Sıradaki ismimiz, 15 Temmuz’un o “ne istedilerse verilenlerin” darbesinin ardından Genelkurmay Başkanlığı’ndan Savunma Bakanlığı’na terfi eden, bugünlerde hayatına TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı, AK Parti Kayseri Milletvekili olarak devam eden, Hulusi Akar! O da bir konuşmuş, ama pir konuşmuş!
Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, Türkiye’nin, giderek tarım ithal eden bir ülke halini almasını eleştirenleri eleştirmiş! Ülkenin tarımsal üretim sorumluluğunu ve sürekliliğini omuzlaması gereken biri olarak da öyle bir cevap vermiş ki, vay halimize dedirtmiş!
Dediği mi?
“Dışarıda daha ucuzsa, ne yapacağız?”
Bize soruyor, ne yapılması gerektiğini! Dışarıda neden ucuz, ama bizde niye pahalı, bunun sorgusunda bile durmuyor! Kendi ülke üreticisinin hangi maliyetlerle boğuşup, ne denli büyük bir borç yükünün içinde debelendiğini ise fark etmiyor! Tüm bunları sormayan, cevapları bulmak için de kafa patlatmayan biri olarak da, “Ne uğraşacağım ki” dercesine, “Ben de gider ucuz olan dışarıdaki ürünü alırım” diyebiliyor! Bunu söylerken de utanmıyor! Bunun itirafında dururken, yüzü dahi kızarmıyor! Maaşını, ülke tarımını korumak üzere aldığını umursamıyor! Hepsi bir tarafa, bu acizliği, bir çözüm sunarcasına anlatıyor!
Sıradaki ismimiz, 15 Temmuz’un o “ne istedilerse verilenlerin” darbesinin ardından Genelkurmay Başkanlığı’ndan Savunma Bakanlığı’na terfi eden, bugünlerde hayatına TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı, AK Parti Kayseri Milletvekili olarak devam eden, Hulusi Akar!
O da bir konuşmuş, ama pir konuşmuş!
Anadolu illerini dolaşıyormuş Akar! Vatandaşlarla, bilgi dağarcığını paylaşıyormuş! Ama keşke, hani paylaşırken, iki düşünüp bir konuşsaymış!
Onun dediği mi?
“Eğitimin amacı ne? Eğitim, bilgi değil, arkadaşlar… Bilgi, üniversitede oluyor! Eğitimin amacı, bir, Allah korkusu… İki, kuldan utanma… Eğer bu verilmezse, bazı sıkıntılarımız var, eğitimcilerimizin yakından bildiği gibi! Bu sefer; ateistle mi uğraşacaksınız, deistle mi uğraşacaksınız, LGBT ile mi uğraşacaksınız, uyuşturucu ile mi uğraşacaksınız? Şaşırırsınız…”
Haklı!
Bilgi önemli!
Hele ki bilgili insan!
O zaman soralım mı, Hulusi Akar’a.
Kendi bakanlığına kendi şirketinden mal satan, hem satıcı hem alıcı olan, bu ortaya çıkınca da sessiz sedasız yaşanan ticaretin üstü kapatılan olayın sorumlusu, partili arkadaşını hatırlıyor mu? Kuldan utanmış mı, sormuş mu acaba? Ülke insanından özür dilemiş mi, o utançla, bunu da takip etmiş mi? Bu ticareti yaparken, Allah’tan korkmuş mu? Sahi, deprem zamanı Kızılay çadırlarını ticari malzeme gibi başka kurumsal kimliklere satan aynı kurumun başkanı için de konuşmak ister mi? Kuldan da Allah’tan da utanmış mı o da? Sormuş mu? Yoksa onun da yaşattıklarının üstü örtülmüş mü? Peki, bu ülkenin kadınlarına “sürtük”, onun gibi düşünmeyenlere de “cibilliyetsiz” diyen için de bir şeyler der mi, Hulusi Akar? Hadi kuldan utanmamış da, Allah’tan da mı korkmamış, diye merak da mı etmemiş!?
Vatandaşa eğitim ve bilgi semineri vereceğinize, partinize ve ülkenin yönetiliş şekline biraz bakıp, sussanız mı?
Haklısınız, sadece iktidar da değil…
Ana denen muhalefet, farksız mı?
Sözde sol kimlikli, sözde laik Cumhuriyet’in savunucusu ve böylesi bir ülkeyi kuran Atatürk’ün de partisi, CHP’nin o çok “değişimci” lideri Özgür Özel’in son söylediğindeyim bu defa…
“Gönlü Filistin’le birlikte olan, Ege’nin bir küçük köyünün camisinde Mescid-i Aksa’nın şekil bulacak olması, son derece anlamlı! Ümit ediyorum, kış bastırmadan önce, bir cuma günü, buranın açılışını yine hep birlikte gerçekleştireceğiz…”
Siyasal İslamcıların son dönem, Gazze-Hamas-Filistin üçgeninde yeniden dillendirdiği bir konuda CHP’nin de oy devşirme işine girmesi, hatta bunu yaparken de cami açılışını duyurması, öylesine trajikomik bir sahne yaratıyor ki ülke “sol”unun en görünür yüzü olarak! Dinden, imandan, kutsal kitaptan aldığı destekle seçmeni tavlama sanatını, bu ülkenin sağı hep yaptı, bunda değiliz de… Ülkenin başkentinde, tarikatların/cemaatlerin cirit attığı bir dönemde, dinin bu denli politize edildiği bir süreçte “aynı yolun yolcusuyuz” dercesine olanı tekrar etmesi, “ipin ucu kaçtı” diyenleri hatırlatıyor hatırlatmasına da…
Bence, ortada o ip de kalmadı gibi!
Yine de merak ediyorum…
CHP’de, “kazanan ceketli” Özgür Özel’e bu aklı fikri verenler, danışmanları mı yoksa bu muhteşem kurgunun senaristi kendisi mi?
Günün özetinde, elde ne iktidar adına bu ülkeyi emanet edip de rahat uyuyabileceğimiz insanlar var ne de iktidarın bu halinde onları doğru yola sevk edecek, onlara alternatif olabilecek bir ana muhalefet var! Hepsinden korkutucu olanı da, kurtarma filikaları bile kalmayan bir gemide, onlarlayız!
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.