Her tür inşaat ve bayındırlık (yol, köprü, kanal) işlerinde ve maden ve taş ocaklarının işletilmesi (ortalama bir altın madeni bir yılda 21 milyon ton çöp üretir. İşte bunlara durgun, etkisiz çöp adı veriliyor ve çoğu yeniden kullanılmadığı için nihai çöp olarak ya çöplüğe ya da doğaya gidiyor
Deprem gibi doğal bir felaket sonrası ortaya çıkan bina yıkıntılarına sonra ne yapılıyor? Nereye gönderiliyor? Milyonlarca ton taş, toprak, beton yığınları ayrıma tabi tutuluyor mu? Yeniden kullanılıyor ya da geri dönüşümü sağlanıyor mu? Aynı şekilde inşaat, bayındırlık sektöründe kullanılan malzemeler ve çöpleri ile yıkım, söküm sonrası çöplerin başına neler geliyor?
Ülkemizde 1999 yılında meydana gelen Marmara Depremi’nde 13 milyon ton, 2023 yılında meydana gelen Kahramanmaraş depremlerinde ise 465 milyon ton çöp ortaya çıkmıştır.
Kentsel yenileme adı altında kimi semtlerde binaların yıkılarak yeni bir kentsel doku yaratılması sırasında ortaya çıkan mineral maddeler, taş, beton yığınları nereye gidiyor? Yıkım yerinde ayrıma tabi tutuluyor mu? Yoksa kamyonlara yüklenip belirli bir alana mı dökülüyor yoksa kaçak çöpler olarak doğaya mı atılıyor? Taşınma sırasında gerekli önlemler alınıyor mu? Toz ve döküntüyü önleme konusunda neler yapılıyor?
Eski bir sanayi sitesinin yerini değiştirip -örneğin, kent dokusu içinde kalması sebebiyle- kent dışına taşımak istiyorsunuz. Dolayısıyla sanayi sitesi yıkılıyor ve yerine örneğin konut yapmak istiyorsunuz. Peki çöplere ne oluyor? Bu çöplerin içinde -sanayi kökenli- tehlikeli olanlar var mı? Örneğin asbest var mı? Ne yapılıyor?
Bir otoyol yapımına karar veriyorsunuz. Açılan yollardan çıkan tonlarca toprağa ne yapıyorsunuz? Ne kadarını yeniden yollarda kullanıyorsunuz?
Her tür inşaat ve bayındırlık (yol, köprü, kanal) işlerinde ve maden ve taş ocaklarının işletilmesi (ortalama bir altın madeni bir yılda 21 milyon ton çöp üretir. Diğer madenleri de ekleyince inanılmaz çöp yığını orta çıkar) sonrası ortaya çıkan milyonlarca ton ağırlığında çöpler söz konusu. İşte bunlara durgun, etkisiz çöp adı veriliyor ve çoğu yeniden kullanılmadığı için nihai çöp olarak ya çöplüğe ya da doğaya gidiyor. İşte bu çöplerin nasıl ortaya çıktığı gibi başlarına neler geldiğini açıklamaya çalışacağız.
Kesilen, yok edilen ağaç ve kaybolan hayvan ve bitki türleri konusunu unutmadığımızı ve bunun ayrı bir yazının konusu olabileceğini burada belirtelim.
Çöplerin sınıflamasında maden ve taş ocaklarından kaynaklanan çöpler ile inşaat ve yıkımdan, sökümden kaynaklanan çöpler yer almaktadır.
Çöpleri şu şekilde de sınıflayabiliriz:
1-Üreticisine bağlı olarak: Ev, sanayi, kişisel, toplu
2-Niteliğine göre: Tehlikeli, tehlikeli olmayan, durgun ve etkisiz.
3-Üretim sektörüne bağlı olarak: Tarım, sanayi, hizmetler gibi.
Bir başka sınıflama ise şöyle olabilir:
1-Çözünür ya da kompost olabilecek çöpler
2-Geri dönüşümü olabilen çöpler
3-Tehlikeli-zehirli çöpler
4-Nihai çöpler.
Genelde sanayi sektöründe (maden, taş , mermer ocağı, inşaat ve bayındırlık işleri) bu çöpler ortaya çıkar.
İnşaat yaparken 1 metrekarede 32 kilo çöp çıkarken yıkım sırasında 1 metrekarede 1100 kilo çöp çıkar. O halde inşaata başlarken malzemeler ve yapı tekniği iyi seçilmeli ve yıkımda da çıkan çöpler bir yerde toplanarak önce şantiyede ayrıma tabii tutulmalıdır.
Bu durgun ve etkisiz çöpler tüm dünyada çöp miktarının yüzde 70-80’i oluşturur.
Önce bu çöplerin bir tanımını yapalım: Avrupa Birliği’nin 1999 yılında durgun, etkisiz çöplerin tanımı şöyle:
Fiziki, kimyasal ya da biyolojik bir değişime uğramayan, çözülmeyen ya da bozulmayan, yanmayan ve hiçbir fiziki, kimyasal tepki göstermeyen, çözünür olmayan, temasa geçtiği maddeleri bozmayan, çevre ve insan sağlığına zarar verebilecek özellik taşımayan çöplerdir.
Bu çöpler son aşamada Fransa’da olduğu gibi özel çöplüklere gider.
Nedir bu çöpler? Beton, tuğla, briket, bağtaşı, kayağan taş (çatı arduvazı), toprak, seramik, kiremit, çakıl, porselen, cam elyafı, kimi kez asbest, cam, ayna camı, fayans, yer döşemesi, parke, alçı, kireç, mermer, granit, yalıtım malzemeleri gibi maddelerdir, Genelde tehlikeli olmasa da kimi kez tehlikeli madde içerebilir ve en güzel örneği asbest ya da katran, zift kalıntılarıdır.
