Reşit Kibar’ın öldürüldüğü saldırıdaki yaralı ve tanık anlatımlarına göre jandarma saldırının gerçekleştiği yere ihbardan birkaç dakika sonra geldi. Ancak birkaç dakika mesafede bir jandarma karakolu bulunmuyordu. Jandarma nasıl bu kadar çabuk gelebildi? Saldırıyı önceden haber almış ve saldırının yaşandığı yere yakın bir mesafede mi bekliyordu?
Artvin Cankurtaran’da ağaç kesimine engel olmak istersen silahlı saldırıda yaşamını yitiren Reşit Kibar’ın dosyası hakkında gizlilik kararı alındı.
Yaralı ve tanıklar olaya dair anlatımlarında Muhammet Ustabaş’ın silah çekmesinin ardından jandarmaya haber verdiklerini fakat olay yerine sadece iki sivil jandarma geldiğini ifade etmişti. Anlatımlara göre jandarma saldırının gerçekleştiği yere ihbardan birkaç dakika sonra geldi. Ancak birkaç dakika mesafede bir jandarma karakolu bulunmuyordu.
Dosyadaki gizlilik kararı jandarmaya dair şu soruları yanıtsız bıraktı:
Saldırıda yaralananların ve orada bulunan tanıkların anlatımına göre saldırı şöyle gerçekleşti:
Fikret Merttürk ve Muhammet Ustabaş, köylülerin ormanlık alana geleceklerini bilerek araçlarını çekmişlerdi ve bekliyorlardı.
Köylüler geldiğinde ağaç kesimine itiraz etti. Bu sırada kısa süreli bir arbede yaşandı. Arbede sırasında Fikret Merttürk telefonla birini arayarak “Buralar karıştı, ne yapmamızı istiyorsunuz?” dedi. Hemen akabinde Muhammet Ustabaş, Fikret Merttürk’e ait olan aracın içinden yine Fikret Merttürk’e ait olan silahı aldı. Köylüler Ustabaş’a “Bizi mi vuracaksın?” dediğinde Fikret Merttürk “Silah benim, ben kime istersem ona sıkar” diye cevap verdi.
Bu süre zarfında köylüler jandarmaya da haber vererek kendilerine yönelik saldırı olduğunu belirtip ihbarda bulundu. Fakat olay yerine sadece iki sivil jandarma geldi. Onlar da saldırı boyunca araçlarından aşağı inmedi.
Yaralı ve tanıkların anlatımına göre Muhammet Ustabaş, hedef gözeterek ateş etmeye başladı. Önce Reşit Kibar vurularak yere yığıldı. Kibar’ın yere yığılmasının ardından Ustabaş, Kibar’a ateş etmeye devam etti. Akabinde diğer köylüleri de yaraladı. O sırada orada bulunan Dursun Ali Koyuncu ve Murat Koyuncu’ya sıra geldiğinde ise mermi bitmesi ya da tutukluk meydana gelmesi sebebiyle vuramadı.
Köylüler Reşit Kibar’ı hastaneye götürmek için jandarmaya “Ambulans yetişemez, sizin araçla götürelim” dediğinde ise jandarma hiçbir şey söylemeden aracıyla uzaklaştı.
Daha sonra yaralılar köylülerin imkanlarıyla Hopa Devlet Hastanesi’ne kaldırılsa da Reşit Kibar tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Sendika.Org