Edith Bessie New 1877 yılında Swindon, Wiltshire’da doğdu. Demiryolu memuru olan babası ertesi yıl öldü ve Edith 14 yaşındayken bir ilkokulda öğretmenlik yapmaya başladı. Yüzyılın başında, vasıflı bir öğretmen olunca Londra’ya taşındı
Sokaklara genellikle ünlü mucitlerin adları verilir, Swindon’da bir sokağa da Edith New Close adı verildi. Edith, camlara taş atıp kırma eylemini ‘icat eden’ iki kadından biriydi.
Edith Bessie New 1877 yılında Swindon, Wiltshire’da doğdu. Demiryolu memuru olan babası ertesi yıl öldü ve Edith 14 yaşındayken bir ilkokulda öğretmenlik yapmaya başladı. Yüzyılın başında, vasıflı bir öğretmen olunca Londra’ya taşındı.
Kısa süre sonra, oy hakkı savunucusu Emmeline Pankhurst ve İşçi Partili politikacı Keir Hardie’nin Trafalgar Meydanı’ndaki bir gösteride yaptıkları konuşmaları dinleyince, kadınlar için oy hakkı mücadelesine dâhil oldu. Belli ki mücadelenin içinde herhangi bir sorumluluktan kaçınmıyordu zira birkaç ay sonra Mart 1907’de tutuklandı. Avam Kamarası’nda yapılmaya çalışılan barışçıl bir lobi faaliyeti polis şiddetiyle karşı karşıya kalınca çatışma çıkmıştı, Edith tutuklanan 75 kadından biriydi ve ilk mahkûmiyetini bu eylem nedeniyle aldı. Ve bu son mahkûmiyeti de olmadı.
Kadınların Sosyal ve Politik Birliği’nde (WSPU) örgütlü olarak tam zamanlı çalışmak için 1908 yılında öğretmenliği bıraktı. O yıl 17 Ocak’ta Olivia Smith adlı bir arkadaşıyla birlikte kendilerini, Downing Sokağı 10 numaranın dışındaki parmaklıklara zincirlediler. Amaçları, yoldaşları Bakanlar Kurulu’nun toplantı yaptığı binaya girmeye çalışırken, gürültü yaparak polislerin dikkatini dağıtmaktı.
Televizyonda ve filmlerde kadınların kendilerini parmaklıklara zincirlemesi bir tür görsel sterotip olarak kullanılır; izleyici zincirleri, parmaklıkları ve büyük şapkaları görünce hemen bir süfrajet eylemi izlediğini anlar. Ancak oy hakkı kampanyasında sonradan en bilindik yöntemlerden biri haline gelecek bu eylem ilk kez Edith Bessie New ve Olivia Smith tarafından yapılmıştı.
Bugün, İngiltere giderek bir polis devleti olmaya doğru sürüklenirken, kendini “zincirlemek” cezai yaptırıma tabi bir suç haline geldi. O yıllarda suç kabul edilememesine rağmen, bu durum New ve Smith’in tutuklanmasına, mahkûm edilmesine ve Holloway’de üç hafta hapis yatmalarına engel teşkil etmedi.
Sadece birkaç hafta sonra, Haziran 1908’de, WSPU’nun Westminster’da başbakanla görüşme girişimi esnasında Süfrajetler, beklenmedik derecede ağır bir polis şiddetine maruz kaldılar. Öfkelenen Edith ve eylemci arkadaşı Mary Leigh bir taksiye binerek doğruca Downing Street’e gittiler ve Başbakan’ın evinin iki camını kırdılar. İkili elbette tutuklandı ama zaten tutuklanmaktan değil önceden konuşulmamış, izinsiz bir protesto eylemi yaptıkları için kampanya yönetimi tarafından azarlanmaktan kaygılanıyorlardı.
Sonuçta Pankhurst bu eylemin işlerine yaradığına karar verdi. Kampanyalarının reklamına etkisini görmüştü ve camları kıranların derdinin ne olduğunu anlamıştı. Vandalizm de, kendini zincirleme gibi, süfrajetlerin eylem cephaneliğine eklenmişti. Edith duruşmasında mahkemeye “İngiltere’nin otokratının” (muhtemelen Liberal Parti’den başbakanın) zararın sorumlusu olduğunu, çünkü demokrasi isteyenlerin barışçıl seçeneklerinin tükendiğini, söyledi.
İki ay sonra Holloway’den salıverildiklerinde New ve Leigh, serbest kalmalarını kutlayacakları kahvaltıya giderken sokaklarda yüzlerce destekçileriyle birlikte zafer sloganlarıyla yürümüşlerdi.
Edith New’in kariyerinin ilerleyen dönemlerinde hapishanelerdeki açlık grevlerinin öncülerinden biri olduğunu görmek de şaşırtıcı değil kuşkusuz. Ancak 1911’de -muhtemelen sağlığı bozulduğu için- doğrudan eylemlere katılan ekipten ayrıldı ve işine geri dönerek emekli olana kadar Lewisham’da bir okulda öğretmenlik yaptı.
Yine de pes etmedi ve sendikası aracılığıyla eğitimde eşit işe eşit ücret için kampanya yürüttü. Emekli olduktan sonra Cornwall’da Polperro’ya yerleşen ve burada kız kardeşiyle birlikte yaşayan Edith Bessie New, sonraki yaşamında Süfrajetlerin militan döneminin anısını yaşatmak için kurulan derneklerin aktif destekçisi oldu. Yetmişli yaşlarında, 1951 yılında öldü.
2011 yılında Edith New Close’un adı bir sokağa verildi ve birkaç yıl sonra doğduğu yere mavi bir plaket çakıldı. İnsan merak ediyor, şimdilerde hapiste olan aktif eylemcilerin, “vandalların”, taş atanların ve kendilerini bir yerlere zincirleyenlerin hangilerinin adları gelecekte sokaklara verilecek ve plaketleri çakılacak. Biliyoruz, bugün mücadele eden birilerinin adları da illa ki sokaklara verilecek; çünkü tarihin akışını durdurmak mümkün değildir.
[Bu makale 1 Şubat 2025’te Morning Star‘daki orijinalinden Hülya Osmanağaoğlu tarafından Umut Gazetesi için çevrilmiştir]
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.