişkin soruya ise Hatimoğulları şu cevabı verdi:
Grup konuşmamızda da ifade ettik. Bugün hem İmralı’dan hem de Türkiye’deki bütün muhalif kesimlerden, toplumsal dinamiklerden, halktan çok önemli bir biçimde bir barışla ilgili bir konsensus oluşmuş durumda. Bugün Türkiye’de herkes barıştan yana, yaptığımız bütün görüşmelerde herkes barışın bu ülkede tesis edilmesinden yana mesajını vermiştir. Bu anlamıyla toplum hazır, bu anlamıyla siyaset de hazır, bu anlamıyla muhalefet de hazır, hazır olmayan belli ki iktidar ve biz iktidara çağrımızı buradan yinelemek isteriz; Çözüm ve diyalogla ilgili barış süreciyle ilgili yol haritalarını açıklamalılar. Sayın Öcalan üzerinde devam eden tecrit kalkmalı ve bugün sabahleyin İstanbul belediyelerine dönük gerçekleşen operasyon, Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanımıza verilen cezalar bu diyalog sürecini dinamitlemektedir. Bu nedenle biz çağrımızı buradan iktidara ve devlet aklına bir kez daha yapıyoruz. Barışın ve diyaloğun gelişmesinin önünü açın.
Ayrıntılar geliyor…
Sendika.Org