Fernas Madencilik’te işletme müdürü Serkan Güncü, ancak Çalışma Bakanlığı veri tabanından ya da işçilerin e-devlet hesabından edinilebilecek olan bir işçiye ait sendika üyelik bilgisini X hesabından paylaşması üzerine BİRTEK-SEN, bu sorunun artık tek tek sendikaların ya da direnişlerin sorunu olarak görülemeyeceğini vurgulayarak tüm mücadeleci sendikaları bu sendika düşmanı durum karşısında ortak tutum almaya çağırdı
AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’na ait olan Fernas Madencilik’te işçilerin direnişi sürerken işletme müdürü Serkan Güncü, ancak Çalışma Bakanlığı veri tabanından ya da işçilerin e-devlet hesabından edinilebilecek olan bir işçiye ait sendika üyelik bilgisini X hesabından paylaştı.
Fernas Madencilik’te bu skandalın ortaya çıkmasının ardından BİRTEK-SEN, tüm mücadeleci sendikaları bu sendika düşmanı durum karşısında ortak tutum almaya çağırdı. Özak, Agrobay, Polonez, CarrefourSA, Akcanlar, Fernas direnişlerini hatırlatan BİRTEK-SEN, bu direnişlerin hepsinde sendikal hakların gaspı için hukuksuz yolların kullanıldığını ve bunların cezasız bırakıldığını hatırlattı.
“Bu sorun artık artık tek tek bu saldırıların hedefi olan sendikaların ve direniş yaşanan işyerlerindeki işçilerin sorunu olarak görülemez” diyen BİRTEK-SEN’in yaptığı açıklamanın tamamı şöyle:
MÜCADELECİ SENDİKALARA ORTAK TUTUM ALMA ÇAĞRISI
Sendikalaşma mücadelesi veren, en temel yasal hakları için bile direnmek zorunda kalan, hak arayan, örgütlenen işçilere ve sendikalarına yönelik son dönemde yaşan baskı ve şiddetle engelleme girişimlerine, sonunda bakanlığın sendikalı işçilerin bilgilerini işverene sızdırma skandalı da eklendi.
Bilindiği gibi, bir süre önce aynı @csgbakanligi, bakanlığa bağlı müfettişlerin Özak Tekstil patronu ve yandaş sarı sendikayla işbirliği yaparak, tek taraflı ve skandal bir teftiş raporuna dayanarak, sendikamıza 1,5 milyon TL’lik idari para cezası kesmişti.
Sadece son bir yıl içinde, Özak, Agrobay, Polonez, CarrefourSA, Akcanlar, Fernas Maden ve daha pek çok grev ve direnişte kolluk kuvvetlerinin işçilere ve sendikacılara uyguladığı şiddet, dayakla, işkenceyle toplu gözaltı gibi saldırılar rutin uygulama haline geldi.
İşçilerin hak arayışının, sendikal örgütlenme hakkı ve sendika seçme özgürlüğünün güvence altında olmasından sorumlu olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bütün bu açık hak ihlalleri karşındaki patron işbirlikçisi tutumu ise, ortaya çıkan bu son skandalla birlikte artık tuzun da koktuğu bir noktaya gelindiğini göstermektedir.
Bu sorun artık artık tek tek bu saldırıların hedefi olan sendikaların ve direniş yaşanan işyerlerindeki işçilerin sorunu olarak görülemez. Bu yaşananlar, toplam olarak sendikal örgütlenme ve hak arama özgürlüğünün adım adım ortadan kaldırılması anlamına geliyor.
Bütün mücadeleci sendikalara, sendikacılara ve işçilere, bu işçi ve sendika düşmanlığına karşı, sendikal örgütlenme ve hak arama özgürlüğümüze sahip çıkmak için ortak tutum alma çağrısı yapıyoruz.
Sendika.Org