“Ben ekonomistim diyen Ankara’nın ‘yas’ ve ‘Instagram’ tartışmaları arasında yolumuzu bulmaya, parasızlığımızın sıkıntıları içinden çıkmaya çalışıyoruz! Anlayacağınız, gerisi Allah Kerim, olmuyor!
Erdoğan’ın, gençlerden çok çocuk isterken söylediği neydi:
“Bir olur garip olur, iki olur rakip olur, üç olur denge olur, dört olur bereket olur, gerisi Allah Kerim…”
Gerisi…
Sahi, ne var o geride?
Ceplerine harçlık konulamayan çocuklar var! Aile bütçesine katkı olsun diye işçi olan çocuklar var! Masraflarına yetişilemeyen yamalı bir hayat var! Kiraya bile yetmeyen maaşların utandıran halleri var! Ete, süte, peynire, hele ki dışarıda akıp giden hayatın sosyalliğine bile dokunamayanlar var! Mahalle pazarına gidip de sadece domates, salatalık, maydanoz alıp, kiraza da çileğe de incire de üzüme de dokunamayanlar var! Et reyonunun önünden geçerken, gram hesabı üzerinden alacağı etin ağırlığını kaldıramayan bir cüzdan var! Kendi ülkesinin topraklarında yetişen ürünlerin yanından geçerken iç geçirenler var! Cebindeki parasıyla iyi bir yaşam umudunu hep yarınlara erteleyenler var! 10 bin liralık maaşına aldığı 2 bin 500 lira zam için şükretmesi istenenler var! 6 Şubat enkazının orta yerinde, devletin ona verdiği kira yardımı kesilenler var! Emeklisini sırf çalışıyor diye cezalandırıp, ikramiyesini ondan esirgeyenler var! İtibarından tasarruf etmeyenlerin Ankara’sını ayakta tutmak için itibarından vazgeçenler var! Bir zamanlar “kefen parası” diye bir köşede tuttukları paradan bile olanlar var! Düğünlere çeyrek altın götürmekten utandıkları zamanlardan, artık çeyrek altın bile alamadıkları günlere gelenlerin endişesi var! Elde avuçta kalanla okuttukları çocuklarının gelecek hayallerini, mülakat odalarının kirli siyasetinde kaybedenler var! Son depremin adeta yok ettiği kentlerde binlerce konteyner içinde hala bir hayat umuduyla yaşayanları, yeni yapılacak evleri üzerinden devlete borçlandıranlar var! “Enflasyon, yerçekimi gücüne karşı mücadele edemez, düşecek” diyenlerin, yere düşmüş bir ekonominin ezdiği milyonların açlığına ve yoksulluğuna sırtını döndüğü bir ülke var!
Anlayacağınız,
…“Ben ekonomistim diyen Ankara’nın ‘yas’ ve ‘Instagram’ tartışmaları arasında yolumuzu bulmaya, parasızlığımızın sıkıntıları içinden çıkmaya çalışıyoruz!
Anlayacağınız,
…gerisi Allah Kerim, olmuyor!
Peki, o geridekileri toparlamaya (!) çalıştıklarını söyleyip, bizden hep çok ileride olanlar mı?
Hani, “Klavyeler, kelimeler, harfler, düşünceler üzerindeki kısıtlamaları biz kaldırdık” diyenler, ama onlardan farklı düşünenler için “cibilliyetsiz” diyebilecek kadar ileriye gidenler…
Kimler sahi, onlar?
Onlar, halka attırdıkları “yerli” ve “milli” sloganları arasında,
…kollarında, yüzbinlerce liralık yabancı marka çantalar/saatler olanlar!
…altlarında, on milyonlar değerinde ultra lüks yabancı marka arabaları olanlar!
…çocuklarının eğitim tercihini Avrupa ve Amerika’dan yana yapanlar!
…kurbanlık hayvanını bile yabancı ülkelerden alanlar!
…en büyük tarımsal ithal kalemi buğday olanlar!
…toprağa küsmüşleri adressiz bırakanlar!
Sahi, kime ne anlatıyor bu Ankara’dakiler? Yeni evlenenlere ‘Nasıl geçineceksiniz’ diye sormak yerine ‘4 çocuk yapın, berekettir’ diyenler, ne anlatıyor? Yaşlılarına hak ettikleri gibi bakamayanlar, gençlerine ne anlatıyor? Kendi ülkelerinde bir gelecek bulamayan gençlerin, güvenle yaşlanabilecekleri ülkelere göç eden hallerine “giderlerse gitsinler” diyenler, ne anlatıyor? Bir gün yaşlanacak olan gençlerine, onları da aynı bugünün yaşlılarının yalnızlığı gibi yorgun ve yoksul bir gelecek beklediğini açık açık ortaya koyanlar, ne anlatıyor?
Anlatmayın!
Susun!
Utanın da!
Çünkü ben utanıyorum, beni yöneten sizlerin utanmazlığından, utanmaz rahatlığınızdan!
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.