Ocak 2025’e ait sendika istatistikleri Resmi Gazete’de yayımlandı. İstatistikler pek çok işkolunda kayıtlı işçi sayısının arttığını ortaya koyarken sendikalı işçi oranının düşüklüğü dikkat çekti. Altı ay öncesine göre 108 bin 800 işçi işsiz kaldı. Ancak sadece tekstil sektöründe 200-300 bin işçinin işsiz kaldığına ilişkin haberler de basına yansımıştı. Sendikalı işçi oranı ise geçen seneye göre düştü
Bir süredir gündemde olan ekonomik krizin bir sonucu olarak kayıtlı çalışan sayısında azalma olduğu yönünde eleştiriler artmaktaydı.
Eleştirilerin somut göstergesi, son altı aylık dönemine ilişkin yayımlanan “İşkollarında çalışan işçi sayıları ve sendikaların üye sayılarına ilişkin 2025 Ocak ayı istatistikleri hakkında tebliğ”de de görüldü.
Bugün Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğe göre kayıtlı çalışan işçi sayısı 16 milyon 864 bin 733 olarak açıklandı. Temmuz 2024 döneminde ise işçi sayısı 16 milyon 973 bin 613 idi. Bu durumda altı ay öncesine göre 108 bin 800 işçi işini kaybetti. Buradaki verinin ne kadar sağlıklı olduğu ise yine tartışmalı. Çünkü son iki gündür basında yer alan haberlere göre yalnızca tekstil sektöründe 200-300 bin işçinin işsiz kaldığına ilişkin haber yayımlanmaktadır.
İşkollarına bakıldığında 20 işkolundan ağırlıkla sanayi işkolları olmak üzere 12’sinde çalışan işçi sayısında belirgin azalmalar görülmektedir. Konaklama işkolunda yüzde 13 oranında azalış yaşandı. Buna karşılık ağırlıkla hizmet ve ticaret alanlarındaki 8 işkolunda ise artış meydana geldi. Bu işkolları 2 numaralı gıda, 6 numaralı ağaç, 9 numaralı bankacılık, 10 numaralı ticaret, 15 numaralı taşımacılık, 17 numaralı sağlık, 19 numaralı güvenlik ve 20 numaralı genel işler işkolları oldu.
İletişim işkolunda çalışan sayısındaki azalış oranı yüzde 56’yı buldu. Ancak burada sektörel bir daralmadan ziyade çağrı merkezi çalışanlarının iletişim işkolundan 10 no’lu işkoluna kaydırılması etkili oldu. 2024 Temmuz istatistiklerinde işkolu barajını geçen Çağrı-İş sendikası, çağrı merkezi çalışanlarının işkolunun değiştirilmesinden dolayı baraj altı kaldı.
Tebliğe göre, sendikalı işçi sayısı ise altı ay öncesine göre 12 bin 215 kişi artarak 2 milyon 524 bin 547 işçi oldu. Böylece çalışan işçi sayısındaki azalmanın da etkisiyle sendikalı işçi oranı, yüzde 14,97’ye yükseldi. Öte yandan Ocak 2024 istatistiğinde sendikalı işçi oranının yüzde 15,22 olduğu hatırlandığında bir önceki yıla göre ise azalma meydana geldi.
Sendikalı işçilerin yüzde 97,77’sinin üye olduğu üç konfederasyonun son dönem gelişimine bakıldığında, Türk-İş’in 21 bin 868 üye kaybettiği, Hak-İş ve DİSK’in ise üye sayısında artış sağladığı görüldü. Bakanlık artık konfederasyonların üye sayılarını tebliğe eklemediği için sayılarda hata olasılığı olabileceği de dikkate alınmalıdır.
Genel olarak sendikalı işçi sayısından artış gözlense de bazı işkollarında son altı ay içinde önemli üye kayıpları gözlendi. Bu işkolları 4 numaralı petrol, 5 numaralı dokuma, 6 numaralı ağaç, 7 numaralı iletişim, 13 numaralı inşaat, 15 numaralı taşımacılık ve 18 numaralı sağlık olarak sıralandı.
235 sendikanın yer aldığı tebliğde, yüzde 1’lik işkolu barajını 59 sendika aşabildi. Bu dönemde DİSK üyesi sendikalardan barajı aşan sendikalar arasına İletişim-İş ve Basın İş de eklenerek toplam sayı 11’i buldu.
Bu dönem listeye beş ayrı işkolundan 7 sendika eklendi.
Sayıların neresinden bakarsak bakalım, Türkiye’de işçilerin örgütlülük düzeyi, özellikle de toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi sayıları çok düşük kalmaktadır.
Böylesi bir tablo haliyle işçi sınıfını, iktidarın tek taraflı belirlediği asgari ücret düzeyine sıkıştırmaktadır. Bu cenderenin kırılması her şeyden önce işçilerin örgütlülüğünü güçlendirilmesi, toplu iş sözleşmesi kapsamının ve fiili-meşru direnişlerin yaygınlaştırılmasından geçmektedir.
Tam da bu noktada işçilerin sendika tercihleri de önem kazanmaya başlayacaktır. Çünkü yaşanan deneyimler iktidarlardan ve sermayeden bağımsızlığını koruyamayan sendikaların işçi sınıfının her yönüyle yine sermayenin ve iktidarın ellerine bıraktıklarını göstermektedir.
Öte yandan, işçilerin üye oldukları sendikalarda etkili bir üyelik ilişkisi kurmaları, iradelerini yansıtabilmeleri açısından son derece önemli olmaktadır. Üyelerin aktif ve etkili bir şekilde işyerinden başlayarak her alanda karar süreçlerine katılabildiği, iradelerini yönetimlere yansıtabildiği sendikaların sınıf sendikası olmasının, sınıf mücadelesini vermesinin de önü açılacaktır.
Tebliğlerde son zamanlarda dikkat çeken bir başka olgu ise sendikaların dosya numaralarında değişikliğe gidilmesi. Dosya numaraları bir anlamda ÇSGB sisteminde sendikaların kimlik numarası gibi. Böylesi değişikliklere neden ihtiyaç duyulduğu ne amaçla değişiklik yapıldığı ise bilinmemekte. Veri analizi bakımından dosya numaraları, uzun erimli analizler için temel bir gösterge niteliği taşımaktadır.
Sendika.Org