Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Artvin Cankurtaran’da ağaç kesimini engellemeye çalışan Reşit Kibar’ın öldürülmesine ve Artvin Halkevi yöneticisi Dursun Ali Koyuncu’nun Kibar’ın ölümüne tepki gösterdiği için tutuklanmasına karşı bir açıklama yaptı
Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Artvin Cankurtaran’da ağaç kesimini engellemeye çalışan Reşit Kibar’ın öldürülmesine ve Artvin Halkevi yöneticisi Dursun Ali Koyuncu’nun Kibar’ın ölümüne tepki gösterdiği için tutuklanmasına karşı bir açıklama yaptı.
Açıklamada Karadeniz’de rant projelerine karşı yürütülen mücadelenin ne kadar haklı olduğunun bir kez daha kanıtlandığı ifade edilirken Kibar ailesine başsağlığı dilekleri iletildi. Bu saldırının tüm çevre mücadeleleri açısından tehditkar bir uyarı da olduğuna dikkat çekilirken soruşturmanın titizlik ve şeffaflıkla yürütülmesi, Dursun Ali Koyuncu’nun derhal serbest bırakılması talep edildi.
Şehir Plancıları Odası’nın açıklamasının tamamı şöyle:
Artvin Borçka Cankurtaran mevkiinde yapılmak istenen turizm tesisi projesinin gerçekleştirilmesi çalışmalarında ağaç kesimi ve doğa tahribatına karşı durduğu için yaşamını yitiren Reşit Kibar ve yaralanan yurttaşlarımız, bir kez daha doğaya, çevre haklarına ve yaşam hakkına yönelik saldırıların acı bir hatırlatıcısı olmuştur.
Ülkemizde, özellikle Karadeniz bölgesinde, doğa tahribatına yol açan projeler, geri dönülemez çevresel zararlar doğurmakta, ekosistemleri yok etmekte ve toplumun yaşam alanlarına doğrudan müdahale etmektedir. Ne yazık ki, yaşam hakkı ve çevre hakkı, rant odaklı projeler karşısında hiçe sayılmakta, doğal varlıklar sistematik bir şekilde sermayeye teslim edilmektedir. Cankurtaran’da yaşanan bu son olay da, doğanın korunması için sesini yükselten yurttaşlara uygulanan baskıların silahlı saldırıya kadar geldiği noktayı gözler önüne sermektedir.
Reşit Kibar ve ortak mücadeleyi sürdüren yurttaşlarımız, yalnızca ağaç kesimini durdurmak için değil, yaşamı savunmak için mücadele etmiştir. Bu olay, Karadeniz’in benzersiz doğasını parça parça yok eden ve yerel halkın haklarını çiğneyen rant projelerine karşı sürdürülen mücadelenin ne kadar haklı olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Artvin’de çevre hakkını savunan yurttaşlarımızın yanındayız ve doğa katliamlarına karşı yürütülen toplumsal mücadeleye destek verdiğimizi vurgulamak isteriz.
Bugün Türkiye’nin dört bir yanında, doğanın ve halkın yaşam alanlarının sermaye çıkarları uğruna yok edilmesine karşı yükselen her ses, toplumsal bir direnişi temsil etmektedir. Bu sesleri bastırmaya yönelik her türlü şiddet ve baskı, toplumun en temel hakkı olan yaşam hakkına bir saldırıdır. Reşit Kibar’ın katledilmesi ile sonuçlanan saldırı, bu mücadeleleri yürüten herkes için tehditkar bir uyarı niteliğindedir. Çevre ve yaşam hakları, anayasal güvence altında olan haklardır ve bu hakların savunucuları kriminalize edilemez!
Şehir Plancıları Odası olarak, Reşit Kibar’ın ailesine ve tüm çevre mücadelesi verenlere içten taziyelerimizi sunuyor, bu insanlık dışı saldırıyı kınadığımızı belirtiyoruz. Reşit Kibar’ın şahsında tüm çevre ve yaşam hakkı savunucularını saygıyla anıyor, bu vahim olayın sadece bir insanın hayatına kastetmekle kalmadığını, aynı zamanda Türkiye’nin dört bir yanında doğa katliamlarına karşı sürdürülen haklı mücadelelere de bir gözdağı niteliği taşıdığını vurguluyoruz.
Yetkililere çağrımızdır: Reşit Kibar’ın hayatına mal olan bu cinayet ve benzeri saldırılar derhal titizlikle ve şeffaf bir şekilde soruşturulmalıdır. Olayın ardından tepkisini dile getirdiği ve söz konusu projeye karşı direndiği için tutuklanan Dursun Ali Koyuncu derhal serbest bırakılmalı; yaşam savunucuları değil cinayet azmettiricileri cezalandırılmalıdır. Adaletin en hızlı şekilde tecelli etmesi için Gezi’den Cankurtaran’a tüm yaşam savunucularına özgürlük en temel talebimizdir. Gelinen noktada, hak ve yaşam savunucularının özgürce mücadele edebilmeleri ve anayasal haklarını kullanabilmeleri için acil koruyucu önlemler alınmalı, bu tür baskıcı yaklaşımlara karşı etkin politikalar derhal devreye sokulmalıdır. Doğaya ve yerel halkın yaşam alanlarına geri dönülmez zararlar veren rant projeleri ve uygulamaları yeniden değerlendirilmeli, doğanın korunması, kuşaklar ötesi ortak yararların savunulması ve kamu yararı ilkeleri kent ve çevre politikalarında öncelik haline getirilmelidir.
Sendika.Org