Öğrenciler “Sizden su isteriz” diye çağrıda bulunuyorlar topluca. Bu çağrıyı yıllardan beri duymazdan gelen yetkililer ise çözüm için adım atmamakta
“PARTHENIA”dan Bartın’a dönüşen adın kaynağı “PARTHENIOS”tur. Bartın Irmağı’nın antik çağdaki adı olan Parthenios; Yunan mitolojisinde, Tanrıların Babası OKENAUS’un çocukları olan yüzlerce tanrıdan birisi ve “Sular Tanrısı”dır. Kısacası Bartın ismi “Sular İlahı veya Muhteşem Akan Su” anlamlarına gelir.
Peki nasıl oluyor da bu kentte insanlar susuz kalıyor.
Bartın 1991 yılında il statüsüne kavuştu. O yıllarda 25 bin nüfus vardı kent merkezinde. Kullanım ve içme suyu Kavşak Suyu, Durnuk Suyu ve Bartın Irmağı kıyısında kurulu bulunan artezyen kuyularından sağlanıyordu.
Bu yıllarda yaklaşık 33 km mesafeden Bahçecik adı verilen yeraltı su kaynağı ile Bartın ve Amasra kentlerinin su ihtiyacı karşılanması düşünüldüğünden İller Bankası yatırımı ile bu su hattı inşa edildi. Kullanılan su boruları asbest olduğundan hem zemin nedeniyle hem de asbest boruların kanserojen etkisi nedeniyle arıza yaptıkça belediye olanakları ile bu borular çelik borularla değiştirildi. Böyle olmasına rağmen bu su hattı çok sık arıza verdi. Bartın ve Amasra kentlerinde oturanlar çok sık su kesintileri ile yüz yüze kaldı.
2014 yılında Bartın Belediyesi şebeke su hattına su arıtma ve su deposu yatırımı yaptı. Ayrıca Çayır köyü mevkiinden de keson kuyu ile ilave su ekledi. Ancak kentin büyümesi ve çevresindeki ikamet yerlerinin de kente dahil edilmesiyle su ihtiyacı arttı. Kent yerleşim coğrafi durumu nedeniyle yeterli su depolaması ile yeterli su arıtma tesisi bulunmaması; ana su hattında ortaya çıkan en ufak arıza, alternatif su kaynağı bulunmaması nedeniyle susuzluk yaşanmaya başlandı. Bu konu neredeyse her yıl her ay yaşanılır oldu.
Bartın Üniversitesi’nin kurulması ile birlikte her yıl artan üniversite öğrencisi ile buluştu Bartın kenti. Öğrenci sayısı, Bartın kentindeki mevcut konut sayısı ile belli bir süre yeterli oldu. Sonrasında KYK yurtlarının inşa edilmesi ile birlikte çok sayıda öğrenci bu yurtlarda barınmaya başladılar.
Ancak, bu yurtların mimari projelerinde yeterli kapasitede su tankı bulunmaması, şehrin su altyapısına bağlanmadan açılması çok büyük sorunları ortaya çıkardı. Bu yurtlarda kalan öğrenciler su ihtiyaçlarının (kullanım suyu) karşılanmaması nedeniyle her yıl protesto ettiler. En son protestoları da 30 Aralık 2023 yılında oldu. Daha önceki yıllarda da protesto etmişlerdi, ama çözüm olmamıştı.
Kentin seçilmişleri ve atanmışları çözüm noktasında kendi aralarında top çeviriyorlar, birbirlerini suçluyorlar. Kentin ana su şebeke hattına bağlanmadan bir yurt nasıl açılır. Hadi açıldı diyelim bu kadar zamandır su şebekesine nasıl bağlanmaz; akıl alacak gibi değil.
Öğrenciler “Sizden su isteriz” diye çağrıda bulunuyorlar topluca. Bu çağrıyı yıllardan beri duymazdan gelen yetkililer ise çözüm için adım atmamaktadırlar.
Bildiğiniz gibi belediyelerin en temel görevidir konutlara “içilebilir kalite de temiz su” sağlamak. Bahçecik suyu geldikten sonra Bartın Belediyesi’nin önemli bir su yatırımı olmamıştır. Genişleyen ve büyüyen kentin su şebeke alt yapısı güçlendirilememiştir. Şimdi birbirleri arasında top çeviren siyasilere şunu sormak gerekiyor. Bartın Belediye Meclisinde görev yaptınız. Bugüne kadar Bartın kentinin su şebeke altyapısı konusunda ağzınızı açtınız mı? Muhalefet Milletvekilleri olarak Bartın İlinin kurulduğu günden bu yana “su sorunu” ile konuyu gündeme taşıdınız mı? İçilebilir kalitede temiz suya en çok ihtiyaç duyan öğrenci yurtlarına bile getiremeyenlere bir söz edebildiniz mi?
En insani talep olan “su talebini” bile siyasallaştırmada gösterdiğiniz başarıyı keşke bu öğrencilerin yıllardan bu yana süren talepleri için gösterseydiniz keşke. Şimdi boş verin birbirinize top atmayı.
Gelin bu öğrencilerin barındıkları yurtlarda en temel ihtiyacı olan “içilebilir nitelikte temiz suya” kavuşturun.
Hem de hemen.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.