Taş ve maden ocakları (doğaya ve insana vereceği zarar konusunda izin verilip verilmemesi ayrı bir konu) doğada milyonlarca toprağı, taşı eşer, alt üst eder, kamyonlara yükleme yapar, kırma, öğütme, eleme, ayrım işlemlerini yaptıktan sonra bu milyonlarca yığın içinde çok az bir miktarı inşaat ve sanayi malzemesi olarak sektöre satar. Arkasında ise işte durgun ve etkisiz çöpler bıraktığı gibi işlem sırasında gerçekleşen tozlarla kirlilik yaratır. Yeraltı sularını kirletir. Maden ocağı yakınında toplanan çöpler bir deprem, su baskını, içinde bulunduğu barajın yıkılması (İliç örneği) sonucu çevreyi ve insanları öldürür. Genelde taş ve maden ocağı kapatılınca bu çöplerde burada gömülür ya da gömülmesi gerekir. Maliyetini etkileyeceğinden ilgili şirket bu işi yapar mı ya da yönetmelikler ne derece ilgili şirketi bu işi yapmaya zorunlu kılar sorusu sorulabilir.
İnşaat ve bayındırlık işlerinde bu malzemeler kullanılır ve çöpler ortaya çıkar. Sonrasında yani yıkım sırasında ise yine bu tür çöpler çıkar. Çok yer kaplarlar ve geçici de olsa görsel kirlilik yaratırlar.
İnşaat sırasında çıkan çöpler ayrı bir yerde toplanır ve ayrıma tabii tutularak gerekirse yeniden kullanılır. Örneğin teras, yaya yolu yapımında, yer dolgusunda (bahçe, park) kullanılabilir. İçinde tehlikeli madde olmaması koşuluyla. Genelde inşaat çöplerinin yüzde 75’i durgun, etkisiz, yüzde 23’ü durgun olmayıp tehlikesiz, yüzde 2’si kadar ise tehlikelidir. Genelde dolgu malzemesi olarak taş ocaklarına gider.
Deprem, kentsel yenileme sonrası ortaya çıkan çöplere neler yapılmalıdır? Öncelikle yıkım yerinde ayrım yapılmalı ve odun, cam, cam elyafı, plastik gibi maddeler ayrılmalıdır. Söz konusu yıkım eski bir sanayi sitesi ise burada bulunabilecek tehlikeli maddeler saptanmalı ve ayrılmalıdır. Ayrıca zemin de inceleme yapılarak sağlığa zararlı olup olmayacağı tespit edilmelidir (eğer konut, okul, idari bina inşaatı yapılacaksa).
Ayrıca çöpler büyüklüğüne göre ayrılabilir ya da büyüklüğü azaltılabilir. Betonu, kiremiti, tuğlayı kırma ve toz hale getirme gibi.
Alçı ise durgun, etkisiz değildir ve ayrılmalıdır. Suda çözüneceğinden zararlı olabilir.
Bu tür çöplerin geri dönüşümü zordur. Beton betondur, kiremit parçası kiremit parçasıdır. Ama milyonlarca çöpü yeniden kullanmak olanaklıdır. Peki nasıl?
Kırılarak, öğütülerek, eleyerek, kurutarak bu çöpleri yeniden kullanma olanağı vardır. Genelde yol yapımında asfalt altı dolgu malzemesi olarak kullanıldığı gibi yeniden inşaat malzemesi olarak (tuğla, kiremit gibi) kullanılabilir ama denetimden geçtikten sonra. Sonra daha ucuza satılan bu geri dönüşümlü malzemelerle yapılan evlerin başına nelerin geldiğini depremlerde yaşayıp gördük.
Mermer ocaklarından çıkan tozlar ve çöpler yeniden kullanılarak yer döşemesi üretiminde kullanılabilir.
Bahçeniz ya da eviniz için saksı yapma olanağı vardır.
Hayvanların su gereksinimi için beton yalak yapabilirsiniz.
Böylelikle doğadan yeniden malzeme almak gereksiz hale gelir ve zarar aza indirgenir. Dolayısıyla karbon izi de azalır.
İçerik ve tehlikeli olup olmadığı konusunda denetim yapıldıktan sonra (suya dayanıklı mı, beton dayanıklı mı, sert mi, yeniden inşaata uygun mu gibi) ve kentsel planlama dikkate alınıp kaldırımlarda, parklarda, oturma kanepesi yapımında, direk, kapatılan taş ocaklarının dolgusunda, yapı harcı karışımında, pist yapımında, su kanalında, dolgu ve teraslama malzemesi olarak kullanılabilir.
Sonuçta yeniden kullanım dışında kalan çöp varsa nihai çöp kapsamında özel olarak ayrılmış çöplüğe dökülmelidir. Nihai çöp bugünkü teknik ve ekonomik koşullarda işlem yapılamayan çöpler olup çöplüğe gider ya da yakılabilirse yakılır. Kaplayacağı yer önemli olacağından yer seçimi iyi yapılmalıdır.
Yasa dışı olarak doğaya dökülmesinin önüne geçilmelidir. Ama ne yazık ki doğada ve kıyılarda bu tür çöpleri ve çöplükleri sıklıkla görebiliyoruz.
Bu iş için özel şirketler kurulmalı, desteklenmelidir.
Bu çöple ilgili yönetmelikler kimi ülkelerde mevcuttur ve özel çöplükleri vardır. Bizde maden, taş ocakları ve inşaatın durgun, etkisiz çöpleriyle ilgili gerekli önlemleri alıp doğanın kirlenmesine, boğulmasına izin vermemeliyiz.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.