Dün gereksiz dediğimiz vekil lojmanlarının yerini, bugün, TBMM lokantası başta olmak üzere, devletin size her alanda sunduğu “kıyak yaşam formu” almış durumda… Buna, emekliliğiniz de dahil!
Aslında her şey, Binali Yıldırım’ın, yenilenen TBMM lokantasını tanıtırken, 550 çeşit yemek olduğunu söylemesiyle başladı, “Takip edip, seçmesi zor” diye de eklemesiyle!
Haklı…
Bolluk da şaşırtır insanı!
Etlisi, balığı, sebzesi, meyvesi, tatlısı derken…
Hele ki cebinden bunca şey için azıcık bir para çıkarken…
Milyonları açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşamaya çalışan bir ülkede birinin bunu söylemesi için ya çok saf ya da fazlasıyla umursamaz olması gerekiyor! İsteyen istediğinde dursun da, benim duracağım yer, bu tartışmaya yeni bir boyut katan, İyi Parti Milletvekili Lütfü Türkkan’ın son açıklaması…
Türkkan, savunma (!) yapmış, çok eleştirilen TBMM lokantası adına! Savunması da, “…aslında her gün rutin olarak yiyenler, daha çok vatandaşlar” noktasında! Demesine göre, her gün, 600 milletvekilinin yarısı bile Meclis’te yemek yemiyor! Ama asıl dediği, her milletvekilinin her ay ortalama 250-500 arası ziyaretçisi oluyormuş ve bunların TBMM lokantası yemek ücretleri de yine o milletvekilleri tarafından karşılanıyormuş!
Çok üzüldüm şimdi…
Adamlar, vatan/millet derdine mi düşsün, yoksa vatandaşa ısmarladıkları yemeklerin yarattığı o dağ gibi maliyetin altından çıkmakla mı uğraşsın!?
İşiniz zor, Sevgili Lütfü Türkkan!
Ama en azından, Binali Yıldırım’ın o, “550 çeşit yemek, takibi zor” dediği şeyle siz uğraşmıyorsunuz! Bir de 550 arasından hangi etli yemeği yesem, tatlılardan ne seçsem, meyve tabağımın kombinini hangilerinden oluştursam diye düşünmekten de kurtuluyorsunuz!
Türkkan, bir şeyin daha altını çizmiş…
Yemekler, ucuz!
Yani, bu bir iddia değil…
Vekilin kendi açıklamasından…
Savunmanız güzel (!), hatta bol bol gülümsetti hepimizi ama, sormak da istiyorum, Sevgili Türkkan… Sizlerin, vatandaşı ağırlamak için kullandığınızı açık açık belirttiğiniz, ama hizmet alıcısı olarak çok da kullanmadığınız bir lokantanın, bu kadar kalabalık ve üst düzey bir menüyü bir o kadar “ucuz”a çıkartmak için her gün, her ay, her sene kaç TL zarar ettiğini de söyler misiniz bize? Piyasa fiyatı 1000 TL’nin çok üzerinde olması gereken bir yemeğin bile 100-200 TL aralığında sunulduğu TBMM lokantasının, bu ucuzluğu sağlamak için devletten ne kadar mali destek aldığını da ama…
Asıl komedi de burada.
Yemek ısmarlanan ve ağırlandığını sanan vaandaş, aslında oluşan bu devasa zararı da karşılamak zorunda bırakılan kişi konumunda! Peki, farkında mı? Tabii ki değil! Yani, konu speküle edilmiyor, bilgi kirliliği de yok, Sevgili Lütfü Türkkan, ama elde net bir gerçek var, sizlerin hiç ama hiç fark edemediği!
Bugün bundayız!
Fazlasında değil, azında hiç değil!
Özetle, dün gereksiz dediğimiz vekil lojmanlarının yerini, bugün, TBMM lokantası başta olmak üzere, devletin size her alanda sunduğu “kıyak yaşam formu” almış durumda… Buna, emekliliğiniz de dahil!
Anlayacağınız, açıklamanız, 550 çeşitten oluşan menünüz kadar zengin de değil, leziz de değil!
Aksine, çok yavan!
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.