Marmaris Kadın Platformu’nun çağrısıyla dün (10 Eylül), Narin Güran için bir yürüyüş ve basın açıklaması yapıldı. Yürüyüş, saat 19.00’da Ketenci Otel önünden başlayıp Marmaris Atatürk Meydanı’nda son buldu. Yürüyüşe siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, Tunceli eski Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu katıldı. Saat 19.00’da Ketenci Otel’in önünde toplanan kalabalık, kortej oluşturarak ellerindeki döviz ve pankartlarla, sloganlarla Narin’in katledilmesini protesto etti. Yürüyüşün sona erdiği Atatürk Meydanı’nda Platform üyelerinden Halime Şaman, basın açıklamasını okudu.

Açıklamada şunlar söylendi:

İçişleri Bakanı, 19 gün sonra Narin Güran’ın ölüm haberini açıkladı.

Yani kimi koruduğunu bilmediğimiz gizlilik kararıyla kamu vicdanını rahatsız eden, ardı karanlık, kutsal aile-tarikat hapishanesinde savrulan vaziyetin resmi açıklaması yapıldı.

Herkesin bildiği sır ise iktidarın Diyarbakır milletvekili aracılığıyla dile geldi. Ensarioğlu’nun ağzından dökülen “Bizlerin bazen bilmediği, bazen de bilip söylemememiz gereken şeyler var çünkü aile, bizim dostlarımızdır” cümlesi; çocukları, kadınları korumayan bir iradenin varlığıyla ilgili kaygılarımızı derinleştirdi.

Yaşadığımız dönemin adını açıkça koyalım: Getirilen ya da kaldırılan yasa/sözleşmelerden, kurumların aldığı tutumlardan görüyoruz ki sürüklendiğimiz süreç bir “İTLAF DÖNEMİDİR”. Bu ülkenin kadını, çocuğu, hayvanı, yoksulu itlaf edilmek istenmektedir. O zaman buradan seslenelim. Hodri meydan! Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz.

Biz sussak da rakamlar susmaz.

2022 yılında 232 bin 739 çocuk suç mağduru olarak güvenlik birimlerine getirildi. Narin’in korunamadığı gibi bu çocuklar da korunamadı. 232 739 kere lanet olsun!

31 bin 890 çocuğa karşı cinsel suç işlendi. 31 bin 890 kere lanet olsun.

2008 ile 2016 yılları arasında ülke çocuklarından 104 bin 531’i kayboldu ve hala bulamadınız. Artık kayıp çocuklarla ilgili resmi verilere ulaşamıyoruz. 104 bin 531 kere lanet olsun.

Batsın sizin bu kutsal aileniz.

Şiddet ve istismar dolu ailelere sıkışmadan, çocukların kaybolmadığı, kaybedilmediği, istismar edilmediği, kadınların öldürülmediği, şiddet görmediği bir toplumda, eşit ve özgür bir şekilde yaşamayı istiyoruz.

Umudumuz; cebberrut baskıya rağmen “Gidin Yalan Söyleyin” diye isyan eden cesaret dolu kızkardeşimizde. Narin’i katleden karanlık aydınlatılıncaya, hapishaneye döndürmek istediğiniz evlerimiz yuva oluncaya kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Her bireyin, her canlının yaşam hakkı en az kendimizin ki kadar kutsal oluncaya kadar alanları, sokakları terk etmeyeceğiz.

Talebimiz net: Saklama, aklama, yargıla

Sendika.Org